BIST 8.864
DOLAR 34,31
EURO 37,38
ALTIN 3.028,22
HABER /  GÜNCEL

Maradona'nın 44 yıllık yaşam öyküsü

Hastanede uyuşturucu nedeniyle yaşam savaşı veren ünlü futbolcunun 44 yıllık yaşamına sığdırdığı başarılar ise şöyle:

Abone ol

Yıldız futbolcu, 21 yıllık futbol kariyerinde oynadığı 678 maçta 345 gole imza atarken, 1986 yılında Meksika'da düzenlenen Dünya Kupası'nda, Arjantin Milli Takımı'nın kaptanı olarak kupayı kaldırmıştı. Arjantinli yıldızın hayatındaki önemli gelişmeler şöyle: 30 Ekim 1960: Maradona, 7 çocuklu ailenin 3. çocuğu olarak, Arjantin'in başkenti Buenos Aires'in dışındaki Lanus'ta dünyaya geldi. 1970: Argentinos Juniors kulübünün minik takımı olan ''Küçük Soğanlar''da futbol yaşamına başladı. 20 Ekim 1976: Argentinos Juniors kulübü forması altında ilk Birinci Lig maçına çıkan Maradona, oyuna 2. yarıda girmişti. 14 Kasım 1976: Birinci Lig'deki ilk golünü kaydeden Maradona 1976'dan 1980'e kadar, Argentinos Juniors forması altında oynadığı 166 karşılaşmada 111 gol attı. 27 Şubat 1977: Arjantin Milli Takımı Teknik Direktörü Cesar Menotti tarafından ilk defa milli takıma çağırıldı. Sonradan oyuna girdiği maçta Arjantin, Hollanda'yı 5-1 gibi farklı bir skorla mağlup etti. 2 Haziran 1979: İskoçya ile oynanan ve 3-1 kazanılan dostluk maçında ilk milli golünü kaydetti. 1977'den 1994'e kadar, mavi-beyazlı forma altında oynadığı 91 maçta 34 gol attı. 1979: Japonya'da düzenlenen 20 Yaşaltı Dünya Kupası'nı, SSCB'yi 3-1 yenerek kazanan Arjantin'in gollerinden birini de Maradona atmıştı. Şubat 1981: 1 milyon sterlin karşılığında Arjantin'in köklü ekiplerinden Boca Juniors'a transfer oldu. Başarılı futbolunu, Boca formasıyla da sürdüren Maradona 1979 ve 1980'de Güney Amerika'da yılın futbolcusu seçildi. 1982: İspanya'da düzenlenen Dünya Kupası'nda 2. turda elenen Arjantin Milli Takımı'nın kadrosunda yer aldı. Temmuz 1982: Maradona, 5 milyon sterlin gibi rekor bir transfer ücretiyle İspanya'nın Barcelona takımına transfer oldu. Aynı yıl dünya kupasına ev sahipliği yapan İspanya'da final heyecanını, yeni evi Estadio Nou Camp'da yaşamaya hazırlanıyordu. Ancak finallerde her şey genç yıldızın istediği gibi olmadı ve 2. turda Brezilya'ya 3-1 yenildikleri maçta kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Bu takımda 2 yıl boyunca oynadığı 58 maçta 32 gol kaydetti. Artık dünyaca tanınan Güney Amerikalı futbolcu, Katalan kulübüyle İspanya Lig Kupası'nı kaldırdı. Temmuz 1984: Katalan ekibindeki ilk sezonunda lig, kupa ve Süper Kupa şampiyonluklarında önemli pay sahibi olan Arjantinli yıldız, 2 yıl sonra bir başka transfer rekoruna (6 milyon 900 bin sterlin) imza atarak, 7 yıl boyunca formasını giyeceği İtalya'nın Napoli takımına transfer oldu. Oynadığı 259 maçta 115 gol atan Maradona, takımının 1987 ve 1990 yıllarında kazandığı lig kupaları, 1987'de kazandığı İtalya Kupası ve 1989'da kazanılan UEFA Kupası başarılarında büyük pay sahibi oldu. 29 Haziran 1986: Maradona'nın kaptanlığını yaptığı Arjantin Milli Takımı, Meksika'da düzenlenen Dünya Kupası'nda, Federal Almanya'yı 3-2 yenerek Dünya Şampiyonu oldu. Maradona, kupaya giden yolda, İngiltere ile oynanan çeyrek final maçında attığı 2 golle tarihe geçti. Gollerden birisini, orta sahada aldığı topla kaleci Shilton dahil 6 futbolcuyu çalımlayarak atarken, diğer golü elle attığını kabul etmiş ve ''Benim değil, Tanrı'nın eliydi'' ifadesini kullanmıştı. Bu açıklama biraz da 1982 yılında Falkland Adaları için İngiltere ile yaptıkları ve kaybettikleri savaşa gönderme taşıyordu. 