Ortaöğretime geçişte Seviye Belirleme Sınavı’nın (SBS) yerine getirilen merkezî sınavlar bugün uygulanıyor.
Abone olTemel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) adı verilen sistemin ilk sınavlarına bu yıl 1,3 milyon 8. sınıf öğrencisi katılacak. Öğrenciler bugün 3, yarın da 3 olmak üzere 6 sınava girecek. Yeni sistem, açıklandığı günden beri eleştirilerin odağında. Zira ‘kaldırılacak’ denilen sınav, 1’den 12’ye çıktı. Öğretmenler, konunun anlaşılır olmasından ziyade müfredatı yetiştirme telaşına girdi. Son iki aylık sürede okullar adeta dershaneye döndü. Hafta içi ve hafta sonu kurslarla sınav konuları yetiştirilmeye çalışıldı. Sınav sayısının artmasıyla birlikte öğrenci ve velilerdeki stres de katlandı. Şimdi, sınavlar yüzünden büyük kaygılar taşıyan yüz binlerce çocuğun, rekabet üzerine kurulu yeni sistemle geleceklerini ne kadar inşa edebilecekleri merak konusu.
Ortaokul son sınıf öğrencileri bugün Türkçe, matematik ve din kültürü derslerinden sınav olacak. Yarın da fen ve teknoloji, TC inkılap tarihi ve Atatürkçülük ile yabancı dil sınavları yapılacak. Saat 09.00’da başlayacak sınavda her dersten, çoktan seçmeli 20 soru sorulacak ve sınav süreleri 40 dakika olacak. Sınavlar arasında 30 dakika mola verilecek. Her öğrenci kendi okulunda sınava gireceği için ilköğretim okuyan son sınıflar dışındaki tüm öğrenciler 2 gün tatil yapacak. Öğretmenler, sınavlarda kendi okullarından farklı bir binada görevlendirilecek. Öğrenciler olağanüstü haller ve özel durumlar dışında kendi okullarında, belirlenen sınıflarda sınava alınacak. Öğrencilerin, ortak sınava gireceği sınıf ve sıra bilgisi, e-okul üzerinden öğrenilebilecek. Sınavlardan sonra kopya taraması yapılacak. Aynı sınıfta sınava giren ve aynı kitapçığı kullanan öğrencilerin cevap kâğıtları, bilgisayar sistemi aracılığıyla ikili-toplu kopya karşılaştırmasından geçirilecek.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yeni sistemin öğrenci, okul ve öğretmen ilişkisini güçlendireceğini, müfredatın ülke çapında eşzamanlı gideceğini, öğrenciler için daha stressiz olacağını ve okul dışı eğitim kurumlarına yönelme ihtiyacını azaltacağını söylemişti. Buna karşın eğitimciler, müfredatın her ilde eşit işlenemeyeceğini, öğretmen açığının sorun olabileceğini, hormonlu notların havada uçacağını ve güvenlik zafiyetlerinin çıkabileceğine dikkat çekmişti. İlk izlenimler de eleştirileri haklı çıkardı. Son iki aylık sürede okullar adeta dershanelere dönerek hafta içi ve hafta sonu kurslarla sınav konularını yetiştirmeye çalıştı. Takviye derslere rağmen kimi okullarda konular yetişmedi. Bu durum öğrenci ve ailelerinde büyük endişe uyandırdı.
Müfredatı yetiştirme sorunu, derslik ve öğretmen açığı olan semtlerdeki okullarda kangrene döndü. Sultanbeyli’deki bir ortaokulda görev yapan öğretmenler, çaresizliklerini şu sözlerle dile getirdi: “Sınav konularını yetiştirmede sıkıntı yaşıyoruz. Konular yetişse bile anlamayan öğrenciler için geri dönüp tekrar yapma şansımız yok. Geçen yılki seminerlerde Milli Eğitim müfettişleri, öğretmenlere ‘müfredatı yetiştirme gibi bir derdiniz olmasın, öğrenciler konuyu anlasın yeter’ diyordu. Şimdi ise ‘konular yetişsin’ diye uğraşıyoruz.” Ücretli öğretmenler de ayrı bir sorun. Birinci dönem çalışıp ikinci dönem işi bırakan öğretmenler, öğrencileri olumsuz etkiliyor. Yine öğretmen açığı, ücretli çalışanların farklı branşlarda görev yapmasına sebep oluyor. Örneğin matematik dersine fizik, Türkçe dersine ise ziraat mühendisi girebiliyor. Esenler’deki çoğu okulda da aynı durum söz konusu. Konular yetişsin diye okullarda ek dersler ve konu tekrarı için denemeler yapılıyor. Kimi konular, öğrenciler anlamadan hızla anlatılıyor.