BIST 9.644
DOLAR 34,59
EURO 36,31
ALTIN 2.972,54
HABER /  GÜNCEL

Marangozluk için değil itfaiyecilik için geldim

Galatasaray Yıllık Olağan Genel Kurulu’nda, başkan Ünal Aysal yaptığı konuşmasında olağan dışı bir dönemden bu noktaya geldiklerini söyledi....

Abone ol

Galatasaray Yıllık Olağan Genel Kurulu’nda, başkan Ünal Aysal yaptığı konuşmasında olağan dışı bir dönemden bu noktaya geldiklerini söyledi.
Galatasaray Yıllık Olağan Genel Kurulu bugün Lütfi Kırdar Salonu’nda gerçekleştirildi. Sarı-kırmızılı kulübün başkanı Ünal Aysal, görevde kaldıkları süre içerisinde yaptıkları çalışmaları ve gelecek planlamalarını üyelere anlattı.

“OLAĞAN DIŞI BİR DÖNEMDEN BU NOKTAYA GELDİK”
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, kulüp içerisindeki majör gelişmeleri, sorunları, çözüm planlarını medyadan ve dedikodulardan değil, kendilerinden öğrenmeleri gerektiğini vurgulayarak, “Bizden öğrenmeniz önemli. ‘Gündem maddeleri çok’ diye serzenişler kulağıma geliyor. Doğru normal olarak alıştığımızın üzerinde. Nedeni açık. Olağan dışı bir dönemden bu noktaya geldik. Meselelerimiz bazı arkadaşlarımızın düşündüğünden çok farklı bir noktaya geldi. Ama henüz bitmedi. Üstelik Türkiye’de olağanüstü bir dönemden geçiyor. Galatasaray için yılda bir defa bir pazar günü 4-5 saatimizi ayıramayacak isek, ne geçmişten gelen meselelerini, ne de önümüzdeki dönemin zorluklarını kolay kolay aşamayız. Bir arkadaşım, ‘çivi bile çakmadınız’ diye demeç vermiş. Ben marangozluk için değil, itfaiyecilik için bu göreve geldiğimi sanıyordum. Herhalde yanılmışım” diye konuştu.

“GALATASARAY BİR MİSYONDUR”
Galatasaray’ın bir spor kulübü olmadığını belirten Aysal, “Galatasaray bir misyondur. Ben yaklaşık 3 yıl önce bir spor kulübünün başkanı olmak için bu göreve talip olmadım. Bir misyonu gerçekleştirme yolunda önemli bir adım atabilmemizi sağlamak, Galatasaray idealine katkıda bulunmak için bu göreve talip oldum. Talip olduğum zaman da bir analiz yaparak değerlendirmemi, hedeflerimi ve bu hedeflere ulaşmak için izlememiz gereken yol haritasını tüm açıklığıyla sizlerle paylaştım. O dönemi izleyen dostlarımız hatırlarlar, kendimize 3 etapta 4 temel hedef koymuştuk. Bir sportif başarı, iki ekonomik güçlenme, üç idari yeniden yapılanma ve dört marka değerimizi ulusal ve uluslararası düzeyde güçlendirmek. Bu bu hedeflerin tümüne doğru yola çıkarken, hiç alışık olmadığımız şekilde içimizin buruk, morallerimizin düşük olduğu o günlerde, sportif başarı anahtar rolüne sahipti. Ancak kendimize koyduğumuz başarı hedefimizi sürdürülebilir kılabilmek için sözünü ettiğim diğer tüm üç cephede de aynı başarıyı sağlamak gerekliydi. Bunlar hepimizin benimsediği ortak hedeflerimizdi. Ortak hedeflerimiz diyorum çünkü 2011 Temmuz ayındaki olağanüstü genel kurulda bu konu sizlerin de teveccühünüzü aldığımı biliyorum. Hatta bu yolda ilerlememiz için Riva arazisinin değerlendirmesi dahil olmak üzere bizi önemli yetkilerle donattığınızı da hatırladığınızdan eminim. Bugün, gelmiş olduğumuz nokta itibariyle sizlere güvenle söyleyebilirim ki, mali açıdan bizim için artık büyük ve hayati riskler taşıyan sıkıntılı günler geride kalmıştır ve Galatasaraymızın geleceğine ve başarılarının sürekliliğine odaklanacak ye bir evreye gelmiş durumdayız” şeklinde konuştu.

