BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Mahkeme kendi geçmişiyle çelişti

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın tahliyesini bu sözlerle değerlendirdi.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ t,ahliye kararının mahkemenin kendi geçmiş tutumuyla çeliştiğini savundu.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Türkiye, özel yetkili ağır ceza mahkemelerini kaldırıp yeni ağır ceza mahkemelerini kurmak suretiyle ayrıcalıklı mahkemelerden ihtisaslaşmış mahkemelere doğru geçiş yaptı” dedi.

TRT Haber'de Özel Gündem programına katılan Bozdağ, Aziz Yıldırım'ın tahliyesiyle ilgili bir soru üzerine kararın hayırlı olmasını diledi.

Yıldırım'ın uzun zamandır tutuklu olduğunu ve yargılandığını anlatan Bozdağ, “Şimdi tahliye oldu, hürriyetine kavuştu, hayırlı olsun diyoruz, mahkemenin takdiridir” diye konuştu.

Yargılamalar sırasında tutuklamanın istisna, hürriyet içinde yargılamanın esas olması gerektiğini dile getiren Bozdağ, şöyle devam etti:

“Mahkeme bir yandan hapis cezası verirken, bir yandan tahliye kararını da verdi. Bu da esasında bizim söylediğimizi doğrulayan bir şey. Yargıtay aşaması var, oradan ne olacağı belli değil. Tahliye kararı vermesi lazım. Yargılama sırasında da tutuksuz yargılama kararı verip yargılamayı tutuksuz devam ettirebilirdi ama mahkeme bunu tercih etmedi.

Tutuksuz yargılanabilirdi

Mahkemenin uygulamasına baktığınız zaman mahkeme yargılamayı tutuklu yaparken, mahkumiyet verdikten sonra tutuksuz yargılama kararı vermiş olmasını ben önemsiyorum. Mahkemenin kendi geçmiş tutumuyla çelişse bile doğru bir karar olarak değerlendiriyorum. İnşallah tüm yargılamaların, tabii istisnalar hariç olmak üzere yargılamaların tutuksuz yapılması esastır. Tutuksuz yargılamalar, daha doğru bir yargılama ortaya koyabilir. İnsanlara kendilerini savunma konusunda daha fazla imkan verebilir. Bu yüzden yargılamaların tutuksuz yapılması her zaman doğru tercihtir.”

“Özel yetkileri neredeyse tamamıyla ortadan kaldıran bir düzenleme”

Bozdağ, “Özel yetkili mahkemeler neden kapandı. Tartışılan bir başka nokta da alelacele kapatılması, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu üzerine, özel yetkili mahkemelerin Türkiye'de sadece bugün değil uzunca bir zamandır tartışma konusu olduğunu ifade etti.
Bu mahkemelere, kullandığı özel yetkiler nedeniyle toplumun her kesiminden yoğun eleştiriler geldiğini dile getiren Bozdağ, yapılan düzenlemeyle özel yetkili mahkemelerin ortadan kaldırıldığını ve ihtisas mahkemelerinin oluşturulduğunu belirtti.

Düzenlemenin esasında ihtisas mahkemelerini ortadan kaldıran bir düzenleme olmadığına işaret eden Bozdağ, şunları kaydetti:

“Yeniden bir ihtisas mahkemesi oluşturuyor ama yapılan düzenleme özel yetkileri neredeyse tamamıyla ortadan kaldıran bir düzenleme. Ceza Muhakemesi Kanunu 250, 251, 252. maddelerde ki fıkralara baktığınız zaman o fıkraların içinde pek çok özel yetkiler var. Bir de Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesi içinde de diğer mahkemelerde olmayan özel yetkiler, imtiyazlar var. Yapılan bu düzenlemeyle yargılaması ihtisas mahkemesini gerektirecek suçlarla ilgili yine ağır ceza mahkemeleri oluşturuldu. Terör suçları, uyuşturucu ve organize suç örgütleriyle ilgili yargılamaları, bu mahkemeler görecek bundan sonra. Ama bu mahkemelerin kullanacağı usul, diğer suç soruşturma ve kovuşturmalarında kullanılacak usul neyse aynısı. Ceza mahkemesindeki usulu, onlar da uygulayacak. Yapılan düzenleme nedir derseniz, özel yetkili mahkemeleri özel yapan yetkilerin neredeyse tamamına yakınını kaldırdık, özel yetkileri ortadan kalktı, mahkemenin diğer mahkemelere göre ayrıcalıklarını kaldırdık.

