McDonald's Türkiye Müdürü Fansa şimdiye kadar hiç et ithal etmediklerini ihtiyaçlarını Türkiyeden sağladıklarını söyledi.
Abone olMcDonald's Türkiye Genel Müdürü Sadi Fansa, McDonald's dünyasında bir ilk olarak işletmeye açtıkları sığır besi çiftliklerinin başarı sağladığını belirterek, ''besi çiftlikleri örnek oldu, Macaristan ve İngiltere'de de benzer işe girişiyorlar'' dedi. Fansa bu arada, şimdiye kadar hiç et ithal etmediklerini, besi çiftliklerindeki hayvanların tamamının Türkiye'den temin edildiğini söyledi. McDonald's Türkiye Genel Müdürü Sadi Fansa, şirketin Türkiye'deki faaliyetlerini değerlendirdi. 2003 yılının yeniden yapılanmalarının son aşaması olduğunu belirten Fansa, 2000 yılı öncesinde agresif büyüme stratejisi sonucu çok sayıda yeni restoran açtıklarını ve 135 adete kadar ulaştıklarını bildirdi. Marmara depremi ve ardından gelen ekonomik krizi öngörmelerinin mümkün olmadığını vurgulayan Fansa, bu nedenle kar etmeyen restoranları kapattıklarını ya da işletmecilerinden devraldıklarını kaydetti. Yeniden yapılanma ile şu anda çoğunluğu kendilerine ait 80 restoranla faaliyet gösterdiklerini ifade eden Fansa, ''Kriz döneminde işletmecilerin ayakta durabilmesi için büyük fedakarlıklar yaptık. Desteğimiz yıllarca sürdü. Şirket olarak yaptığımız yatırımın dışında Türkiye'de 1991'den 2002 sonuna kadar işletmecilere 32 milyon dolara yakın destek sağladık'' dedi. Fansa, Türkiye'de McDonald's'ın yaklaşık 130 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirdiğini belirtirken, ''kapatacağımızı kapattık, devralacağımızı devraldık. Şu anda Türkiye'deki faaliyetlerimize sağlam bir şekilde devam ediyoruz. Bu yıl toplam 3 restoran açılmış olacak. 2003'de 3.6 milyon dolarlık yatırım yaptık'' diye konuştu. 2003'ün, beklentilerinin üzerinde başarıyla geçtiğini ifade eden Sadi Fansa, satış açısından, kurların da yardımıyla hedeflerin yaklaşık yüzde 20 üzerinde olduklarını anlattı. Fansa, ''İlk defa beklentilerin yüzde 20'ye yakın üzerinde bir gerçekleşme oluyor. Bu da son derece sevindirici bir olay'' dedi. Önümüzdeki yıl için, ağırlıklı olarak mevcut restoranların yenilenmesine yönelik 2.5 milyon dolarlık yatırım öngördüklerini bildiren Fansa, uygun şartlarda, para kazanabilecekleri yerler bulduklarında restoran açılışlarına ve büyümeye devam edeceklerini söyledi. Fansa, 2004'e bakışlarının çok daha olumlu olduğunu vurguladı. ''RAKİBİMİZ, STANDART DIŞI ÜRETİM YAPAN FİRMALAR'' Sadi Fansa, ekonomik krizle birlikte hızlı servis sektöründe yüzde 30'a varan küçülme yaşandığını, insanların, daha ucuz alternatif seçeneklerine yöneldiklerini dile getirerek, şunları söyledi: ''Uluslararası firmaları rakip olarak görmüyorum. Bunlar standartları olan, kayıt içinde hareket eden firmalar. Ancak, hiçbir standarda tabi olmayan, kayıtdışı çalışan, çalışanların sosyal güvenliğini gözetmeyen, birçoğu fiş bile kesmeyen, köşe başlarındaki dönerci, dürümcü, kebapçı, sandviççi gibi, merdivenaltı üretim yapan firmalar asıl rakiplerimizi oluşturuyor.'' Yüksek standartlı hizmet sunmanın bir bedeli bulunduğuna dikkati çeken Fansa, ''Dünyada McDonald's'da günde 48 milyon insan yemek yiyor. Milyonda bir hataya bile toleransımız yok. Milyonda bir ihtimalleri bile yok edecek uygulamalar yürütüyoruz'' dedi. Fansa, özellikle satınalma birimlerinin başarısıyla girdi maliyetlerini enflasyonun altında tutmaya çalıştıklarını belirterek, 2003'de bu konuda başarılı olduklarını, girdi maliyetlerini enflasyonun yüzde 40 altında tutmayı başardıklarını söyledi. Fansa, ürün fiyat artışlarının da sadece yüzde 8.5-9 civarında gerçekleştiğini bildirdi. ''EN PAHALI ET TÜRKİYE'DE'' Fansa, McDonald's'ın faaliyet gösterdiği 119 ülkede en pahalı etin Türkiye'de olduğunu ifade ederken, şöyle konuştu: ''Fiyat farkları inanılır gibi değil. Bir kilo pişirilmeye hazır hamburger köftesinin fiyatı, Amerika, Kanada, Avustralya ve Güney Amerika ülkelerinde 1.70-1.80 dolar, Avrupa'da 3-3.20 dolar, Japonya'da 2 dolar, Türkiye'de ise 8 dolar mertebesinde.'' Yüksek maliyetler yüzünden Türkiye'de McDonald's bünyesinde bir ilk olarak 7.5 milyon dolar harcamayla, İzmir Torbalı ve Afyon Bolvadin'de iki sığır besi çiftliği kurduklarını bildiren Fansa, şunları söyledi: ''McDonald's'ın faaliyet gösterdiği başka hiçbir ülkede böyle bir operasyonu yok. Bizim işimiz sığır besiciliği yapmak değil. Toplam kapasitesi 8 bin hayvan olan bu çiftliklerimizde sadece bu yıl besiye alınan toplam hayvan sayısı 12 bin 500 civarında. Besicilik aslında düzgün bir şekilde yapıldığı zaman çok karlı bir yatırım. Ancak bu bizim asli işimiz değil.'' ''ŞİMDİYE KADAR HİÇ ET İTHAL ETMEDİK'' Fansa, şimdiye kadar dünyanın hiçbir yerinden et ve et ürünleri ithalatı yapmadıklarını da vurgulayarak, ''Zaten 1996 yılından beri canlı hayvan, karkas ya da işlenmiş et ihtalatı yasaktı. Biz de bu çiftlik işine, besiciliği dünya standartlarında yapmak ve çok pahalı olan fiyatları dengelemek için giriştik'' dedi. Besi çiftliklerindeki hayvanların tamamının Türkiye'den temin edildiğini bildiren Fansa, McDonald's ürünlerinde kullandıkları etlerin de, Türkiye'nin en güvenilir firmalarından temin edildiğini söyledi. Sadi Fansa, besi çiftliklerini ayrı bir kar merkezi olarak gördüklerini ve besiye alınan sığırların kendilerine hamburger köftesi sağlayan firmaya satıldığını anlatırken, bu faaliyetten sağladıkları karın, maliyetlerde kendilerine yüzde 30-35'ler düzeyinde ciddi bir avantaj sağladığını anlattı. McDonald's Türkiye'nin çeşitli ilklere ön ayak olduğunu kaydeden Fansa, ''besi çiftlikleri örnek oldu. Macaristan ve İngiltere'de de benzer işe girişiyorlar. Bizim bu ülkelere örnek olmamız gurur verici'' diye konuştu.