“GEREK EKONOMİK GEREKSE SPORTİF BAKIMDAN AVRUPA’NIN DEVLERİ ARASINA GİRMİŞ BULUNUYORUZ”
Başkan Aysal, günü kurtarma döneminin geride kaldığının altını çizerek, “Avrupa futbolunun gelir bakımından 16. büyük kulübü olarak yarınlarımızı inşa etmek için gereken uzun vadeli projelerin hayata geçirebileceği çok daha güvenli bir döneme girdiğimizi söyleyebilirim. İzninizle birkaç mali sonuca dikkatinizi çekmek istiyorum. 3 yıllık sportif ve mali bilançomuz ortadadır. Bu bilançoları farklı açılardan okumak, sağa sola çekerek temsil ettikleri gerçekleri değiştirmek mümkün değildir. Öncelikle belirtmek isterim ki, kulübümüzün 2013 bütçesi uzun bir aradan sonra ciddi bir gelir fazlası üreterek kapanmıştır. Bu durum büyük bir gayret sayesinde olmuş ve böylelikle sadece Türkiye’nin gelir bakımından en büyük kulübü olmayı başarmakla kalmamış, gerek ekonomik gerekse sportif bakımdan Avrupa’nın devleri arasına da girmiş bulunuyoruz. Bize verdiğiniz yetkilerin ne kadar küçük bir bölümünü ve de ne kadar etkin ve ekonomik olarak kullandığımız ortadadır. Yine biliyoruz ki, hiçbir gayrimenkulümüzü en sıkışık olduğumuz dönemlerde dahi elden çıkarmadan baştan sona yeni bir takım kurmayı ve 2 yıl üst üste şampiyon olup Şampiyonlar Ligi’nde tarihimizde ilk defa iki kez üst üste gruptan çıkma başarısını da göstermiş bulunuyoruz. Yine aynı şekilde başta erkek basketbol takımımız olmak üzere amatör branşlarımızın hemen hepsinde ülkemizi Avrupa’da en üst düzeyde temsil etme başarısını da elde ettik. Basketbolda yaklaşık çeyrek asırdan sonra yeniden yenilmez armada olduğumuzu kanıtladık ve şampiyon olduk. sadece 2012-2013 içinde 83 kupa ve 1000’in üzerinde madalya ile müzemizi genişlettik. Dün aldığımız gurur verici sonuçlardan sonra hem erkek, hem de bayan basketbol takımlarımızın idari ve teknik ekiplerinden sporcularına kadar emeği geçen her ferdini huzurunuzda kutlamak ve teşekkür etmek istiyorum. Bayan basketbol takımımıza da bugünkü Euroleague finalinde başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı.

“BAZI ARKADAŞLARIMIZIN ‘BİTTİK, BATTIK’ ELEŞTİRİLERİNİ HİÇ Mİ HİÇ HAK ETMİYORUZ”
Geçmiş dönem itibariyle giderlerde bir artış olduğunu da söyleyen Aysal sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün geriye baktığımızda seçim ve transfer gibi istediğimiz verimi elde edemediğimiz bazı yatırım ve gider kalemlerinden de söz etmek mümkündür. Ama herhalde bu gelir artışı ve gelinen ekonomik nokta itibariyle yönetim olarak bazı arkadaşlarımızın ‘battık, bittik’ eleştirilerini hiç mi hiç hak etmiyoruz. Kaybedilen bir kaç puan veya bir kaç maç sonrasında Florya’ya isim vererek kimi atayacağımıza kadar varan tavsiyelerin de bizleri ileri götürmediğini ve Galatasaray gelenekleriyle örtüşmediğini bu vesile ile belirtmek istiyorum. Üç yıllık tamamı kriz yönetimi sayılabilecek bir dönemde ilk günden itibaren plan ve stratejilerimizden sapmamaya büyük özen gösterdik. Başta çizdiğimiz yol haritamızdan bizim dışımızda yaratılan haksız ve bazen de hukuksuz uygulamaların sebep olduğu gecikmeler dışında en ufak bir taviz vermedik. Haksız ithamlar, davalar, ihbarlar, uygulamalar ve geciktirmeler bize zaman kaybettirdi, bedel ödetti ama hedeften saptırtamadı. Biraz önce sözünü ettiğim ve bir sorun olarak karşımızda duran giderlerimizin ciddi ölçüde disipline edilmesi ve kısıtlanmasının 2014 yılında yönetimin öncelikli gündemi olduğunu belirtmek isterim.”

