BIST 9.673
DOLAR 35,16
EURO 36,64
ALTIN 2.959,05
HABER /  GÜNCEL

Marmara Üniversitesi'nde rezalet

Üniversiteler dökülüyor. Özellikle devlet üniversiteleri. Buradaki bürokrasi devlet dairelerini bile solladı. Marmara Üniversitesi'ndeki skandal buna küçük bir örnek.

Abone ol

Türkiye'nin ilerlemesinde ana güç olması gereken üniversitelerin hali içler acısı. Akademi yuvaları maddi imkansızlıklar ve siyasi çekişmelerin içinde kıvranıp duruyor. Ankara'dan yönetilen üniversiteler artık iflas etmiş durumda. Devlet üniversiteleri ağlıyor. Ödenekler kesiliyor. Öğretim üyelerinin azlığı her geçen daha fazla hissediliyor. Bu gerçeği artık birçok kesimin eleştirdiği YÖK Başkanı Erdoğan Teziç te dile getiriyor. Bütün bu olumsuzluklar yetmezmiş gibi üniversiteler siyaset ve ideoloji kaleleri kaleleri haline getiriliyor. Dünyanın ilk 500 üniversitesinde yokuz. Şimdi size bir örnek vereceğim. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde yıllar geçmesine rağmen diplomalar hala verilmiyor. "Ne var bunda. Ülkenin her yerinde bu tür şeyle oluyor" diyebilirsiniz. Ancak bu sorun Türkiye adına AB'ye girme sevdası ile yanıp tutuşan eğitim kurumlarına yakışmıyor. Birisi bu skandala dur demeli. Bu diploma rezaleti eğitim kurumunlarında var olan işleyişi ve zihniyeti en bariz şekilde anlatıyor. Örneğin 1998 yılı mezunları diplomalarını alamadı. Ne zaman alacağı da belli değil. Yetkililere açılan telefonlar ve sorular nafile. Öğrenciler belki bir on yıl belki de bir otuz yıl diplomaları alamayacaklar Bir küçük kağıt üzerine atılan dekan imzası çok görülüyor. Dekanları ve rektörlerin daha büyük işlerinden (!) diploma dağıtmaya sıra gelmiyor. Sadece Marmara değil başta İstanbul Üniversitesi olmaka üzere çok sayıda üniversitede 30 yılı aşkın süredir diploma almayanlar var. Öğrencilere verilen geçiçi mezuniyet belgeleri diploma yerine geçiyor. Ancak diplomayı almak bir öğrencinin en tabii hakkı. Aradan yıllar geçiyor, fakültelerde yönetimler değişiyor. Öyle an oluyor ki isim yapmış bir öğretim üyesi beğenmediği dekanın yerine geliyor. Ama yönetimde varolan bu hastalıklı yapıya neşter atma yolunda kimse adım atmıyor. Bu hantal bürokrasi ve yerinden hızlı yönetim bir türlü değişmiyor.