Marmaray yarın açılıyor. Peki deprem anında Marmaray'da ne olur? Marmaray'da cep telefonu çekecek mi? Marmaray'daki kabe mi?
Abone olTürkiye'nin yarın büyük bir hayali gerçek oluyor. Asya ile Avrupa'nın iki yakası biraraya geliyor. Marmaray ile iki yaka arası sadece 4 dakikaya inecek.
Peki Marmaray bir depreme karşı dayanıklı mı?
Yakınından geçen fay hattına karşı nasıl önlem alındı?
Marmaray denizin orta yerinde kalsa insan ne hisseder?
Cep telefonu çekecek mi? Neden dışardan aramaya kapalı?
Hürriyet Gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök dün Türkiye'nin hayalini gezdi. Merak edilenleri Özkök'ün yazısından aktaralım;
MARMARAY DENİZİN ALTINDA DURUNCA NE HİSSEDİYORSUNUZ?
CEP TELEFONU ÇEKECEK Mİ? -İYİ HABER: Boğaz’ı deniz altından geçerken, dışarıdaki yakınlarınızı cep telefonundan arayıp konuşabilecek, duygunuzu anlatabileceksiniz. -KÖTÜ HABER: Ancak dışarıdakiler siz içeridekileri arayamayacak.
|
Tren tam orta yerinde dursa acaba insan ne hisseder?
Korkar mı, klostrofobiye kapılır mı? Panikler mi?
Yukarıdaki mavi ışık, 1300 metrelik tüp geçişin tam orta yerinde olduğumuzu gösteriyordu.
Boğaz’ın 60 metre derinliğindeydik.
Tüp onun da 8-10 metre altına yerleştirilmişti.
Üzerimizde devasa bir su kitlesi vardı.
Kapılar açıldı. İndik. Hiç öyle bir korku ve klostrofobi hissine kapılmadım.
Tünel çok ferahtı. Güvenlik önlemleri öyle iyi anlatıldı ki, içim rahattı.
Işık çok çok iyiydi.
İki tünel arasındaki sürgülü kapılardan birini açıp, öteki hatta geçtim.
Emin olun Manş Tüneli’nden daha ferah bir hali vardı.
TRENDEKİ ÖLÜ ADAM
Treni kullanan görevlinin 15 yıllık tecrübesi varmış.
Bu tren için 6 ay özel eğitim almış.
Ruhunu merak böceği sokmuş muzır bir gazeteci ne sorar?
“Allah göstermesin bunu kullanırken kalp krizi geçirseniz
ne olur?” dedim.
Yanındaki yetkili çok ilginç bir cevap veriyor:
“Merak etmeyin ‘Dead man’ (Ölü adam) sistemimiz var”.
“Anlamadım, ölü bir adam mı kullanıyor yani treni” dedim.
Hayır, yaşayan sürücü aniden ölürse, onu haber veren bir sistemden söz ediyormuş.
Ayağının altındaki bir sistem, her 30 saniyede bir kullanan kişinin hayatta olup olmadığını kontrol ediyormuş.
Tren zaten otomatik kontrolde. Ama kullanıcının başına bir şey geldiğinde ikinci sistem devreye giriyor.
DEPREMDE NE OLUR?
Size korkunç bir haber vereyim: Biliyor musunuz, 29 Ekim’den itibaren kullanmaya başlayacağınız Marmaray tüp geçidinin 20 kilometre yakınından Anadolu fay hattı geçiyor.
İstanbul’da yaşayacaksınız. Denizin 60 metre altından geçen bir trene binmişsiniz.
Aklınıza “Ya deprem olursa” sorusu gelmez mi?
Bizden önce Bakan’ın ve projeyi hazırlayanların da aklına geldiği için,
“Fail Safe Protocol” (Çöküşü Önleme Sistemi) denilen 7 aşamalı bir sistem oluşturulmuş.
DEPREME KARŞI ALINAN ÖNLEMLER
-BİR: Kandilli Rasathanesi’nin yönetiminde bir deprem inceleme birimi oluşturulmuş. Bu ekip, “7.5 moment büyüklüğünde bir deprem için” incelemeler yapmış.
-İKİ: Geçiş hattının bir bölümünde, deprem anında ‘sıvılaşma’ riski olan bir dip arazisine rastlanmış. Bu bölüme çimento enjekte edilerek kaya haline getirilmiş.