“BU BORÇLARI BİZ YAPMADIK”
Galatasaray’ın toplam genel borç ve risk tablosu konusunda da Aysal, “Bildiğiniz gibi kulübümüz ve özellikle Sportif A.Ş.’nin giderleri ve de banka borçlarımızın çok büyük bir kısmı döviz bazındadır. Buna karşılık gelir kalemlerimiz ağırlıklı olarak TL’dir. Bu durum her yıl ciddi oranlarda kur riski maliyeti içermektedir. Bu bakımdan gerçeği tam yansıtabilmesi için aşağıdaki rakamlar dolar bazında sunulmaktadır. Yine bildiğiniz gibi Mayı 2011’de dolar kuru 1.59 iken Aralık 2013 sonu 2.13 gibi çok yüksek bir seviyede kapanmıştır. Bunun tabi sonucu olarak ağırlıklı döviz cinsinden olan borç ve ödemeler ve borç alacak farkı rakamları, her ne kadar döviz borç ve faizlerini ödeseniz de, Türk lirası olarak artmış görünmektedir. Türkiye’de döviz bazında borcu olan her kurumda durum böyledir. Değerli arkadaşlarım, bu borçları biz yapmadık. 10 yılı aşkın bir süre içinde biriken bu borçları, gemiyi karaya oturtmadan yönetmek ve azaltmak üzere devraldık. Borçları yönetmek demek bir yandan gelirleri arttırıp borçları azaltırken diğer yandan yeniden borçlanabilmek ve böylelikle muaccel borçları yeniden yapılandırarak ve kurumun durmaksızın çalışmaya devam etmesini sağlamak demektir. Temliklerinizin ve teminatlarınızın durumu bu nedenle çok önemlidir. Eğer teminatlarınız ve temlikleriniz üst sınıra dayanmışsa yeniden borçlanıp çarkların dönmesini sağlamak son derece zordur. İlk günlerimizin, haftalarımız hatta aylarımızın nasıl geçtiğini bilmeyenlerimiz ya da hatırlamayanlarımız olabilir. Ama ben ve arkadaşlarım çok iyi hatırlıyoruz. Toplam teminat ve temliklerimizin yarı yarıyadan fazla azaltılmış olması sadece bir mali gösterge değildir. yeniden borçlanabilme ve borçları uzun vadeye yayacak biçimde yeniden yapılandırabilme şansının elde edilmesi demektir. Büyük ve hayati riskler geride kalmıştır derken bu gelişmenin önümüzü açtığına dikkatinizi çekmek istiyordum” ifadelerini kullandı.

“BORÇ ALACAK FARKI 260 MİLYON DOLAR
Mete İkiz’in borç alacaklarını anlatacağını dile getiren Başkan Aysal, “Sizlere ana hatları ile izah edecek. Orada, netice borç alacak farkının 260 milyon dolar olduğunu göreceksiniz. Ancak bugün itibariyle henüz faturalanmamış ve gelecek 4 yıla yayılmış, toplam 130 milyon dolarlık kati alacaklarımız ve nakde dönüşebilecek 15 milyon dolarlık stoklarımız olduğu da düşünüldüğünde, toplam konsolide ödeme riskimizin 115 milyon dolar seviyesinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu tablo şahsen benim ve yönetimdeki arkadaşlarımın hedeflediği rakamların gerisindedir. Bu konuda daha da iyi bir tablonun oluşamamasının temel nedeni Galatasaray’ın özellikle son sermaye artırımı sürecinde maruz kaldığı bazı alışılmamış uygulamalardır. Zira sermaye arttırımı süreci normal, yani olması gerektiği gibi gerçekleşseydi, bugün sizlere sunacağımız tablolarda 140 milyon TL’lik bir iyileşme daha görebilecektiniz. Gene de içinizin rahat etmesi için belirtmek isterim ki;
yukarıda ki 115 milyon dolarlık toplam risk rakamını kat kat karşılayacak gayrimenkul ve menkul portföyümüz mevcuttur. Hiçbirine dokunulmamıştır” açıklamalarında bulundu.

“ÇOK DAHA SAĞLIKLI BİR MALİ YAPIYA KAVUŞMUŞ BULUNMAKTAYIZ”
Sarı-kırmızılı kulübün başkanı Ünal Aysal, bir başka önemli bilgi kirliliğiyle savaştıkları konunun ise sermaye yapıları olduğunu ifade ederek, “Yıllardır biriken negatif bilançolar nedeniyle öz kaynaklarımızın negatif düzeye gelmiş olması sonucu bir ‘teknik iflas’ sorunuyla karşı karşıyaydık. Teknik iflasla, mali iflas arasındaki farkı bilmeyen ya da anlamak istemeyen pek çok kişi bunu ‘Galatasaray iflas ediyor’ diye yorumladı ve duyurdu. Sonuç olarak Şubat 2014 itibariyle yaklaşık 3 yıl aradan sonra öz kaynaklarımız eksi 248 milyon TL’den, 28 şubat 2014 itibariyle -49 milyon TL seviyesine gelmiş ve sözünü ettiğimiz risk kontrol altına alınmıştır. Gelinen bu seviye bizleri tatmin etmemiş olmasına rağmen yine de dört büyük kulüp içinde en sağlıklı yapıya sahip kulübün Galatasaray olduğu çok açık ve net ortadadır. Yine bu noktada belirtmek isterim ki; sermaye arttırımımız normal şartlarda onaylanmış olsaydı bu rakamı +91 milyon TL’ye çıkarmış olacaktık. Sportif A.Ş.’deki kulüp hisselerimizin oranı ise son olarak % 55.4’ten % 68,7’e yükselmiştir. Hiçbir gayrimenkul satışı yapmadan, sadece % 13.8’lik bir hisse satışıyla konsolide yıllık 190 milyon doları bulan ihtiyacı 3 yıldır karşılayıp, toplam 570 milyon dolar verilmiş eski teminat ve temliklerin çok önemli bir bölümünü (444 milyon dolar )geri almış olmanın değerlendirilmesini sizlere bırakıyorum. Bu ana kalemlerden de rahatça görülebileceği gibi kulübümüz, konsolide bazda orta ve uzun vadede, ülkemizdeki bütün spor kulüplerinden, hem de yarıştığı dış ülkelerdeki rakiplerinin büyük bir çoğunluğundan çok daha sağlıklı bir mali yapıya kavuşmuş bulunmaktadır” şeklinde konuştu.

