İmzalar atıldı ama Bağdat'ın icra gücünü tartan yok. Uygulama hayal gibi..
Abone ol Oktay Sağlam-İnternethaberIrak’tan somut adım beklemek iyimserlik olur. Maliki imzayı attı ama Irak’ın hali içler acısı. Bağdat buhranın tam ortasında kıvranıyor. PKK sorunu onların penceresinden bakıldığında ufak bir ayrıntı neredeyse. Neden Irak’ın merkezi hükümeti PKK’yı gündemin alt sıralarına itiyor bir göz atalım..
Maliki’nin derdi zayıflayan koltuğunu ekonomik destekle güçlendirmek. Bizimki ise K. Irak’ın PKK’lılardan arındırılması. Terör örgütlerine karşı mutabakat metnindeki imza hem Maliki’yi hem de halefini bağlıyor. Yani imza kişisel değil resmi..
Ne anlama geliyor?
Bu imzalar öncelikle ne anlama geliyor? Bu mücadelenin ilk adımı.. Niyetler ağızda kalmadı imzaya döküldü. Metinde en dikkat çeken ibare ‘terör örgütlerinin mevcudiyetlerine son verilmesi' yer alıyor. Mücadelenin nasıl ve ne şekilde yürütüleceği iki ay içinde kesinleşecek. İki hafta sonra ülkemize gelecek olan Irak İçişleri Bakanı Beyan Cabr'ın önüne gelecek kalın dosyayı tahmin etmek zor değil..
Asıl muhatap ABD
Sözlerin yerine getirilmesi merkezi hükümetin gücüne bağlı. Denklemin en önemli ayağını ABD oluşturuyor. Figüranların arkasındaki patron bölgenin ve dünyanın abisi konumunda. Her ne kadar Maliki, “bu anlaşma Barzani’yi de bağlar” dese de gerçekçiliği yok gibi.. Bağdat’ın hareket alanı çok dar.. İcra alanı ABD’nin kendisine biçtiği rol ile sınırlı bir hükümet var karşımızda.
ABD Barzani’yi rahatsız edemez
Peki ABD teröre karşı ne yapıyor? Onların derdi PKK değil, Sünni ve Şii direnişçiler. Irak’ın kuzeyi onlara göre "dikensiz bir gül bahçesi." Çünkü orada ABD askeri ve merkezi hükümete karşı tek kurşun bile sıkılmıyor. Bu tabloyu bozacak adım ise PKK’ya karşı bir harekat olacaktır. Barzani PKK’yı terör örgütü görmediği gibi her fırsatta sorunun askeri değil siyasi olduğunu vurguluyor..
Yeni sorun istenmiyor
Yani Barzani’yi rahatsız etmek ABD’nin şu aşamada yapacağı en son şey. BOP projesi zaten yaralı. Kürtlerin sonsuz sadakatini azaltacak girişim, ABD’nin 'kendi ayağına kurşun' sıkmasından farksız olacaktır. İran'a karşı mücadele veren Washington yönetimi için ordusunun rahat konuşlanacağı en ideal yer burası..
Hepsi birbiriyle kavgalı
ABD’nin ayakta tutmaya çalıştığı merkezi hükümete bir göz atalım. 14 ay önce kurulan Şii ağırlıklı koalisyon üç saç ayağına bağlı. 40 üyeli Bakanlar Kurulu’nda çekilen ve boykot eden üye sayısı 17. Şiiler kendi aralarında kavgalı. Sünniler ile Şiiler zaten birbirine düşman. Ayrıca Şiiler ve Sünniler dönem dönem Kürtlerle anlaşamıyor. Örneğin Şii İçişleri Bakanlığı mensuplarının "ölüm timleri kurarak Sünnileri avladığı" iddiaları koalisyonu iyice zayıflatıyor.
