Sağlık Eğitim Enstitüsü mezunları isyanları oynuyor. Sağlık meslek Liseleri MEB'e bağlanınca meslek dersi öğretmenlerini oluşturan tıbbi teknologlar mağur oldu.
Abone olSağlık Eğitim Enstitüsü mezunları sitemizi mail yağmuruna tuttu. Mağdur olduklarını belirten okurlar Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a seslendi.İşte bir okurun şikayeti: Sağlık Eğitim Enstitüsü mezunu olarak önceden beri uğradığımız haksızlıkları dile getirdiğim metin aşağıdadır. Bunu bir fikriniz olsun diye ekledim. Sağlık Meslek Liseleri MEB'e bağlanınca meslek dersi öğretmenlerini oluşturan tıbbi teknolog arkadaşlarımızda kurum değiştirdi. MEB öğretmenlerin en az 4 yıllık lisans sahibi olmasını zorunlu tuttuğu için bu arkadaşlarımıza yönelik 3+1 lisans tamamlama programı oluşturdu ve başvuru formu toplamaya başladı. Fakat sadece Milli Eğitim Bakanlığına geçen Tıbbi Teknologların bu programlara katılabileceği beyan ediliyor. Halbuki Sağlık Meslek Liselerinin MEB'e devrini konu alan protokolde Sağlık Eğitim Enstitüsü mezunlarının tamamını kapsayan ifadelerle lisans tamamlama programına alınacağı yer alıyor. Bu durumda; 1. Öğretmenlik yerine direkt halk sağlığına hizmet veren hastane gibi yerlerde çalışan personel 2.sınıf vatandaş olarak mı görülüyor. 2. Tayin yaptırabileceği halde bu yola tevessül etmeyenler cezalandırılıyor. 3. Daha önce öğretmenlik yaptığı halde eş durumu, bakanlık tasarrufu gibi nedenlerle Tıbbi Teknolog olarak çalışanlar mağdur ediliyor. 4. Protokole aykırı olarak yapay bir ayrım yapılıyor. 5. Daha önce YÖK ün izin vermediği Lisans Tamamlama şimdi nasıl oluyor da onay görüyor. 6. Lisans tamamlayamayanların özlük haklarındaki farkı ve akademik kariyer hakkı nasıl tazmin edilecek. Yazdıkça rezaletin boyutu ortaya çıkıyor. YÖK siyasi ihtiraslarına kamu personelini kurban ediyor. MEB ayrımcılık yapıyor. Sağlık Bakanlığı personeline sahip çıkmayıp basiretsiz bir yönetim sergiliyor. Bu konuyu gündeme taşımanızı önemle rica ediyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. S.B. sitesinde yer alan dilekçem: 2003 yılında yayına girdi. İstanbul Özcan Sabancı Sağlık Eğitim Enstitüsü Tıbbi ıstatsitik ve Bilgisayar Bölümü mezunuyum. S.B. ile YÖK arasındaki protokol sonucu okulumuz Fakülte olarak Marmara Ünv. ne bağlandı. Daha önce mezun olan Tıb.Tek. lerinde yapılan protokole göre ıstanbul ve Ankara daki Sağ.Eğt. Fak. lerinde Lisans Tamamlama programlarına alınacağı ve böylece Lisans alarak Akademik Kariyerlerine devam edebilecekleri ilan edildi. Nitekim bu uygulama başladı fakat bütün mezunları kapsamadı. AÇS, Medikal, Toplum Sağlığı ve Daha sonra Çevre Sağlığı mezunları programa alındılar ve mezun oldular. Bilgisayar, Laboratuar ve Röntgen gibi bölümler ise üvey evlat muamelesi görüp Lisans Tamamlama Programına alınmadı. Bu haksızlığı çeşitli platformlarda Bakanlık, Üniversite, YÖK nezdinde bizzat ziyaret ve dilekçe vererek dile getirdik ama netice alamadık. Sn. Osman DURMUŞ döneminde YÖK ile yaşanan gerginlikler arasında bizler telef edildik. Ankaradaki S.E.Fakültesinin kontenjanı anormal düşük tutması, İstanbul da ise Dekan olarak Osman HAYRAN ve ekibinin menfi tavırları bu hakkı kullanmamızı engellemiştir. Kendilerine sorarsanız suç diğer kurumlarındır. Kimse haksızlık yaptığını ifade etmez ama sonuçlar ortadadır. Kendimi Bakanlık ve YÖK tarafından fena halde aldatılmış olarak hissediyorum. Mağduriyetlerimi sayacak olursam: 1- Aynı dönemde mezun olduğumuz bir kısım Enstitüden arkadaşlarım lisans alarak Akademik Kariyer yapmaya başladılar. şu anda nerede ise Doç. olmak üzereler. Ben ise halen üniversite mezunu bile sayılmıyorum. 2- Lisans tamamlayamadığım için 12 yıllık memuriyetten sonra askerliğimi 15 ay sıradan bir er olarak yani okuma yazma bilmeyen kırsal alandan gelmiş bir vatandaşımızdan farksız olarak yapmak zorunda kaldım. Halbuki aldığım eğitim ve deneyimlerimle yedek subay olarak orduya ve milletime daha faydalı hizmetlerim olabilirdi. 15 ay boyunca uğradığım özlük hakları mağduriyeti de cabası oldu. 3- Lisans alamadığım için çalıştığım kurumda bir çok göreve kadrolu olarak atanamıyorum. Ör. Müdür Yardımcılığı. 4- Emeklilik ve diğer özlük haklarında arkadaşlarıma göre oldukça mağdur duruma düşüyorum. Bunlar en çok akla gelen sıkıntılar ve malesef geçen bunca zamana karşı bizleri ümitlendirecek gelişmeler olmadı. Yeni Bakanımız Sn. Recep AKDAğ'ın halen devam eden bu haksız durumun düzeltilmesinde önemli katkılarının ve ilgilerinin olacağına inanıyor ve ümid ediyorum.