“SPONSORLARIMIZA ŞÜKRANLARIMIZI İLETMEK İSTERİM”
Bu rakamların bu kadar net ve açık olmasına rağmen, zaman zaman yaşanan ve nakit akışından kaynaklanan kronikleşme sıkıntılarına da açıklık getiren Başkan Aysal, şöyle konuştu: “Bunun sebebi kulüpte ve Sportif A.Ş.’de birbirinden farklıdır. Kulüpte; özellikle basketbol ve voleybol takımlarının en üst düzeyde rekabet edebilmeleri için gereken bütçeler, sayıları 14’ten 21’e çıkmış ve gelirleri 2 mislinden daha fazla büyümüş olmasına rağmen sponsorluk havuzundan yeterli ölçüde karşılanamamaktadır. Bu vesile ile huzurunuzda önemli başarılara imza atmamızı sağlayan söz konusu sponsorlarımıza şükranlarımızı iletmek isterim. Bugünkü ekonomik ortamda bu bütçelerin karşılanması ancak diğer gelir kalemlerimizden yaptığımız aktarmalarla mümkün olabilmektedir.”

“BÜYÜK BİLANÇOLAR, KURUMLARIN BÜYÜKLÜĞÜNÜ GÖSTERİR”
Toplam banka borçlarının hepsini karşılayacak seviyede olduklarını dile getiren Aysal, “5 yıl vadeli, tamamen alacak takvimimize uygun bir geri ödeme programını içeren maliyeti ve teminat katsayısı daha düşük bir kredi paketi için sizlere iyi haberi bugün vermek için çok çalıştık, ama uzayan formaliteler dolayısı ile maalesef bugüne yetiştiremedik. Ancak bu konuda son aşamaya gelinmiş olduğunu söyleyebiliriz. Bu gerçekleştiğinde demin bahsettiğim faturalanmamış orta vadeli kati alacakların aynı takvime uygun olarak temliki ile nakit akışında ciddi bir rahatlama sağlanacaktır. Bu gelişmenin sonucu olarak bugüne kadar ertelemek zorunda olduğumuz pek çok mali ve sportif proje de huzurla devreye sokulabilecek, nakit akışında istikrar sağlanabilecektir. Önümüzdeki yıllarda artık en önemli iki hedefimiz olan ve son 2 yılda çok net artış gösteren ticari gelirlerimizi daha da arttırmak ve buna bağlı olarak genel gider kalemlerimizi, gelişmemize mani olmayacak rasyonel seviyelere indirmeye çok daha fazla odaklanma imkanı bulabileceğiz. Futbolda mali sürdürülebilirliği belirleyen en önemli faktör olan, ‘sporcu ve teknik kadro ücretlerinin toplam giderlere oranı’ konusunda tedbirleri devreye sokmuş ve ciddi bir aşama kaydetmiş durumdayız. Çok gerilere gitmeye gerek yok. Bundan 5-10 yil önceyüzde 100’lere varan bu oran 2013 yilinda avrupa standartlarina uygun olarak %61 seviyesinde gerçekleşmiştir. Varmiş olduğumuz yüzde 61’lik oran hiçbir büyük transferi hesapsızca yapmadığımızın açık bir göstergesidir. Bu oranın, önümüzdeki 5 yıl içinde kademeli olarak yüzde 50 seviyesine çekilmesini hedefliyoruz. Hedeflediğimiz bu oranın, halen avrupa futbolundaki en başarılı kulüplerden biri olan Bayern Münih’in ücret/gelir orani olduğunu hatırlatmak isterim. Son günlerde bilançolarımızın her sene artış gösteren rakamlarının, bazı spor medyası ve kişilerce muhtelif ortamlarda yanlış tefsir edildiğini ve bunun artan bir ödeme riski gibi algılandığını görmekteyiz. Büyük bilançolar, kurumların büyüklüğünü gösterir. Her bilançonun hem pasif hem de aktifleri gösteren sayfaları iyi izlenir ise her iki tarafın birbirini dengelediği görülecektir. Sadece pasifleri gösteren bir sayfaya bakıldığında çok yanlış algılamalara varılması kaçınılmazdır. Kaldı ki, büyüyen rakamlar o müessesenin büyüdüğünü ve iyi çalıştığını simgeler. Ve bu bir yönetsel tercihtir. Son 10 yılda bilançolarını büyütme suretiyle büyüme modelini seçen Barcelona ile küçülterek koruma modelini benimseyen Ajax’ın geldikleri noktaları kıyaslayacak olursak hangi modelin daha geçerli olduğunu kavramamız kolaylaşacaktır. Şimdi gelinen noktada bir diğer önemli hedefimiz gayrimenkullerimizi değerlendirmek ve de yeni gayrimenkul projeleri üretmektir. Emin olunuz ki; gayrimenkullerimiz konusunda en tutucu, en muhafazakar Galatasaray üyesi benim” dedi.

