Mardin'de bir anne ve dört çocuğunun öldürüldüğü katliamın nedeni ortaya çıktı.
Abone olCezaevi önünde işlenen cinayetin detayları belli oldu. Katiller, annesi üzerine kapandığı için hafif yara alan bir çocuğu da başına ateş edip öldürmüş!
MARDİN'de dün cezaevi önünde pusu kuran iki kişi tarafından 3'ü çocuk, 2'si kadın 5 kişinin başlarına yaylım ateş açılarak öldürülmesinde kan donduran detaylar ortaya çıktı.
Kan davası yüzünden koruma altına alınan iki aile fertlerini vuran saldırganlarının ateşe sırasında Emine Süer'in çocuklarının üzerine kapandığı, yaralı olarak annesine bakan bir çocuğu gören saldırganın dönüp başına bir el daha eteş ederek öldürdüğü belirlendi. Kan davası kurbanları Diyarbakır'da gözyaşları arasında toprağa verilirken, saldırganların yakalanması için çalışmalar sürüyor. Olası yeni bir saldırıya karşı iki ailenin diğer fertleri koruma altına alındı.
KAN DAVASI KURBANI OLDULAR
Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi önünde 2 kişinin düzenlediği silahlı saldırıda Emine İpek (24), Mirza İpek (4), Narin İpek (11), Süleyman İpek(5) ve Ayşe Süer(45) adlı kadının bir yıl önce başlayan kan davasına kurban gittikleri ortaya çıktı. İddiaya göre, geçen yıl Mardin'in Savur İlçesi'nde, aralarında husumet bulunan Erkan Ailesi'nin fertleri ile birbiriyle akraba olan Süer ve İpek ailelerinin fertleri arasında arazi anlaşmazlığı yüzünden kavga çıktı. Silahların da ateşlendiği kavgada Ali Erkan ile Osman Erkan yaşamlarını yitirirken, cinayet şüphelisi olarak gözaltına alınan Abdulkadir Süer, kardeşi Celil Süer ile yeğenleri Mehmet İpek, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanıp cezaevine konuldu.
EVLERİ ATEŞE VERİLDİ, İKİ ÇOCUK ÖLDÜ
Olayın kan davasına dönüşmesi üzerine cezaevine giren Mehmet İpek'in eşi Emine İpek, 7 çocuğunu yanına alarak Diyarbakır'da yaşayan akrabaları Süer Ailesi'nin yanına yerleşti.
Diyarbakır'ın merkez Bağlar İlçesi'nde 13 kişiden oluşan iki aile fertlerinin yaşadığı ev 29 Ocak 2013 gecesi ateşe verilip yakıldı. Olayda Emine İpek'in çocukları 5 yaşındaki Ferzande İpek ile 3 yaşındaki Nurhak İpek yaşamlarını yitirdi. Olayda 11 kişi de yaralandı. Vücudunda yanıkları oluşan Emine İpek, bir süre hastanede tedavi gördü. Süer ve İpek ailesinin iddiasına göre, kundaklama ile iki ailenin yakılarak yok edilmek istenmesine rağmen hiç bir soruşturma açılmadı ve olay kapatıldı. Diyarbakır Valiliği, kan davası yüzünden evleri ateşe verilen İpek ve Süer ailelerine kentte başka bir ev kiralayıp, gerekli eşyalarını da aldı.
ANNE ÇOCUĞUNA SİPER OLDU, YARALI ÇOCUĞUN KAFASINA SIKTILAR
Erkan ailesi ile yaşadıkları olaydan sonra başlayan kan davası nedeniyle Süer ve İpek ailesinin erkek fertleri ortalıkta fazla görünmezken, bölgenen geleneklerine göre kan davalarında dokunulmayan kadınlar ve çocuklar Mardin E Tipi Cezaevi'nde bulunan yakınlarını ziyarete gitti. Dün Mardin Cezaevinde Abdülkadir ve Celil Süer ve Mehmet İpek'i ziyaret eden Ayşe Süer, Emine İpek ve çocukları Süleyman, Narin ve Mirza İpek, cezaevi kapısının yaklaşık 15 metre önünde beklerken, 2 saldırganın tabancalı silahlı saldırısına uğradı.
3 ŞARJÖR KURŞUN BOŞALTTILAR
İki kadın ve çocuklara çok yakın mesafeden kafalarına ateş eden saldırganlar, 3 şarjör kullandı.
