BIST 8.885
DOLAR 34,31
EURO 37,19
ALTIN 3.018,55
HABER /  GÜNCEL  /  EĞİTİM

MEB işgal altında iddiası

Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, MEB'in işgal edildiğini öne sürdü.

Abone ol

Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, Milli Eğitim Bakanlığı"nın AB uzmanlarınca işgal edildiğini öne sürdü.
Milli Eğitim Bakanlığı"nın hemen bütün birimlerinde Avrupalı bir uzmanın görev yaptığını belirten Gürkan Avcı, “Yıllardan bu yana Türkiye"den umudunu kesmiş olan insanlara her gün görmeleri gereken "pembe bir rüya" gibi empoze edilen Avrupa Birliği, ülkemizin en temel unsurlarından olan MİLLİ EĞİTİM"i tam anlamıyla işgal etmiş bir konuma gelmiştir” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığında uzman sıfatıyla çalışan AB tarafından gönderilmiş kişilerin doğal olarak sözü geçer bir konumda çalıştıklarını belirten Avcı, “Her alanda olduğu gibi eğitimde de dudak uçuklatan maddi destekler sunan Avrupa Birliği, aktardığı paraların yönlendirilmesini kendi eline almıştır. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde bulunan iletişim, inşaat, iş piyasası, müfredat geliştirme, mekanik sektör, ulusal kalite sistemi, yaygın eğitim, uluslar arası satın alma ve daha birçok alanda yapılan çalışmaların yönlendirilmesi, gönderilen euroların hatırına AB tarafından atanan yüksek maaşlı uzmanlar tarafından yapılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde kısa ve uzun dönemli çalışacak şekilde ve belirtildiği gibi AB tarafından belirlenen uzmanların sayısı, 100"e yaklaşmıştır” şeklinde konuştu.

AB KREDİLERİ, MEB"E FAİZLİ VE HAZİNE GARANTİLİ VERİLİYOR
Gürkan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Birliği"nin zararlı tohumları eğitim sistemimizi 100 kadar farklı proje ismiyle ekilmeye başlamıştır. Eğitim Sistemimize damardan girmek isteyen AB, uygulamaya sokulan Temel Eğitime Destek Projesi"ne 100 milyon euro aktarmıştır. Bu proje kapsamında Diyarbakır"da gerçekleştirilen seminer ile, 50 öğretmene "AB standartlarını yakalama"nın püf noktaları öğretilmiştir(!).

Yine 59 milyon euro ile bütçelendirilen ve 51 milyonu AB hibesi olan Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi de uygulamaya sokulmuştur. Ayrıca, 14 milyonu AB hibesi olan ve 18.5 milyon euroluk bütçe ile uygulamaya sokulan Mesleki ve Teknik Eğitimin Modernizasyonu Projesi kapsamında Türkiye"ye gelen AB uzmanları, eğitim müfredatının düzenlenmesi ve öğretmenlerin AB normlarına göre yetiştirilmesi çalışmalarını yürütüyor. Kaldı ki tüm bu projelerin az bir kısmı hibe olmakla birlikte büyük bölümü hazine garantisi ile Milli Eğitim Bakanlığı"na faizli borç olarak veriliyor.

KOLAY KURTULAMAYACAKLAR
Yapılanların adının, kelimenin tam anlamıyla eğitim sistemine çomak sokmak olduğunu söyleyen Gürkan Avcı, “Bir zamanlar ABD"li uzmanların hizaya sokmak istediği Milli Eğitim, bugün AB"nin belirlediği uzmanlara teslim edilmiştir. AB uzmanlarının bilgi birikimlerine sahip olan ve diplomalarının duvarda asılı kalmasına seyirci kalınan kendi uzmanlarımızın aranıp sorulmaması, kendilerine alanlarında iş verilmemesi ise, ayrı bir utanç tablosu olarak sergilenmektedir. Bu vebalin altına girmek kolay, yükünün altından sıyrılmak ise o kadar kolay olmayacaktır.
AB"ye üyelik isteği ve hırsı, Türk ulusunun bir talebi olarak sergileniyor. Halbu ki, aç karnını doyurmak için "Avrupa ülkesi olsunda neresi olursa olsun" düşüncesindeki vatandaş, Avrupa Birliği kriterlerinden bir tanesini bile söylemekten uzak yaşıyor Avrupa"ya. Öte yandan, Avrupa Birliği"nin kullanmaya yer ve zaman bulamadığı paraların akıtıldığı Milli Eğitim Bakanlığı, "Avrupa Birliği normlarını, hedeflerini ve eğitim anlayışını kabul ediyoruz" diyebiliyor.