Öncelikle bu konuda yönetimin benimsediği prensipleri şöyle özetlemek istiyorum:
1. Gayrimenkullerimiz arazi satışı olarak değil mutlaka artı değer elde edilecek bir projelendirmeyle birlikte pazarlanmalıdır.
2. Elde edilecek ana gelir yani arsa bedeli kesinlikle borç kapatmak için kullanılmamalı, aynı dönemde yeni bir değer satın alınarak ileriye dönük bir yatırımla varlıklarımızın büyümesine katkıda bulunulmalıdır.
3. Borç geri ödemeleri sadece yaratılacak proje karı - tekrar ediyorum- ana paraya dokunmaksızın sadece yaratılacak proje karı ile yapılmalıdır.

“RİVA ARAZİSİ YETERLİ OLGUNLUĞA ULAŞTI”
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, “Bunca sıkıntılı günde neden Riva’nın pazarlanmasını gündeme getirmedik de bugün getiriyoruz” diyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Riva arazisinin 3. köprünün yapım süreciyle birlikte yeterli bir olgunluğa ulaştığı kanısındayız. Gayrimenkul yönetimi demek elimizdeki varlıklar potansiyel değerlerine ulaştığı zaman onları bir projeyle daha da değerlendirerek gelir elde etmek ve bu gelirle henüz potansiyeli ilerde daha yüksek olacak gayrimenkullere yönelmek demektir. Umarım böylece ‘riva’yı satıp, borç ödeyecekler’ dedikoduları da bu vesile cevaplanmış olmaktadır” ifadelerini kullandı.