Görgü tanıklarının ifadesine göre, Emine İpek, kendisini çocuklarına siper etmeye çalıştı ancak başarılı olamadı. Çünkü, 2 saldırgan tutukluluk yapan tabancalarının tutukluluğunu giderdikten ve şarjörleri değiştirip, ateş etmeye devam etti. Olayda ölen 4 yaşındaki Mirza İpek'in ilk kurşunlarla yaralandığı ancak saldırganın daha sonra yerde yaralı annesine bakan çocuğu kafasına bir kez daha ateş ederek öldürdüğü belirtildi. Yaklaşık 60 mermi kullanan 2 saldırgan daha sonra Kortek Mahallesi yönüne kaçarak izlerini kaybettirdi.
"ASKER HAVAYA BİR EL ATEŞ ETSEYDİ KATLİAM YAŞANMAZDI"
Olaya şahit olan bazı görgü tanıkları yaşananlar karşısında şok olduklarını, cezaevi girişindeki nöbet kulübelerinde bulunan askerlerin 15 metre önünde bu vahşetin yaşanmasına rağmen askerlerin tek bir el havaya bile ateş etmemesine tepki gösterdi. Görgü tanıkları, özellikle görüş günlerinde polisin cezaevi önünde ekip görevlendirmemesini de tepki göstererek, "Bölgenin hassasiyetleri ve husumetler biliniyor. Eğer dün bir polis ekibi olsaydı belki bu katliam yaşanmazdı. Adamlar elleri kollarını sallayarak savunmasız 2 kadın ve 3 çocuğu kafalarına sıkıp öldüklerinden emin olduktan sonra kaçtılar. Polisin burada önlem alması gerekir" dedi.
"DİYARBAKIR'DAKİ YANGIN OLAYI KAPATILMASAYDI BU KATLİAM YAŞANMAZDI"
Cenazelerin kaldırıldığı Mardin Devlet Hastanesi önünde gazetecilere konuşan İpek ve Süer ailesi mensupları, yaşanan katliamı anlatacak kelime bulamadıklarını belirterek, "Kan davalarında savunmasız kadın ve çocukların kılına dokunulmaz. Ama hasımlarımız burada savunmasız 2 kadın ve 3 küçük çocuğu toplu olarak infaz ettiler. Eğer Diyarbakır'daki kundaklama olayının dosyası kapatılmamış olsaydı ve işlem yapılsaydı bugün 2 kadın ve 3 çocuk burada katliama uğramazdı. Diyarbakır'daki dosyası normal bir yangın diye kapattılar ve bugünkü olaya zemin hazırladılar" dedi.
Mardin Emniyet Müdürü Derviş Kara, saldırganların kimliğinin tespiti ve yakalanması ile ilgili çalışmalarının devam ettiğini ve görgü tanıklarının beyanlarına göre saldırganların olayda 2 tabanca kullandıklarını söyledi. Kara, olayın kan davası olayı ile bağlantılı olduğu üzerinde de durdurduklarını açıkladı.
GÖZYAŞLARI ARASINDA TOPRAĞA VERİLDİLER
Mardin'de yaşanan saldırıda hayatını kaybeden Ayşe Süer, Emine İpek ile çocukları Süleyman, Narin ve Mirza İpek'ün cenazeleri gece saatlerinde Diyarbakır'a getirildi. Yapılan otopsi çalışmasının ardından Yenikapı Mezarlığına götürülen cenazeler burada yıkandıktan sonra cenaze namazı kılındı. Caminin içinde kılınan cenaze namazının ardından cenazeler ambulansla alınarak defnedilecekleri mezarlara taşındı. Saldırıda yaşamını yitiren 5 kişi Yenikapı Mezarlığı'nda arka arkaya kazılan mezarlara defnedildi. Cenazelerin defnedilmesi sırasında ailenin kadınları gözyaşlarına boğulurken polis zırhlı araçlarla mezarlık çevresinde sıkı güvenlik önlemleri alındı.
DİĞER FERTLER KORUMA ALTINDA
Diyarbakır Valiliği, kan davası nedeniyle dün 5 kişinin öldürülmesi üzerine ailelerin kentte yaşayan ve aralarında kadın ve çocukların bulunduğu diğer fertlerini hemen gizli bir yerde koruma altına aldı.