Mansur Yavaş net konuştu: Siyaseti bırakırım
CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş, seçim sürecine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Yavaş, seçimi kazanamazsa ne yapacağı sorusuna, "Siyaset son, yani gayet netim ben. Yeter. Yeter" yanıtını verdi.
Abone olMansur Yavaş MHP ile yollarını ayırdıktan sonra 2014 yerel seçimlerinde bu kez CHP'den Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan ancak AKP adayı Melih Gökçek karşısında seçimi kaybeden Yavaş, bir kez daha CHP'den aday oldu.
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Yavaş, Ankaralılardan sadece bir dönem için belediye başkanlığı istiyor.
"Muhtar seçimi neyse, belediye başkanlığı seçimi de aynıdır" diyen Yavaş, Türkiye'nin ekonomik sorunlarla uğraştığı bir dönemde, "çılgın projelere para yatırmak" yerine Ankara'yı ekonomik yönden kalkındırmayı "birinci vazife" olarak belirlediğini söylüyor.
Yavaş, belediye başkanı seçilmesi halinde, CHP'den ayrılacağı iddialarına "Bu konuda gayet netim: Görev süremin sonuna kadar CHP'de tabii ki devam edeceğim" yanıtını verdi. Seçilememesi halinde ise siyasete nokta koyma konusunda kararlı.
Siyaseti bırakırım
Muhabirin "Kazanamazsanız ne yapacaksınız?" sorusuna Yavaş, "Siyaset son, yani gayet netim ben. Yeter. Yeter." diye yanıt verdi.
Ankara'ya neler yapacak?
Yavaş, seçilmesi halinde Ankara'ya yapacağı projelerle ilgili olarak şunları söyledi:
Ankaralıya sorduk "Problemleriniz nedir?" diye. Oybirliğiyle ulaşım, su trafik, yeşil alanlar gibi konular var. Bunlar aslında 17 yıldır bir hükümetimiz var ve aynı partiden de belediye başkanı var. Eğer sadece aynı hükümetle paralel belediye başkanı seçmek, çok doğru bir hadise olsaydı, şu anda Ankara'da biz toplu taşımı, raylı sistemi metroları konuşmuyor olmamız lazımdı. Ankara'da su problemini konuşmuyor olmamız lazımdı. Bizim başkent Ankaramızın bugün Londra'yla, Paris'le Prag'la yarışıyor olması lazımdı. Bu seçimde şöyle bir şeye şahit olduk. Ülkede yaşanan ekonomik kriz bu projelerin hepsinin üzerine çıktı. Gittiğimiz yerlerde işten çıkarılan insanları duyuyoruz, sayılarını duyuyoruz üzülüyoruz. Bu kadar böyle Ankara ekonomisi durgunluğa varırken, bu kadar işsiz insan ortaya çıkmışken, bir belediye başkanı herhalde ortaya çıkıp çılgın projelerle boşa gidecek para harcayacak hali yok.
Bizim birinci vazifemiz, Ankara'nın ekonomisini kalkındırmak olmalı. Şimdi büyükşehir belediyesi bunu yapabilecek güçtedir. Öncelikle bir fuar alanını yapacağız, bitireceğiz. Çünkü Ankaralı sanayici esnaf malını başka türlü pazarlayamaz. Hem yurtiçine, hem yurtdışına pazarlamanın yolu, fuar alanının bitmesidir.
Bir diğer konu turizm. Ankara'nın her yerinde termal su var. Bunu termal sağlık turizmi haline getirmemiz gerekiyor. Yine bizim İpekyolu turizmimiz var. Ben 2007-2008'yıllarında de belediye başkanıyken yapılan bir projeydi. İstanbul'a gelen turistleri, Uzakdoğlu turistleri, Adapazarı üzerinden Geyve, Mudurnu Göynük hattından getirip, Nallıhan, Beypazarı, Ayaş Güdül üzerinden Ankara'ya getirmek. Ankara'da da gezdirmek, daha sonra onları Kapadokya'ya veya Konya'ya gidecekse, uçakla değil de bu şekilde bir yolculukla götürmelerini sağlamak projemiz vardı. Kaldı ki Ankara'nın içerisinde de, kale mesela... Acilen restore edilmesi lazım. Dünyanın en büyük kale şehri aslında orası.
Daha sonra Ulus'u yenileme projemiz var. Yenileme derken, 1900'lü yıllara geri götürecek şekilde, o görüntüyü ortaya çıkaracak şekilde. Hacıbayram, Agustus Tapınağı, Roma Hamamları ve bunu Hamamönü ile birleştirmek suretiyle, orada kocaman bir downtown denilen eski kent merkezini yenileme projesi yaptığımız zaman oradaki hayat canlanacak. Turist kaynayacak oralar.
Turizmin yanında yapmamımz gereken şeyler var, tarımı desteklemek. Kızılırmak'tan gelen bir suyumuz var. Yani Ankara'nın suyu şu anda oradan geliyor. Ancak bu 2050'de gelmesi gereken bir projeydi. Gerede projesi daha önce yapılması gerekirken, yapılmadığı için o uzun sürecek diye, panik halinde Kızılırmak'tan getirdik. Ve bugüne kadar maliyeti 1 milyar dolar. Gerede projesi devreye girdikten sonra, bu Kızılırmak projesi boşa çıkacak. Biz bu suyu Bala ve Gölbaşı arasında bin kilometrelik bir alanda sulu tarım yapılmasında kullanacağız. Sulu tarım yaptığınız zaman arpa, buğday ekerse iki misli, endüstriyel bitkiler ekerse dört misli ama tamamen sebze ekilirse tam 5 milyarlık, 6 milyarlık katkı oluyor ekonomiye."