Makama saygı mı, yoksa korku mu?
Can Ataklı, "Business macerası"nı antatmış
4 Ağustos 2008 tarihli yazısında. Ataklı'nın tanık
olduğu olayların her satırı haber değeri taşıyor!..
Ama, Ataklı gördüklerini ve yaşadıklarını haber
yapmadı...
Neden?
"Makama saygı" duymuş!..
Ergenekon'dan tutuklu kuyumcu, "Hayrettin Ertekin'in
pislikleri"ni anlatıyor Can Ataklı. Bu
kişinin, Genelkurmay eski Başkanı Yaşar Büyükanıt'la
ilişkilerini bir yıl sonra gün yüzüne çıkarıyor!..
"...(...) Ertekin kendisinin Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Yaşar Büyükanıt"ın danışmanı olduğunu bunun da ötesinde
tek sırdaşı konumunda bulunduğunu belirterek Dolmabahçe
görüşmesini sadece bana anlattı dedi."
Müthiş bir haber!..
Türkiye'yi sarsacak bir açıklama, Can Ataklı gibi 30 yılını
bu mesleğe vermiş bir kişiye böyle bir haber veriliyor ama tık
yok!..
Neden?
"Makama saygı!" var çünkü...
"(...) Bu kişinin anlattıklarından şüphe duyarak internette bir
araştırma yaptım. Karşıma çıkan tablo çok ilginçti. Çünkü Semra
Özal"ın kuyumcusu olarak şöhret yapan Ertekin bir Yunan bankasını
sanal ortamda dolandırmak isterken yakalanmış ve üç yıl hapis
yatmıştı. Ertekin bu olayı derin devlet adına yaptığını
ve kendisinin de MİT ajanı olduğunu söylüyordu."
Bomba
bir haber daha!...
Ama, "makama saygı" ne yazık ki,
Ataklı'nın elini kolunu bağlıyor...
"(...)
Generallere ve Baransel"e hakkında şaibeler olan birinin yanında
olmaktan hiç mi utanç duymuyorsunuz? dedim."
Can Ataklı, gürlemiş ama eli varmamış yazmaya...
"Makama saygı" dedik ya...
"(...) üç etkili isim daha Büyükanıt"a ulaşarak durumu aktardı.
Yine hiç ses çıkmadı. O ana kadar Büyükanıt"a büyük saygım vardı.
Hayrettin Ertekin"in danışmanlık ve sırdaşlık konusunda
doğru söylemediğine inanıyordum. Ama sonradan aldığım bilgilere
göre Ertekin gerçekten Büyükanıt"a çok yakındı. İstediği an telefon
ediyor, istediği an Genelkurmay"a giriyor ve paşanın makamına
çıkabiliyordu"
Peki Can Ataklı, ne
yapıyor bu durumda?
"Makama saygı" duyduğu için sadece hayal
kırıklığına uğruyor!
Elde bir bomba var... Ataklı fitili çekmiyor bir
yıl boyunca. Yaşar Büyükanıt emekliye ayrılınca,
Ataklı'nın "makama saygı"sı kendiliğinden
bitiveriyor.
Vay be!...
Saygıya bakın siz...
Vatan gibi, bu tür pisliklere duyarlı bir gazetede çalışan
Can Ataklı, Türkiye'yi sarsacak haberlere tanık
oluyor ama bu haberleri "makama saygı"
duyduğu için yayımlamıyor!
Görüyor, işitiyor, yaşıyor ama susuyor
Can..
Susmakla kalsa iyi!
Göz yumuyor Businnes'ten kovulana kadar.
Suça ortak oluyor yani!..
Niye?
"Ekran hastalığı" yakasını bırakmıyor çünkü...
Orada biraz daha fazla görünsün de, kim ne yaparsa yapsın!
Can Ataklı hiç kusura bakmasın!
Yaptığı "makama saygı" değil!
Bunun adı mesleğe ihanettir...
Öteki adı da, "kıç korkusu!"
Bugün Yaşar Paşa'ya, yarın İlker Paşa'ya
Can Ataklı,
"makama saygı"nın en güzel örneğini 16
Ağustos 2008 tarihli, yazısında göstermiş!..
"Sayın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar
Büyükanıt" diyerek, Yaşar Paşa'ya
sesleniyor Can Ataklı..
21 gün sonra aynı Can Ataklı, , İlker Başbuğ için
methiyeler diziyor:
"(...) Şimdi o makamda çok saygın başka
bir orgeneral oturduğuna göre Büyükanıt"la ilgili bu olayı yazmayı
bir borç bildim."
Yaşar Paşa, "saygın"
olmaktan çıkmış yani!..
Hayrettin Ertekin'in Ergenekon tutuklusu olduğunu hatırlatan Can
Ataklı, "Bu bile başlı başına çok garip
bir durum" diyor ve ekliyor:
-Büyükanıt için gerçekten çok üzülüyorum.
Can
Ataklı, dün yalvarıyor, bugün üzülüyor!...
Özeti şu:
2 yıl önce Yaşar Paşa'nın önünde büklüm büklüm olanlar, bugün İlker
Başbuğ'un karşısında eğiliyor. Bu şu anlama geliyor, bugün Yaşar
Paşa'ya yapılanlar, yarın İlker Paşa'ya yapılacak!