BEYİN GÖÇÜNE ÇANAK TUTULUYOR
Avrupa Birliği"nin hibe adı altında sunduğu paraların, Türkiye"ye köklü yerleşme amacı taşıdığını ileri süren Gürkan Avcı, “Sayıları 100"e yakın AB uzmanının işgal ettiği Milli Eğitim Bakanlığı, belki de onlardan daha yetenekli olan kendi insanlarımızı unutarak beyin göçüne çanak tutmaktadır” dedi.

AB tarafından yapılan yardımlar karşılığında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde; Temel Eğitime Destek Projesi kapsamında 27, Türkiye"de Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi kapsamında 42 ve Türkiye"de Mesleki ve Teknik Eğitimin Modernizasyonu Projesi kapsamında da 3 uzman bulunduğunu belirten Gürkan Avcı, “AB"li uzmanların işgaline yeşil ışık yakan Milli Eğitim Bakanı kendi insanına kapılarını kapatırken, yılların kanayan yarası beyin göçünün önünü açmaktadır. Avrupalıların, daha doğrusu euroların hatırına kendi aydın insanını küstüren ve Türkiye"den kaçmalarına yol açan bir bakanın, ülke geleceğini düşündüğünden söz edilemez” şeklinde konuştu.

SEÇME BÜROKRATLARA AVRUPA TATİLİ
AB"nin eğitim sistemine öngördüğü dayatmalar çerçevesinde Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde bulunan "seçme" bürokratların bilgi ve birikimlerini artırmak amacıyla haftalar boyunca Avrupa ülkelerine gönderildiğini de söyleyen Gürkan Avcı, “Bir yandan Avrupalı uzmanları bünyene sokacaksın, diğer yandan "Git Avrupa"yı gör" diye gönderdiğin "seçme" kişilerin konaklamasına, iaşesine, uçuşuna artı harcırah ekleyerek milyonları harcayacaksın. Avrupalı zaten Avrupasını uzmanları aracılığıyla burada tanıtmıyor mu? Daha ne öğreteceksin? Buna Amerika"yı yeniden keşfetmeye soyunmak derler” dedi.

AB, İŞE YARAMAYAN PROJELERE PARA VERİYOR
Türkiye"de yırtık ayakkabılar ile karları yararak okula ulaşma mücadelesi veren çocuklar bulunduğunu belirten Avcı sözlerini, “Parasızlıktan zorunlu eğitimine devam edemeyenlerin varlığı gözler önündeyken, sistemi renkli kutulara sokmanın hiçbir yararı olmaz. Öğretmen ve öğrenciler aracılığıyla topluma çevre bilinci aşılamak amacıyla hazırlanan ve Yeşil Kutu denilen, içerisinde öğretmen el kitabı, video kaset, interaktif tabloların, çizgi filmlerin yer aldığı bir CD-Rom dağıtmak ile Türkiye yeşillenmez. Öğretmenlerimiz ağır ekonomik şartlar altında kıvranırken, çağdışı eğitim sistemi yüzünden öğrencilerimiz bolca sıfır çekerken, eğitimin asıl sorunları çözüm beklerken, çok geniş kapsamlı ele alınması gereken konuların boyalı kutular içerisine sıkıştırılarak iş yapar görünmesi, Milli eğitim Bakanlığı"nın çok çabuk AB dümen suyuna girdiğini göstermektedir.

Bağımsız Eğitimciler Sendikası olarak, öncelikle bütün çocuklarımızın okula isteyerek gitmelerine fırsat yaratılmasını istiyoruz. Ek konuların daha sonra gönüllü olarak benimseneceği düşüncesindeyiz. Milyarların görünüş değiştirmek adına (göz) boyamalarda kullanılması yerine, acil çözüm bekleyen eğitim sorunlarına yatırılmasının daha yararlı olacağını düşünüyoruz” şeklinde tamamladı.