BIST 9.725
DOLAR 35,22
EURO 36,80
ALTIN 2.979,05
HABER /  GÜNCEL

MDHP'nin laikliği tarifi nasıl?

Laikliğin anayasaya konulmasının yıl dönümünde yine gündeme gelen laiklik tartışmalarına Milli Demokrat Halkın Partisi farklı bir bakışı açısı getirdi.

Abone ol

Fertlerin hiçbir zaman Laik olma zorunluluğu olmadığı gibi Devlet’in Laik olma mecburiyeti bulunduğuna işaret eden; Milli Demokrat Halkın Partisi (MDHP) Genel Başkanı Av. Yusuf Erikel; Diyanet İşleri Kurumunun Siyasi İktidarların gölgesinde çalışmaları yürüttüğünü ve yine Devlet’in hazinesinden maaşlar verilmesinin , Hukuk mahkemelerinin Dini konularda kararlar almalarının Laiklik esaslarına tamimiyle ters düştüğünü vurgulayarak ; “ Devlet’in Kendisi Laik Değil “ dedi. Laikliğin Dinsizlik olarak algılanmasının cahillik olduğunu ve esas itibariyle Laiklik Sistemi’nin İslam dininin kutsallığını korumak ve kollamak için kurulduğunu kaydeden ; MDHP Lideri Erikel ; açıklamalarında şu noktalara dikkat çekti. Din Siyasallaştırılamaz.. “ Atatürk Din’in Siyasallaştırılmaması ile İslam’ın kutsallığını korumak ve bazı tacirlerin yolunu kapatmak için Laiklik sistemini getirmiştir. Yani bu sistemi Fertlerin uyması için değil de Devlet’in uyması için getirmiştir. Bu nedenle kişilerin Laik olma zorunluluğu olmadığı gibi Devlet ve yönetimi Laik olmak ve laiklik ilkelerine uymak zorundadır. Kişi nasıl ben ‘ Ateistim ‘ diyebiliyor ise bir başkaları da ‘ Ben laik değilim ‘ diyebilme özgürlüğüne sahiptir ve bu özgürlük Cezai dayatmalar ile de engellenemez. Laikliği Dinsizlik olarak yorumlamak ve nitelendirmek te tamamen cahilliktir.” Devlet Laik’ mi ? Laikliğin kuruluş amacına ve Atatürk ‘ten sonraki değişen uygulamalarına baktığımız da ise Sistem’in tamamen yozlaştırıldığını ve siyasilerin istedikleri şekillerde uygulama yöntemlerine başvurduklarını görmekteyiz. Devlet’in vatandaşlara Laiklik sistemini tam anlamı ile anlatmadığı gibi kendiside Laiklik ilkelerinden uzak kalmıştır. Örneğin ; Din İşleri konusunda tamimiyle yetkili kılınan Diyanet İşleri Devlet mekanizmasını yürüten Siyasi iktidarların gölgesinde çalışmalar sürdürdüğü gibi yine siyasilerin yönettiği Bakanlıklardan maddi ihtiyaçları karşılanmaktadır. Böyle bir ilinti içinde Devlet işleri ile Din işlerinin ayrı tutulmasını düşünmek mantıktan öte bir şeydir. Bugün YÖK’e verilen statü neden Diyanet işlerine verilmemektedir. Yine Devlet’in Hukuk Mahkemeleri kişilerin inançlarını yaşaması konusunda yasaklık veya serbestlik getiren kararlar almaktadır. Adı Anayasa olan mahkememiz Başörtü yasağı getirme konusunda kararlar almaktadır. Görülmektedir ki Devlet’in kendisi bir türlü Laik olamamıştır. Latife Hanım’ın Giysisi Laikliğin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün eşi Latife Hanım ile alınmış görüntülerine baktığımız da Atatürk’ün Laiklik anlayışını daha iyi kavra cağımız inancındayız. Başı kapalı ve uzun giysiler giyen Latife hanım ile Atatürk’ün ,bütün resmi toplantı ve sohbetlerde birlikte bulunduğunu görmekteyiz. Yani şimdi bazılarına göre Atatürk Kamusal alan ilkesine ihanetimi etmektedir veya kurduğu laikliğin ilkelerini çiğnemiş midir. Elbette ki hayır.. Fakat bu güzel anlayış Atatürk’ten sonra bazı siyasilerce dejenere edilmiş ve kasten Laikliğin Din’e bakış açısında sanki eksi uygulamaları varmış gibi görüntülerin sağlanmasına maalesef yardımcı olmuşlardır. Bunun içindir ki MDHP ; Devlet’in Laiklik sisteminin uygulanmasında vatandaşlardan uyum beklentisi var ise önce Devlet’in kendisini Din işlerinden arındırması gerekir.”