BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  DÜNYA

Mavi Marmara'da provokatörler olabilir

Türkiye ile ortak birçok çıkardan yararlanmakta ve her alanda birlikte çalışmaya kararlı olan ABD, İsrail ile ilişkilerimizden kaygı duyuyor.

Abone ol

 

BBC televizyonunun sorularını yanıtlayan ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Philip Gordon, İsrail'in saldırdığı "Mavi Marmara" gemisinde, "Gazze'ye yönelik ablukaya dikkat çekmek için provokasyon peşinde olan ve bir şeyleri provoke etmeye çalışan insanların da olmuş olabileceği" görüşünü dile getirdi.

"Ancak bunu saptamak bana düşmez" ifadesini kullanan Gordon, konunun her biçimde soruşturulması ve neler yaşandığının anlaşılması gerektiğini kaydederek, "ABD bu nedenle hızlı, güvenilir, esaslı ve tarafsız bir soruşturma çağrısını net olarak dile getiriyor, böylece orada neler yaşandığını kesin olarak bilebiliriz" dedi.

"Türk hükümetinin olası rolü hakkında ne diyeceksiniz? Bunun bir şekilde onların sorumluluğundaki bir gemi olduğunu söyleyebilir misiniz?" şeklindeki soru üzerine Gordon, "Bu net değil. Konuyu tam olarak araştırmamız ve neler yaşandığını çözmemiz lazım. Gemi, özel bir gemiydi, bir sivil toplum kuruluşu organize ediyordu. Ama bence birçok yanıtlanmamış soru var" diye konuştu.

-"TÜRKİYE İLE İSRAİL ARASINDAKİ İLİŞKİLERDEN KAYGILIYIZ"-

Gordon, "Türkiye-İsrail ilişkilerinin kötüye gitmesinden ne kadar kaygılısınız?" şeklindeki bir soru üzerine, "Gerçekten de Türkiye ile İsrail arasındaki kötüye giden ilişkilerden kaygılıyız" ifadesini kullandı.

"Orta Doğu'da yaklaşık son 10 yılda en çok gelecek vaat eden şeylerden biri, bir Yahudi devletiyle Müslüman çoğunluğa sahip bir ülke arasındaki ilişkiydi" diyen Gordon, şöyle devam etti:

"(İsrail ve Türkiye) Siyasi, ekonomik, güvenlik ve askeri bağları, gelişmekte olan bir turizme sahiptiler. Bu, son birkaç yılda giderek kötüleşti. Bu, talihsiz bir durum ve daha da talihsiz olan, her iki tarafta hissiyat ve öfkeyi harekete geçiren bu gemi filosu krizi. Tabii ki bundan üzüntü duyuyoruz. Bu iki ülke, dünyanın bu bölgesinde bizim en önemli dostumuz ve ortağımız ve bu nedenle bu gerilimleri yatıştırmak ve iki ülkeyi daha yapıcı biçimde bir araya getirmek için çok aktifiz."

Gordon, ABD Savunma Bakanı Robert Gates'in, Avrupa'nın Türkiye ile bağları artırma konusundaki isteksizliğinin, Ankara'yı Doğu'ya doğru ittiği yönündeki sözleri hatırlatılarak, bu konudaki görüşünün sorulması üzerine, "Türkiye, şüphesiz ki bölgede daha aktif rol oynuyor. Olan bitene yüzeysel bir dikkatle bakanlar için bile bu çok açık. Türkiye, Doğu'da daha aktif, bölgesinde daha aktif. Ancak bunun Batı'nın pahasına olduğunu, biri ya da diğeri şeklinde bir seçim olduğunu düşünmüyorum. Türkiye'nin çok aktif dış politikası bulunuyor. Komşularıyla uzun süredir bağları var ve bu bağları geliştiriyor, ki bu iyi birşey olabilir. Türkiye, bölgesel diplomaside önemli bir rol oynayabilir" diye konuştu.

-"ORTA DOĞU'DA BİRBİRİMİZE RAKİP DEĞİLİZ"-

Türkiye'nin ABD ve Avrupa ile güçlü ilişkiler geliştirme arzusunda azalma olduğunu hissetmediklerini kaydeden Gordon, bir soru üzerine, "Türkiye ve ABD'nin özellikle Orta Doğu'da stratejik rakiplere dönüşmekte olduğu" şeklindeki yorumlara katılmadığını ifade etti.

Gordon, Türkiye ve ABD'nin stratejik ortak olmayı sürdürdüğü ve birçok ortak çıkara sahip olduğunu vurgularken, aralarında bazı konularda görüş ayrılıklarının olabileceğini söyledi ve İran'a yaptırımlar konusunda BM Güvenlik Konseyi'ndeki oylamayı örnek gösterdi.

Tüm bu süreç boyunca, aralarındaki fikir ayrılıkları konusunda samimi davrandıklarını ve Türkiye'ye, ABD'nin neden İran'a yaptırım tasarısına ülkelerin "evet" demesine önem verdiğini anlattıklarını kaydeden Gordon, "Onlar bize Tahran Bildirisi'nin, neden üzerinde uğraş vermeye değer bir şey olduğunu anlattılar, biz de eksikliklerin neler olduğuna dair düşüncelerimizi aktardık. Dostlar ve ortaklar da bunu yapar" diye konuştu.

Gordon, muhabirin, "yani BM Güvenlik Konseyi'ndeki oylamadan sonra ilişkilerde kalıcı bir zarar meydana gelmedi" yorumu üzerine, "Bu ortaklık ve işbirliğini muhafaza etmek için çok çalışacağız" ifadesini kullandı.