“ALTYAPI ÇALIŞMALARININ EN ÖNEMLİ AYAĞI TÜRKİYE’DE OLMAK ZORUNDADIR”
“2011 mayıs sonrası olağanüstü bir ortam ve koşullar altında yapılan takımı yenileme çalışmaları bu yıl gençleştirme operasyonu ile olgun bir noktaya ulaşmıştır” Diyen Ünal Aysal, ara dönemde yapılan transferlerle 3 büyük kulüp içinde en genç kadroya sahip takım noktasına ulaştıklarını dile getirerek, “Bu
nedenle üzerimizdeki acil futbolcu yatırım baskısı hafiflemiş artık geleceğe dönük daha verimli, daha ileriye yönelik çalışmalara odaklanma imkanına kavuşulmuştur. Bu vesile ile benim gibi sizleri de heyecanlandıracağından emin olduğum, çok önemli bir girişimizden söz etmek istiyorum. Hepimizin bildiği gibi, türk futbolunun ezelden beri en büyük sorunu altyapı sistemlerinin gelişmemiş olmasıdır.Galatasaray da, bir kaç istisnai dönem dışında bu sorundan payını almıştır. Yine hepimiz biliyoruz ki; gelişmiş altyapılar olmaksızın uzun dönemde başarıları sürdürülebilir kılmak mümkün değildir. Uzun dönemi kurtaracak yegane çözüm ise her sezon biraz daha pahalı hale gelen yetenekleri dışardan almak yerine bunları bizzat kendi bahçemizde yetiştirmektir. Üstelik Türk gençlerini dünya futboluna açacak modern bir altyapı kurmak hiç tartışmasız Galatasaray için tarihi bir sorumluluktur. Bunun söylendiği kadar kolay olmadığını bilecek kadar realistiz. Üstelik bu konuda federasyonun ciddi bir planı ve desteğinin en azından bugüne kadar var olmadığını hepimiz biliyoruz. Son 2 yıl içinde büyük bir itina ile başta Almanya olmak üzere 7 ülkeyi kapsayan bir altyapı çalışmasını sürdürdük. Bu çalışmalar sırasında gerek bazı arkadaşlarımızın birikimleri ve gayretleri, gerekse Galatasaray’ın avrupadaki marka gücünün geldiği nokta sayesinde tam 4 önemli ülkeden, Almanya, İngiltere, Rusya ve İspanya’dan ciddi teklifler aldık. Sonuç olarak mart 2014 itibariyle Almanya’daki 2 kulüple protokoller imzalamış, idari ve sportif kadrolarını büyük ölçüde tespit etmiş, iş planlarını hazırlamış ve projeleri başlatmış durumdayız. Altyapı çalışmalarının en önemli ayağı Türkiye’de olmak zorundadır. Yeterli antrenman sahası bulamadığımız A takımının öncelikleri altında zorunlu olarak gölgede kalmaya mahkum edilmiş futbol akademimizi Florya’dan çıkarmak, yeni ve yeterli tesislere kavuşturmak zorundayız. Büyükçekmece’de bir zamanlar bize tahsis edilmiş 106 dönümlük arazi bu çok önemli projemizin ilk ayağı olarak kulübümüze yeniden kazandırılmıştır. Konuyla ilgili olarak, hazırlanan planlar için görüşler alınarak revizyonlar yapılmış, idari ve sportif kadrolar konusunda çok ciddi uluslararası tecrübeye sahip bir kuruluşla çalışmalar tam 4 ayı aşkın bir süre sonunda tamamlanma aşamasına gelmiştir. Büyük bir içtenlikle ve gururla söyleyebilirim ki, bu çapta uluslararası bir altyapı atılımını gerçekleştirebilecek yegane spor kulübümüz Galatasaray’dır. Tarihimizin her aşamasında olduğu gibi Galatasaray bir kez daha türk futboluna öncülük etme rolünü üstlenmiştir” dedi.
Geçilen dönemde, stadın geliştirilmesi için pek çok yatırım yaptıklarını vurgulayan Ünal Aysal, “Ali Sami Yen Kompleksimizin girişine GS Store binasını inşa ettik; 40 adet ek loca ve GSTV için stüdyolar tesis ettik; kulübümüz ve iştirakleri için ofisler oluşturduk; kapılar ve turnike sistemlerini yeniledik; çimlerin gelişimini sağlamak için yeni growlight’lar satın aldık ve kullanmaya başladık; sahanın zeminini, drenaj ve toprak altı ısıtma sistemini bütünüyle yeniledik; yaya ulaşımını kolaylaştırmak için merdivenler inşa ettik; U20 takımımız için soyunma odaları yaptık, loca ve tribünlerimize ısıtma sistemi kurduk. Ancak TT Arena Stadı’nın sorunlarının giderilmesi ve iyileştirilmesi için yatırım yapmaya devam etmemiz gerekiyor” sözlerine değindi.
- Kolonlarla çevrili üst dolaşım alanının camla kapatılması, sahamızın daha fazla güneş alabilmesi için stadın çatı kaplamasının şeffaf malzemelerle değiştirilmesi.
- Stadda yer alan ofislerimizin bir araya toplanması ve bu yolla hem yönetsel etkinliğin artırılması hem de operasyon maliyetlerinin azaltılması için ali sami yen spor kompleksi içerisinde bir ofis binası inşa edilmesi
- Yükümlülüklerimizin yerine getirilebilmesi için tt arena’nın çatı kapaklarının yapılması için gerekli hazırlıkların yürütülmesi (binada hala oturmalar olması nedeniyle kapakların yapılması teknik olarak henüz mümkün görünmüyor. ayrıca, kapakların, bugün bile büyük sorun teşkil eden çimlerin güneş alamaması konusuna yaratacağı olumsuz etkileri de değerlendiriyoruz)
- Stadın ciddi izolasyon problemlerinin çözülmesi
- Stadın ulaşım yollarının yapılmasının sağlanması ve ayrıca önümüzdeki dönemde, artık stadımızın devir teslimini de tamamlamalıyız.
Gsgm’nin, stadı sorunları giderilmiş olarak Toki’den devralması, sonra da kendilerine devretmesi gerektiğini belirten Aysal, “Biz, stadın imalatından kaynaklanan eksikleri ve sorunları tespit ettik ve detaylı şekilde ilgili kurumlara bildirdik. Öncelikle bu sorunların giderilmesini, ardından da stadın bize devrinin gerçekleştirilmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.