“Hakim ve savcıların suçlar konusunda uzmanlığı esas”

İhtisas mahkemelerinde, mahkemeyi yöneten hakimin ve savcıların suçlar konusunda uzmanlığının esas olduğunu vurgulayan Bozdağ, “Yoksa kullandığı yetkileri diğerlerinden farklılaştığında, ayrıcalıklı mahkeme oluyor, ihtisas mahkemesi olmuyor. Esasında biz ayrıcalıklı mahkemelere son verdik, ihtisas mahkemesi oluşturduk ve özel yetkileri, ayrıcalıkları da ortadan kaldırdık” diye konuştu.
Düzenlemeyle savunmanın da güçlendirildiğini vurgulayan Bozdağ, “Savunma gerçekten güçlendirildi ve yargılama sırasında silahların eşitliği ilkesi çerçevesinde savunmanın aleyhine olan, yargı görevi yapanların elini güçlendiren önemli imtiyazlar ve ayrıcalıklar ortadan kaldırıldı ki insanlar kendilerini daha rahat savunabilsin” dedi.

Devam eden davalar

Bozdağ, düzenlemenin, “eski mahkemelerin aynen devam ettiği şeklinde takdim edilmesinin” de son derece yanlış olduğuna işaret etti.
Devam eden mahkemeler için sürecin nasıl olacağına ilişkin soru üzerine Bozdağ, davaların, görüldüğü mahkemede devam etmesi yönünde yasaya geçici bir hüküm koyduklarını söyledi.
Ergenekon, Balyoz gibi yargılamaların, aynı mahkemede devam edeceğini dile getiren Bozdağ, şöyle konuştu:

“Ankara'da, 12 Eylül davasıyla ilgili yargılama başladı. 12 Eylül darbesiyle ilgili yargılama da şu anda devam eden mahkemede sürecektir. Bunun sebebi şu, bu mahkemeler bu konuda ihtisaslaşmış. İki, şu ana kadar yargılamalar için soruşturma yapıldı, onlarca klasörlük dosya var. Bu dosyaların oradan alınıp yeni mahkemelere verilmesi halinde davalar fevkalade uzayacak, bu da ayrı bir haksızlığa yol açacaktı. Bir de oradan alıp başka yere verdiğiniz zaman insanların adalete duygusu da zedelenir. Bu yüzden bu davalar, yargılandıkları mahkemelerde görülmeye devam edecek. Bu mahkemeler, hüküm kesinleşinceye kadar görevini sürdürecek. Yargıtay'a gitti bozdu, yine aynı mahkemeye gelecek. Onlar karar verecek. Ama soruşturma aşamasında olanlar, savcıların elinde olan dosyalar, yeni görevlendirmeler yapılana kadar, mevcut savcılar tarafından yürütülecektir. O görevlendirmeden sonra yeni savcılar o dosyalara devam edecektir. Çünkü bunlar daha hazırlık aşamasında olduğu için burada herhangi bir sorun, sıkıntı olmayacaktır.
Belki kamuoyunun bildiği davalardan 28 Şubat süreciyle ilgili soruşturma şu anda söz konusu. Onu zannedersem henüz davası açılmadı. Bu soruşturma belki farklı bir savcı tarafından yürütülebilir. Belki şu anda soruşturmayı yürüten savcılar bizzat HSYK tarafından görevlendirilebilir, yine onlar yürütebilir. Bir tek burada bir farklılık olabilir” dedi.
Bozdağ, “Yeni baştan yargılama söz konusu olabilir mi” sorusuna ise “Hayır, yeni baştan yargılama olmaz, kaldığı yerden devam edecek” yanıtını verdi.