-"BİRBİRLERİYLE BAĞLANTISI OLMAYAN KONULARI KARIŞTIRMAMALIYIZ"-

ABD'nin Türkiye'den, İran'ın önceki BM Güvenlik Konseyi kararlarını onaylaması gerektiği yönünde Tahran'a "çok açık bir mesajın" verilmesi noktasında Güvenlik Konseyi'nin diğer üyelerine katılmamayı neden doğru bulduklarını anlatmasını bekleyeceğini belirten Gordon, "Türkiye bunu anlatabilir. Biz Türkiye ile bütün alanlarda birlikte çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

Gordon, "Bazıları, Türkiye'nin büyük olasılıkla bir şekilde cezalandırılacağını söylüyor. Örneğin Amerikan yönetimi, 1915 olaylarını 'soykırım' olarak tanıyan bir tasarının Kongre'den geçirilmesini destekleyecek mi? Ya da Türkiye ile askeri bağlarınızı yeniden gözden geçirecek misiniz?" şeklindeki soru üzerine de,"birbirleriyle bağlantısı olmayan konuları karıştırmamaları gerektiğini, Türkiye ile geniş çapta bir ilişkilerinin olduğunu ve her konuyu uygun biçimde, ayrı ayrı ele alacaklarını" söyledi.

-"ABD'DE TÜRKİYE'NİN OLUMLU İMAJINI MUHAFAZA ETMEK İSTİYORUZ"-

Gordon, "Genel boyuttaki ilişkiler, ülkelerin birbirlerini nasıl gördüklerinden kaçınılmaz olarak etkileniyor. Bu nedenle bu konuda dikkatliyiz, ABD'de Türkiye'nin olumlu bir imajını muhafaza etmek istiyoruz. Dolayısıyla bu hususların yardımcı olmayan biçimlerde etkisi olabileceğini düşünüyorum, ancak ortak birçok çıkarımızdan yararlanmada kararlıyız."

Bir soru üzerine, "hiçbir ortaklık ideal değildir, her ortaklıkta fikir ayrılıkları ve sorunlar vardır" diyen Gordon, Türkiye ve ABD'nin, ABD Başkanı Barack Obama'nın sözünü ettiği model ortaklığı hayata geçirebileceğini vurguladı.

Türkiye ve ABD arasında her zaman fikir ayrılıklarının olabildiğine ve şu anda da aralarında önemli fikir ayrılıklarının bulunduğuna işaret eden Gordon, "Ancak üzerinde çalıştığımız birçok ortak noktamız da var" dedi.

-"TALİHSİZ OLUR"-

Gordon, "Türkiye'deki gidişattan ne kadar endişelisiniz? Siyaset üzerinde giderek artan bir İslamcı etkiye dair hisler var ve bu onların (hükümetin) dış politika gündemini, özellikle İsrail ile ilişkileri konusunu nasıl etkiliyor?" sorusunu da şöyle yanıtladı:

"Daha önce de söylediğim gibi, İsrail ile ilişkiler bizim için önemli. Bu, bölge için de iyi. Türkiye'nin iç yönelimi bunu farklı yöne götürürse, bu talihsizce olur.

Ancak şunu unutmayın, insanlar sanki fantastikçe yeni bir gelişme olmuş ve birdenbire Türkiye İslamcı olmuş ya da Doğu'ya yönelmiş gibi konuşuyor. Bu hükümet 2002 yılından beri iktidarda ve Türk demokrasisini devam ettirdi. Bu, ileriye gitmenin, Türkiye'nin hukukun üstünlüğü ve demokrasiye saygı duyulan bir ülke olmaya devam etmesinin kilidi olacak."

"Türkiye'de 'laik-dindar' anlamında ayrışmalar olduğunu" belirten Gordon, Türkiye'nin Batı ile Doğu arasındaki ilişkilerini dengeleyerek, bu ayrışmaları gidermesi gerekeceğini söyledi. Gordon, "Bunlar çok büyük zorluklar. Ama eğer Türkiye hukukun üstünlüğüne, AB'ye yönelimine ve katılımına ve demokrasisine sadık kalırsa, o zaman bu dengeleri idare edebilir" dedi.

-"TÜRKİYE, KİLİT ROL OYNAYABİLİR"-

Gordon, "Türkiye'nin, ABD'nin Orta Doğu'daki çıkarlarına ters davrandığı" yönündeki yorumlara dair görüşünün sorulması üzerine, Türkiye'nin, ABD'nin Orta Doğu'daki gündemini geliştirebileceğini söyledi.

"(Türkiye) Belli sorunlarda bunu yapıyor, belli sorunlarda yapmıyor" diyen Gordon, şöyle devam etti:

"(Türkiye) İsrail ile Suriye arasındaki görüşmeleri kolaylaştırmaya yardımcı oldu. Yıllarca İsrail, bazı önemli Arap aktörler ve İran ile iyi ilişkileri olmuş bir ülke olarak Türkiye, kilit bir rol oynayabilir. Bunu memnuniyetle karşılarız ve teşvik ederiz. Ancak bu durum, konusuna göre değişir. Türkiye'nin Orta Doğu'da yaptığı herşeyi destekleriz diye genel bir kural asla koymayız. Türkiye ile fikir ayrılığına düştüğümüz zamanlar oluyor ve bunun bir süre daha bu şekilde gideceğini sanıyorum."