MECİDİYEKÖY
Mecidiyeköy’deki arsa üzerine de açıklamalarda bulunan Galatasaray kulübü Başkanı Ünal Aysal, “Arsamız üzerinde bir ofis binası inşasına başladık. Binanın toplam inşaat alanı yaklaşık 20.000 m2. Yer altında 8, yer üstünde ise 14 kat olmak üzere toplam 22 kattan oluşan bina yaklaşık 8.000 m2 ofis ve 2.000 m2 dükkan alanı sağlayacak. Binanın, tamamlandığında 350 bin dolar üzerinde aylık kira geliri sağlaması öngörülüyor. İnşaatın öngörülen maliyeti temel dahil 13,5 milyon dolar. Biz inşaatı, inşa bedelinin kira gelirleri ile ödeneceği bir formülle gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz ve bu konuda teklif toplamaya devam ediyoruz. İnşaatın ilk safhasını oluşturan iksa ve hafriyat işleri 3 milyon TL bedelle ihale edildi. Yüklenici tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde -17 metre derinliğe ulaşıldı. Belediye ruhsat harçları dahil şu ana kadar bu proje kapsamında yapılan yatırımların tutarı 2 milyon 600 bin TL’ye ulaştı. Tamamlandığında, Galatasaray, 10 bin m2 kiralanabilir alanı olan, 100 milyon dolar değerinde bir gayrimenkul ve her ay düzenli olarak gelir sağlayan bir kaynak kazanmış olacak” dedi.

KALAMIŞ
Ünal Aysal, Kalamış’ta bulunan arazi için yaptıkları gelecek planlamalarını şu şekilde anlattı:
“Kalamış tesislerindeki havuz binası ve eklentilerini tamamlayarak 2012 yılı sonunda kullanıma açmıştık. Yaklaşık 4 bin m2 kapalı alana sahip olan yeni bina, 25x33 metre ölçülerinde bir havuz, sporcular için soyunma ve dinlenme alanları, fitness salonu, 50 yatak kapasiteli yatakhane, ofisler, mevcut restoran tarafından kullanılmaya başlanan modern bir mutfak ve üyeler için aktivite salonu içeriyor. Bina 8,5 milyon TL’lik bir harcamayla inşa edildi. 2013 yılında da Kalamış’a yatırım yapmayı sürdürdük. Yelken şubemizin kullanımında olan ve barakalardan oluşan yapıları yıkarak yerlerine 500 m2 kapalı alana sahip modern bir bina tesis ettik. Binada, kayıkhane, derslik ve soyunma odalarının yanı sıra yönetim ofisleri yer alıyor. Yelken şubesinin, tekne park yerlerini de kapsayan 975 m2’lik açık alanlarını da yeniden düzenledik. Yelken tesisini ve çekek yerini dalgalardan korumak için bir de anroşman inşa ettik. Kalamış’a yelken şubesi için yaptığımız yatırımların tutarı 939 bin TL olarak gerçekleşti. Kalamış tesislerimizin kurulu bulunduğu arazinin üst haklarının alınması için de şubat ayında Milli Emlak’a başvuruda bulunduk. Kalamış’da yapmış olduğumuz yatırımların devamlılığının sağlanabilmesi için bu konuyu çok önemsiyoruz.

RİVA
Riva arsasını satma gibi bir düşünceleri olmadığına önemle belirten sarı-kırmızılı başkan Aysal, “Bizim de içinde yer alacağımız bir gayrimenkul geliştirme projesiyle değerlendirmek istiyoruz. Gelen teklifleri hep bu perspektiften değerlendiriyoruz. Bu konuda adım atmak için aceleci davranmıyoruz. Üçüncü köprünün inşaatına başlanmış olması ve köprünün Anadolu Yakası’ndaki ilk çıkışının Riva’ya ve arsamıza çok yakın olması bu bölgenin değerlenmesini sağlıyor. Bu değer artışında kulübümüzün azami ölçüde istifade edebilmesi için Riva’da adımlarımızı doğru zamanda ve doğru formülle atmamız gerekiyor.
Son yaptırdığımız değerlemeler, bu gayrimenkulümüzün değerinin 250 milyon dolar yaklaştığını gösteriyor. Bu proje gerçekleştiğinde elde edilecek gelirin arsa bedeline düşen kısmı ile yeni gayrimenkullerin alımını, kar kısmı ile de mevcut borçların geri ödenmesini planlıyoruz” açıklamalarında bulundu.

BÜYÜKÇEKMECE
Büyükçekmece’de belediyenin kendilerine tahsis etmiş olduğu 106 dönüm büyüklüğünde bir arazi olduğunu belirten Aysal, “Bu arazi üzerinde bir futbol altyapı tesisi kurmak için projemizi hazırladık ve belediyeden ön onay aldık. Tam boy 5 saha ve kamp binalarını içerecek bu tesis futbol altyapımızın ihtiyaçlarının karşılanmasına büyük katkı sağlayacak. Tesis alanının ve kapasitesinin artırılması ve de projenin kendi kendini finanse edebilmesi amacı ile aynı çevrede ek arazi temini için girişimlerimizi de sürdürüyoruz” diye konuştu.