-ÜÇ: Tüp üzerinde iki riskli nokta var. Biri tünelin karaya bağlandığı eklemler, öteki ise tüpün parçaları arasındaki eklemler. Karaya geçiş yerlerinde “derz” adı verilen, her yöne doğru esneklik sağlayan, bir tür süspansiyon kullanılmış.
-DÖRT: Deprem veya sarsıntı anlarında, tüpe su sızmasını önlemek için ara odalar yapılmış. Ayrıca pompa çukurları var.
-BEŞ: Tünelin her bölümünde, en küçük depremleri bile hisseden sensörler yerleştirilmiş.
-ALTI: Anadolu fay hattı harekete geçtiği takdirde, tüp geçit de aynı yönde hareket ediyor. O nedenle biraz abartmayla, deprem anında en emin yerlerden birinin Marmaray tüp geçidi olduğunu bile söyleyebiliriz.
KABE'YE BENZEYEN KÜP NE?
Hepimizin dikkatini büyük salonun ortasına yakın konan küp şeklindeki yapı çekti.
Bende hemen “Kâbe’nin taklidi” hissi uyandırdı.
Ancak uzmanlara sorduğumda beni çok tatmin eden bir cevap verdiler.
Burası asansörün konulduğu bölüm. Dolayısıyla küp şeklinde bir kitle olması normal.
Niye asansör diye sorarsanız, sebebi açık. Engelli insanlar için yapılmış. Bu tür yapılarda zorunlu.
Yani bir ülkenin, insanlarına bakışındaki medeniyeti gösteren bir işaret.
Önce üzerini boş bırakmışlar.
Bakmışlar çirkin duruyor, bu defa salonun duvarlarına hâkim desenleri uygulamışlar.
TEK ÇİRKİNLİK
-Gözüme çarpan tek çirkinlik, tepede camları silmek için kullanılan merdivenli düzenek oldu.
Yöneticiler de hak verdiler ama bir çözüm bulamamışlar.
Ayrıca buradan saatte 70 bine yakın insan geçecek. Havalandırma sistemleri hayati ölçüde önemli.
Onların bakımı için de bu gerekli.
DUVARLARDA NE VAR?
YENİKAPI İstasyonu’nu çok beğendim.
-Girişi ferah: Orta yerinde çok büyük bir atrium yapılmış.
Tepesinden içeri ışık doluyor. Ancak Amerika ve Rusya’da görebileceğimiz bir büyüklük duygusu veriyor.
-Fatih: Girişin tam karşısındaki duvarın üstünde bir Fatih portresi var. Onu çevreleyen duvarlarda ise çeşitli tuğralar görünüyor.
Yani Osmanlı hâkim...
-Bizans ve Roma da var: Ancak bu demek değil ki, Bizans ve Roma unutulmuş.
Tam aksine, koridor duvarlarının neredeyse tamamı, yapım sırasında çıkan Bizans ve Roma eserlerinin replikalarına ayrılmış.
Yani İstanbul tarihi her dönemi ile temsil ediliyor.
Çalan müzik ise Türk klasik sanat müziğiydi.
KAZIDA ÇIKAN ARKEOLOJİK ESERLER NE OLDU?
İstasyonun kapısından adımımızı attığımız andan itibaren yöneticilerin bize en heyecanla anlattığı konu, Marmaray tüp geçidinin yapılışı sırasında arkeolojik eserlerin korunmasına verilen önem oldu. Üstelik bunu bizzat İstanbul Müzeler Müdürü Zeynep Kızıltan’ın ağzından dinledik.
-2004-2011 arasında kesintisiz kazı yapılmış.
-Kazılarda, istasyon alanında, toprağın 4 metre üstüne, 13 metre altına inilmiş.
-En üstte Osmanlı ve Cumhuriyet, 5 metrede Doğu Roma, onun altında ise Neolitik dönemlere ulaşılmış.
-Bugüne kadar İstanbul’un tarihinin 6 bin yıl öncesine gidilebilmiş. Bu kazılarla
birlikte 8 bin 500 yıl öncesine ait eserlere ulaşılmış.
-Bulunan en küçük tekne 8, en büyüğü ise 45 metre.
-Duvara, bulunan teknelerden birinin replikası konulmuş. İçindeki testilerde ne taşındığını sorduk.
Zeytinyağı veya şarapmış... İnşallah şarap çıkarsa, dıştan müdahale ile zeytinyağına çevrilmez diye düşündüm.