8 Temmuz 1990: Almanya'ya şaibe iddiası olan bir penaltıyla boyun eğen Arjantin, dünya ikinciliğiyle yetindi. Maradona, maç sonrasında ''Bu, hakemin sonucu belirlemesidir'' dedi. 17 Mart 1991: Napoli formasıyla Bari'ye karşı oynadığı maçtan sonra yapılan doping kontrolünde kokain kullandığı saptanan ünlü futbolcu 15 ay ceza alarak futboldan uzaklaştırıldı. Ekim 1992: İspanya'nın Sevilla takımına transfer oldu. Burada oynadığı 29 maçta 8 gol kaydetti. Eylül 1993: Arjantin'e geri dönerek Newell's Old Boys takımına transfer oldu. Oynayabildiği 5 maçta gol atamadı. 25 Haziran 1994: Milli forma altında son maçını, ABD'de düzenlenen Dünya Kupası finallerinde oynadı. Arjantin'in 2-1 kazandığı Nijerya maçından sonra yapılan doping kontrolünde uyarıcı ''Efedrin'' maddesi kullandığı saptanan Maradona, kupadan ihraç edildi ve 15 ay daha ceza aldı. Maradona'sız Arjantin, Romanya'ya 3-2 yenilerek elendi. Ekim 1995: Boca Juniors'a tekrar transfer olarak, 30 maçta 7 gol attı. 25 Ekim 1997: Yıldız futbolcu, Boca Juniors'un ezeli rakibi River Plate'i 2-1 yendiği maçtan sonra, futbolu bıraktığını açıkladı. 4 Ocak 2000: Uruguay'da kalp krizi geçirdi. Kokain tedavisi görmek için Küba'ya yerleşti. 10 Kasım 2001: Yeşil sahalardaki futbol kariyerini yaptığı muhteşem bir jübile ile noktalayan Diego Armando Maradona, futbolseverlerin hafızalarında Pele'nin yanında gelmiş geçmiş en büyük futbolculardan birisi olarak hatırlanacak. MARADONA'NIN İTİRAFLARI "İki rüyam var, ilki dünya kupasında oynamak, ve ikincisi şampiyon olmak". Maradona, futbol yaşamına böyle bir hayalle başlamış. Ama yaşamında istediği 2 dileğini gerçekleştirmekle kalmamış, futbol tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır. FİFA tarafından yüzyılın futbolcusu seçilen Maradona, her futbolseverin gönlünde ayrı bir yer edinmiştir. Napoli Kulübü bile ünlü futbolcunun adını ölümsüzleştirmek adına 10 numaralı formayı takımdan çıkartmış ve bu numaralı formanın yalnızca eski futbolcusu Maradona'ya ait olduğu kayıtlara geçmiştir. HIRÇIN FUTBOLUNUN TEMELİ ÇOCUKLUK YILLARINDA ATILDI Futbol tarihine adını yazdıran Maradona'nın çocukluğu sefalet içinde geçti. Suyu akmayan, elektriği dahi olmayan bir gecekonduda dünyaya gelen Maradona, 8 kardeşin en çılgını ve her zamanki gibi en yaramazıydı. Futbola da yansıyan bu kişiliğinin temelleri daha çocukluk günlerinde atıldı. Maradona, sahadaki hırçın futbolunun temellerinin daha çocukluk yıllarında atıldığını ve kenar mahallelerde sefalet içinde kalabalık bir ailede yaşam mücadelesi vermesinin onun kişiliğinde önemli bir etken olduaupası ve 1989'da kazanılan UEFA Kupası başarılarğunu dile getiriyor. Yıldız futbolcu, hayatındaki ilginç gelişmelerle ilgili itiraflarını şöyle anlatıyor: "YERYÜZÜNDE SADECE BENDE OLAN ARABAYA BİNDİM" "Napoli'de oynadığım zamanlar Milan'ın sahibi Silvio Berlusconi beni almayı kafasına koymuştu. Herşeye razıydı. Ne istersem onu alacaktı ve bu herkes tarafından duyulmuştu. Bunun üzerine Napoli Başkanı Ferlaino, o zamanların şartlarında yeryüzünde sadece bende olan siyah bir Ferrari F 40 aldı" "OTOMATİK VİTESLİ ARABAYI REDDETTİM" "Daha piyasada olmayan arabaları istiyordum, getiriyorlardı. Hatta Napoli şampiyon olduğunda para muslukları ardına kadar açılmış, henüz İtalya'da bulunmayan bir Mercedes Benz Cabriolet getirmişlerdi. Arabayı gördüğümde hayran kaldım ve anahtarı istedim. Araba herşeyi ile mükemmeldi. Ama baktım ki vites otomatik. Arabadan inip anahtarı geri verdim. 