FLORYA
Aysal, Geçen yıl çimlerin yenilendiği antrenman sahasına ek olarak Florya’da yeni bir saha inşa ettiklerini vurgulayarak, “Bu saha ağırlıklı olarak futbol okulu olarak kullanılacak ve altyapımıza destek olmanın yanı sıra önemli de bir gelir kaynağı oluşturacak. Florya’da hazineye ait olan araziyi satın almak için başvuruda bulunduk. 40 dönümlük bu arazi üzerinde hali hazırda hak sahibi olduğumuz için satışı talep etme imkanımız bulunuyor. Şu anda başvurumuz değerlendiriliyor. Florya’daki tesislerimizi de taşıyabileceğimiz, sadece futbolun değil mümkün olduğunca tüm branşlarımızın bir arada yer alacağı kapsamlı bir spor tesisi kurmak için çaba harcıyoruz. Alternatif kuruluş yerleri ve modelleri üzerinde değerlendirme yapmaya devam ediyoruz” dedi.

KÜÇÜKÇEKMECE
Küçükçekmece’deki tesislerle ilgili olarak da Ünal Aysal şunları söyledi: “Küçükçekmece tesislerimizde, 2012 yılında kayıkhaneyi yenilemiş ve 15 yeni tekne satın almıştık. Fitness salonunu kullanıma açmıştık. İzleyen dönemde de Küçükçekmece tesislerimize yatırım yapmayı sürdürdük. Tesisteki 2 suni çim sahayı söktük. Kayıkhanenin yağmurlu havalarda yaşadığı problemlerin çözümü için altyapıyı yeniden kurduk. Antrenörlerin ve sporcuların kaldıkları 10 oda, salon ve mutfaktan oluşan binayı yeniledik ve kullanıma açtık. Rıhtımı yeniden düzenledik. Tesisimizin güvenliğini artırmak için elektrik- mekanik odalarını yeniden inşa ettik. Halı sahaların soyunma odaları olarak yaptırılmış olan prefabrike binanın iç bölümlerini yıkarak yeni projesine göre yeniden inşa ettik. Böylelikle 10 odalı bir kamp tesisi kazanmış olduk. Bu işler için Küçükçekmece tesislerimize şu ana kadar 550 bin TL yatırım yaptık. Bu arada, ne yazık ki, sporcu ve antrenörlerimizin kullandığı yatakhane, elektrik problemi sebebiyle tamamen yandı. Bununla ilgili sigorta başvurularını yaptık. Hazırladığımız projelere uygun olarak bu bölümü yeniden inşa ederek 2013 yılı sonuna kadar açılması planlandı.”

GALATASARAY ADASI
Galatasaray Adası hakkında da bilgi veren Aysal, “Genel kurulun, mevcut işletmecinin sözleşmesinin iptal edilmesi yönündeki kararı sonrası açılmış olan dava tarafımızca kazanılmışsa da maalesef Yargıtay safhasında karar bozulmuş ve yeniden yargılama sürecine girilmiştir. Bu dava kulübümüz avukatları ve yönetimce yakından takip edilmektedir. İşletmecinin 2015 yılı kasım ayına kadar sözleşmesi bulunmaktadır. Bu tarihte işletmecinin sorunsuz olarak tahliye edilmesi için gerekli hukuki tedbirleri alacağız” ifadelerini kullandı.

TAÇSPOR
Uzun zamandan bu yana Anadolu yakasında hem sporcuların hem de üyelerin kullanabileceği yeni bir spor tesisi oluşturmak istediklerini dile getiren Aysal, “Bu amaçla, Ataşehir’de yer alan ve 40 dönümlük arazi üzerinde kurulu bulunan taç spor tesislerinin kullanımına ilişkin bir işbirliğinin sağlanması sonuçlanmış ve anlaşmaya varılmıştır. Tesiste, 13 tenis kortu, kapalı spor salonu, yarı olimpik kapalı bir havuz, fitness salonu yer alıyor. Biz buna bir de tam olimpik kapalı havuz eklemeyi amaçlıyoruz. Böylelikle yüzücülerimizin de etkin şekilde bu tesisleri kullanmasını sağlayabiliriz. Tesis PWC tarafından yapılan mali incelemelere göre yılda 1,5 milyon dolarlık bir gelir üretmekte ve bu şekli ile 11 milyon dolar olan yatırım bedelini kredi faizleri hariç 7,5 yılda ödeme potansiyeline sahip görünmektedir” şeklinde konuştu.
)İHA)