Koalisyon sallantıda
6 ay önce ABD’nin belalısı radikal Şii lider Mukteda El Sadr’a bağlı altı bakan istifa etti. Sünnilerin “ulusal uzlaşma cephesi” mensubu üyesi 6 bakan geçen hafta koalisyondan çekildi. Şiiler dinci ve laik olamak üzere ikiye ayrılmış. Laik Şii İyad Allavi’nin "Irak'ın Listesi" adlı partisinin 5 bakanı da boykot kararı aldı. Gerekçe de siyasi reformlar gösterildi.
Kuzeyin gücü artıyor
Irak’ın orta ve güneyinde kan gövdeyi götürürken kuzeyi askeri ve ekonomik yönden güçleniyor. Başta Erbil olmak üzere, Irak'ın kuzeyinde 500 yabancı inşaat ve maden şirketi faaliyet gösteriyor. Kendi ordusunu ve parlamentosunu çoktan kurdular. Erbil ve Süleymaniye kentlerindeki 350 ve 300 milyon dolarlık 2 havaalanı inşaatını Türkler üstlendi. Güney Koreli ve ABD’li subaylar Barzani’nin ordusunu eğitiyor. Sadece Barzani’ye bağlı 100 bin kişilik bir ordusu var. 70 binini kara gücü 30 bini de hava, jandarma ve özel kuvvetler oluşturuyor. Hal böyle olunca kuzeyin gücü, güneyin de çaresizliği ortaya çıkıyor.
Petrol yasa taslağı merkezi hükümeti bitirir
Irak’ta, yabancılara görülmemiş imtiyazlar tanıyan petrol tasarısı meclis tatile girmeden önce yasalaşamadı. Iraklılar itiraza başladı ama sesleri cılız çıkıyor. Meclisin önüne bu ay gelecek petrol yasası onaylanırsa, Irak'ın rezervleri yabancı şirketlerin insafına kalacak. Taslak, yabancı petrol şirketleriyle 25-30 yıllık sözleşme içeriyor. Ne Irak'a yatırım yapmak ne de Iraklı işçi çalıştırma zorunluluğu getiriyor.
Kürtlerin petroldeki pasta payı
Kürt bölgesel yönetiminin internetten yayımladığı 'mali kaynaklar yasa tasarısına' göre, hem petrol ve doğalgaz hem de vergi ve dış yardımlar gibi federal gelirlerin toplanacağı 'Mali Kaynaklar Fonu' adıyla bir havuz oluşturulacak. Net gelirin yüzde 17'si Kürt yönetimine, kalanı diğer vilayetlere pay edilecek. Petrol, federal bütçenin yüzde 93'ünü oluşturuyor. Üzerinde tartışılan petrol tasarısı, anlaşmalara onay yetkisini Petrol ve Doğalgaz Konseyi'ne verirken, tüm petrol yataklarındaki kontrolün de kurulacak Irak ulusal şirketinde olmasını öngörüyor. Petrol, federal bütçenin yüzde 93'ünü oluşturuyor.
PKK, Bağdat’ın en sondaki maddesi
Her gün onlarca yüzlerce insan iltica için yabancı büyükelçilik kapılarını aşındırıyor. İşgalden bu yana 600 bini aşkın insan öldü. İran ve Suudi Arabistan Irak’ta söz sahibi olma iddiasında. Direnişçilerin perde arkasında da onlar var. El Kaide, Sünni aşiretler radikal Şiiler, yabancı direnişçiler ABD’ye karşı ortak hareket etseler de kendi aralarında birlikleri yok..
Bizim için birinci ya onlar için?
Sünni ve Şii savaşı ülkeyi viraneye çevirdi. İşgalin gölgesinde bir Irak imajı da cabası.. İşte bu karamsar tablo içinde merkezi hükümet PKK’ya karşı ne yapabilir? Bizim için birinci öncelikli sorun ama empati yapalım. Bir de Bağdat’ın penceresinden uzanalım ülkenin kuzeyine. Yukarıda anlatılanları göz önüne getirin. Maliki’nin kafasını en az meşgul eden sorun hiç kuşkusuz PKK’dır.