'Bu otomatik vitesli' dedim. 'Evet otomatik, son model' dediler. Teşekkür ettim, evime girdim. Otomatik vitesli arabalardan hoşlanmıyordum. Şimdi düşünüyorum da, ne çılgınlık!" "TANRININ DEĞİL, DİEGONUN ELİ" Maradona, 1986 Meksika Dünya Kupası'nda kupayı kazanan Arjantin takımının kaptanıdır. Arjantin finalde Almanya ile karşılaşıp Almanya'yı yener. Ama bundan daha önemlisi çeyrek finalde İngiltere ile yaptığı maçtır. Maradona bu maçla ilgili olarak şöyle konuşuyor: "Bu maçın bizler için ayrı bir önemi vardı. Çünkü, İngiltere ve Arjantin'i karşı karşıya getiren Falkland savaşının anıları çok tazeydi. Maça çıkmadan önce maçın 2 ülke arasında geçmişte yaşanan kötü olayların üzerine örtülecek bir perde gibi olduğunu ve bu maçın bir dostluk maçı olduğu şeklinde açıklamalarda bulunuyorduk. Halbuki hiçbirimiz bu duygularla maça çıkmadık. Hepimiz kinimizi maçı kazanma yönünde harcadık. Çünkü maç bir kupa maçı değil, bir onur ve intikam maçıydı. Ben maçta 2 gol atmıştım ve attığım golden birini resmen elimle atmıştım. Ama bu hakemin gözünden kaçmıştı. O dönemde golü ''Tanrı'nın eli'' diye açıklamıştım. Ne Tanrı'sı yahu! Diego'nun eliydi! Fotoğrafçılar bile ne olduğunu görememişti. Bu gol çok hoşuma gidiyor. İngilizlerden intikamımı bu şekilde almıştım" "KOKAİN KULLANIRIM, AMA DOPİNG ASLA" "Kokain kullandığımı her zaman kabul ederim. Ama hiçbir zaman maçlarda doping yapmamışımdır. Hatta 2 kez doping yaptığım için uzaklaştırılmışımdır. Yargıcın karşısına çıktığımda cezama razı olduğumu ama dopingi kabul etmediğimi söyledim, kabul görmedi" "Doping olayı tamamen İtalya Futbol Federasyonu Başkanı Antonio Matarrese'nin oyunudur. Çünkü Arjantin 1990 kupasında İtalyanlar'ın önünü kesmiş ve İtalyanlar'ı milyonlardan mahrum etmiştir. Bu yüzden ben doping olayını tamamen Matarrese'nin oyunu olarak görüyorum" "KUPADAN KOVULDUĞUMDA ÇOCUKLAR GİBİ AĞLADIM" "ABD'de 1994 Dünya Kupası'ndaki 2. doping olayı beni yıkmıştı. Çünkü Nijerya maçındaki doping kontrollerim pozitif çıkmıştı. Halbuki orada kesinlikle isim benzerliği olan ilacın kurbanı olmuştum. Arjantin'de sürekli kullandığım ilaç vardı ve bitmişti. Doktorum Amerika'da aynı ilacı almıştı. Benim kullandığım ilacın ismi Ripped Fast idi. Doktorum yanlışlıkla Ripped Fuel almıştı. Ama Ripped Fuel'de uyuşturucu vardı. Bu durum beni mahvetmişti. Eşim Claudia'yı aradım. Gözlerim yaşlarla doldu, sesim titredi. 'Kupa'dan kovuldum' dedim ve bir çocuk gibi ağlamaya başladım" "ÇAPKINLIĞIMI EŞİMDEN GİZLEMEM" "Eşim Claudia ile 28 Haziran 1977'de evlendim. Birbirimiz çok severiz. Bir zamanlar hep 'Niye Claudia'yla evlenmiyorsun?' diye sorarlardı. Ben de onu sevdiğimi söylemek için bir kağıda ihtiyacım olmadığını söylerdim. Sonra 2. soru gelirdi. 'Öyleyse niye sonradan evlendiniz?' 'Aklıma öyle esti de ondan!' dedim. Tüm çapkınlığıma rağmen karım ile aramda bir kırgınlık olmamıştır. Çünkü ben çapkınlığı karımdan gizli yapmam. Ona söylerim"