Özdemir Erdoğan, tepki çekmesinin nedenini, noter huzurunda masonluktan istifa etmesine bağladı.
Abone olKendisini Türk müziğinin 'Donkişot'u ilan eden Özdemir Erdoğan, son zamanlarda ömrünü verdiği müzik çalışmalarından çok, sanat camiasının süperstarlarına yönelik yaptığı sert eleştirilerle gündeme geliyor. Zeki Müren ve Tarkan'la ilgili açıklamalarından sonra ağır eleştirilere maruz kalan Erdoğan, bu tepkilerin, mason kimliğinden rahatsız olarak gidip noter huzurunda verdiği istifadan kaynaklandığını belirtiyor. Erdoğan, ''Eşimin ailesi Sabataist olduğu için evimize girip çıkan masonlarla tanıştım. Beni tarikatlarına davet ettiler. Kayınvalidem de 'çevre edinirsin' diye teşvik etti. Tepsi içinde sundukları şöhreti reddedince karalama kampanyası başlattılar'' diyor. Star olmak örgüt işi Dünyadaki star olacak kişilerin gizli örgütlerce belirlendiğini ifade eden Erdoğan şu yorumu yapıyor: ''Çok zeki ve fazla etliye sütlüye karışmayan isimlerin toplumdaki etkisi gözlenir. Promosyonlar, reklamlar ve medya yoluyla bu isimler halka lanse edilir. Yalçın Küçük'ün 'Tekelistan' adlı kitabında bu isimlere yer veriliyor. Orhan Pamuk, Cem Yılmaz, Sertap Erener, Leyla Gencer gibi isimlerin nasıl ailelerden geldikleri ortada. Hollywood Yahudiler'in elinde. Hollywood'da 6 ayda veya yılda bir kez Yahudiler buluşur ve Yahudiliği anlatan, sempati uyandıracak bir film yapılır. Bizde de plak, film, reklam gibi toplumu yönlendirecek pekçok şirketin başında onlar var. Ben bir Donkişot gibi bütün bu tehlikelere karşı halkı uyarıyorum.'' 'Akbaba gibidirler...' Masonları akbabalara benzeten Erdoğan, ''Biri filizlenmeye başlayınca onu göz hapsine alır ve beklemeye koyulurlar. Sivrilen isimleri incelemeye alırlar. Kumar, kadın, şöhret, para... Ne istiyorsa tespit edilir ve ona göre irtibata geçilir. Kendilerine katılmaları için teklif yapılır ve eğer kabul edilirse önündeki yol açılır, kabul etmezse de bana yapıldığı gibi o isimle ilgili karalama kampanyasına başlanır'' şeklinde konuşuyor. Masonlarla birlikteyken görülmez kapıların yok olduğunu ifade eden Erdoğan, ''O dönemde ne medya ile ne de müzik şirketleriyle hiçbir problemim olmadı. Hatta ayrıldıktan sonra o dönemlerde TRT'nin Yüksek Denetleme Kurulu'nun başında bulunan Aydın Ongun adlı kişi bana, 'Ya sen de hemen kızıp istifa etmişsin. Oysa biz seni TRT'de müzik dairesinin başına getirecektik' diye sitem etti. Tepside sunulanı reddettim. Tehditler alıyorum ama aldırmıyorum'' diyor. 'Aptalları yönetmek kolaydır' ''Aptal insanları yönetmek çok kolaydır'' diyen Özdemir Erdoğan, dünyanın hegemonik güçlerine olan tepkisini şu şekilde dile getiriyor: ''Dolayısıyla dünyayı kaç kişinin yönettiği de böylece ortaya çıkmış oluyor. Ülkemizde dünden bugüne üç sanatçı, verecekleri mesajdan dolayı özellikle desteklenmiştir. Özel hayatları ve cinsel kimliklerinden dolayı kitleleri yönlendirmek adına Zeki Müren, Bülent Ersoy ve Tarkan'a yapılan yatırım, tanıtım ve promosyon hiçbir sanatçıya nasip olmamıştır. Gençlere örnek olarak son zamanlarda çok fazla öne çıkarılan isimlerden birisi de Cem Yılmaz. Çünkü o sahneye çıkar, zekice espriler yapar, askerlik anılarını anlatır ve asla etliye sütlüye karışmaz. Yapılan parçalarla gençlerin cinsel duyguları tahrik ediliyor ve böylece toplum zıvanadan çıkarılmaya çalışılıyor.'' Eşekarılarının kovanına çomak soktum Özdemir Erdoğan sanatçılara yönelik yaptığı açıklamaların neden tepki çektiğini ve buna rağmen neden eleştirilere devam ettiğini şöyle yorumluyor: ''Kapitalist düzenin bir dayatması olarak sanatçılardan bilinçli olarak sahte ilahlar yapılıyor. Sanatçılar kullanılarak halkı istedikleri gibi yönlendiriyorlar, istenilen fikir bu şekilde empoze ediliyor. Dünyada olduğu gibi bunun örnekleri bizde de var. Kapitalist düzenin bir dayatması olarak son 40 yıldır süperstar kavramı ortaya atıldı. Süperstarın gölgesinde kitleler yönlendiriliyor. Kimsenin sanat kaygısı yok. Starın görevi şarkılarla toplumda gençlerin bastırılmış duygularını ortaya çıkarmak. Listelerden en üste yerleşen parçalara bakın hepsi cinseliğe yönelik. Gençler aptallaştırılıyor, zevk ve sefa peşinde koşan bir kuşak oraya çıkıyor. Ben de bu insanların ilahlaştırdıkları, tabu haline getirdikleri sanatçıların bir başka yüzünü insanlara göstermek istiyor ve eşekarılarının kovanına çomak sokuyorum. Müzik adına gençliğin enerjisi sıfıra indirilerek aptallaşmış bir toplum ortaya çıkarılıyor.''