“Karalama kampanyasına dönüştürüldü”

Bekir Bozdağ, “Yeni uygulamayla darbe, terör gibi davaların nasıl görüleceğinin” sorulması üzerine, 250, 251, 252. maddeler yürürlükten kalktığında darbe suçlarını işlediği iddia edilen kişilerin hepsinin tahliye olacağı, davaların biteceği, KCK soruşturmaları veya terörle mücadele kapsamındaki yargılamaların ortadan kalkacağı, terörle mücadelenin zayıflayacağı yönünde haksız eleştiriler yapıldığını ifade etti.
Bozdağ, “AK Parti Hükümetleri, ülkenin milli iradesine saygısızlık yaptığı, bu konuda suç işlediği iddia edilen kişilerle ilgili onların lehine bir lahza olsun nefes alıp vermez” dediklerini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama maalesef karalama kampanyası yürütüldü. Kimi iftiralar da bu kampanyanın içerisinde atıldı. Bizim açıklamalarımıza rağmen bir takım havalar yaratılmaya çalışıldı. Sanki Ak Parti kendi menfaatini bilmiyor da başkaları Ak Parti'nin menfaatini biliyormuş gibi bir takım şeyler söylendi. Parti kendi ayağına kurşun sıkmakla itham edildi. Çok haksız eleştiriler yapıldı ve bu konu çarpıtıldı, karalama kampanyasına da dönüştürüldü.”

“Bu konu, geçici değil kalıcı hükümle düzenlendi”

Türkiye'nin birliği ve beraberliğiyle alakalı konularda, terörle, silahlı terör örgütüyle ve darbe teşebbüsüyle ilgili suçlarda lehte herhangi bir düzenlemeyi kesinlikle düşünmediklerini ifade eden Bozdağ, şöyle devam etti:

“Bunlarla ilgili kovuşturma ve soruşturmalar hangi usulle devam ediyorsa bundan sonra da aynı usulle devam edecek. Bunu defalarca açıkladık. Yapılan düzenlemeye bakarsanız 10. madde içerisinde, orada geçici bir hüküm değildir yani silahlı terör örgütü, ülkenin bölünmez bütünlüğü aleyhine suçlar ve Meclis'e, Hükümet'e karşı suçlar, silahlı isyan, silahlı örgüt vs. gibi suçlara baktığınızda, bunların tamamı doğrudan soruşturmaya tabi suçlardır. Bu konu, geçici değil kalıcı hükümle düzenlendi.”
Türkiye kamuoyunun yapılan yasal düzenlemeyi gördüğünü belirten Bozdağ, “Bizim ne demek istediğimiz gayet açık. Bundan sonraki süreçte bu davalar, özel yetkileri olmayan, ayrıcalıklı durumda olmayan, diğer mahkemelerle aynı usulü kullanan ancak kovuşturdukları suçlar konusunda uzmanlaşmış hakim ve savcılar tarafından görülecektir” dedi.
Bozdağ, “Şu anda Türkiye, özel yetkili ağır ceza mahkemelerini kaldırıp yeni ağır ceza mahkemelerini kurmak suretiyle ayrıcalıklı mahkemelerden ihtisaslaşmış mahkemelere doğru geçiş yaptı” diye konuştu.

“Yargıda çift başlılık olmaz”

Bozdağ, “yargıda çift başlılık olacağı eleştirilerinin” sorulması üzerine de şunları kaydetti:
“Yargıda bir çift başlılık olmaz, niye olmaz? Şu anda yargılamalar devam ediyor. Yargılamaları yapanlar bu ülkenin hakimleri, soruşturmayı yapanlar bu ülkenin savcıları. Yeni düzenlemeden sonra da aynen devam edecek. Burada çift başlılık yaratmaya dönük adım atılmadı. Özel ayrıcalıkları ortadan kaldırmaya dönük bir adım atıldı. Yoksa mahkeme devam ediyor. Şu anda devam eden mahkeme de ağır ceza mahkemesi, öbürü de ağır ceza mahkemesi.
Şu anda yapılan şey çift başlı bir yargılama süreci oluşturmak değil. Yapılan şey yeni ihtisas ağır ceza mahkemelerin kurulmasıdır, yargılamadaki ayrıcalıkların imtiyazların kaldırılmasıdır.”