Marka bilincinin oluşmaya başladığı Türkiye'de, 2004 yılında 46 bin 500 marka tescil başvurusu yapıldı. Uluslararası Patent Birliği konsey başkanı gelişmelerden memnun.
Abone olMarka bilincinin oluşmaya başladığı Türkiye'de, 2004 yılında 46 bin 500 marka tescil başvurusu yapıldığı bildirildi. Uluslararası Patent Birliği (UBP) Konsey Başkanı ve Destek Patent A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1995 yılından sonra markaya verilen önemin oldukça arttığını belirterek, Türkiye'de marka bilincinin büyük oranda oluştuğunu söyledi. Özellikle Gümrük Birliği Anlaşması sonrasında yapılan kanuni düzenlemelerin bu alanda adeta ''yeni bir çağ'' açtığını ifade eden Yamankaradeniz, artık Türkiye'de de marka sahiplerinin diğer tüm modern ülkelerdeki kanunlarla eşdeğer güçte koruma altına alındığı anlattı. Yamankaradeniz, ABD, İngiltere, Almanya ve Çin gibi ülkelerde 100 binin üzerinde marka başvurusunda bulunulduğunu kaydederek, hızla ilerleyen markalaşma sürecinde Türkiye'nin çok geride olmadığını, ancak arzu edilen seviyeye de henüz ulaşmadığını bildirdi. Markanın gelecek yıllar için bir yatırım aracı olduğunu ve firmaların markayla rekabet şanslarını artırdığını dile getiren Yamankaradeniz, ''Marka, artık miras bırakılan bir menkul haline geldi'' dedi. 2005'TE AVRUPA'DAN PATENT YAĞACAK Kemal Yamankaradeniz, Türkiye'nin Kasım 2000'de taraf olduğu Avrupa Patent Sözleşmesi'nin doğal bir sonucu olarak, 2005'te korunan patent sayısında bir artış gözleneceğini belirtti. Türkiye'de 2005'te yabancılar tarafından 10 bin üzerinde başvuru yapılmasını beklediklerini ifade eden Yamankaradeniz, şunları kaydetti: ''Türk firmaları, başta ilaç, elektronik, otomotiv, kimya ve makina sektörleri olmak üzere 2005'ten sonra artış gösterecek olan yabancı patentlerden önemli ölçülerde etkilenecek. Bu nedenle yetkililer, Ar-Ge ve yatırım politikalarını yeniden gözden geçirerek, gerekli yatırımları yapmalıdır. Türkiye'de tescilli marka sayısı 1995'te 20 bin adetken, 2003'te 37 bin adete, 2004'te ise 250 bin adete ulaştı. Yılda 250-300 yerli patent müracaatı olurken, yabancılar geçen yıl 800 patent müracatı yaptı. Maalesef Türkiye'de yılda 10 bin buluş gerçekleştirilirken bunlardan sadece 1000 tanesi tescil ediliyor.'' Yamankaradeniz, bu durumun değişmesi için Ar-Ge faaliyetlerinin, patentin gözardı edilmediği bir sistem içinde gerçekleştirilmesi ve çalışanların buluşa özendirilmesi gerektiğini anlattı. Patent araştırması yapmadan, rakiplerin sınai haklarını gözlemeden geri dönüşü olmayan yatırımların gerçekleştirilmemesi gerektiğine işaret eden Yamankaradeniz, Türkiye'nin gelişmiş ülkelerle arasındaki farkı ancak bu zihniyetle kapatabileceğini söyledi.