"Bir insan bu kadar mı yazamaz yani?"diyen Perihan Mağden eleştiriler'ine şöyle devam etti..
Abone olPopstar'da sivridil'iyle kamuoyunun tanıdığı Armağan Çağlayan en sonunda istediği oldu.Hep bir köşesi olmasını isteyen Çağlayan sonunda Kelebek'te yazmaya başladı.Ancak hep baskalarını elestiren, Çağlayan Perihan Mağden'in hışmına uğradı.
Kardeşim, gerek var mı Alla'sen artık köşe yazarlarına?
Ama olmaz! Zira böyle bir popstar arzudur düşmüş pıtır pıtır atan kalplere. Popstar dediniz de, beni en çok gıcır köşecilerden Armağan Çağlayan'ın kaleminin etkilediğini belirtmeliyim.
Meğer Allah'tan Jaguar isteseymiş olacakmış. Armağan bey hiç meşhur olmayı istemezmiş; ama hep köşesi olsun istermiş. Ertuğrul Özkök verdi iki lens; ilk olarak Türkstar elemelerindeki izlenimlerini yazdı biliyorsunuz Hürriyet gazetesinde.
Zekâ sorunu yok Armağan beyin. Ben hakikaten Türkstar izlenimleri üstüne afallayıp Çong'a telefon açtım: "Bir insan bu kadar mı yazamaz yani?" diye hayretler içinde.
Diyelim hiç mi hiç ilginç şey yaşanmadı. Albeni kutusu açılmış, bin bir resimle bezenmiş yarım sayfası. E bir insan bu kadar mı anlatamaz, duyuramaz hani içindeki fırtınaları.Fakat yurdumuzda her yetersizliğin 1 mükâfatı mutlaka vardır. Kelebek'te düzenli olarak yazmaya başladılar. Köşecilerin cihannüması Hakkı bey de nitekim, takdirlerini buyurdular.
Ben iştahla takip edeceğim kendilerini. Cuma günkü 'Kaşkollara ne çok anlam yüklemişim' yazısından muhteşem 1 alıntıyla da bitireceğim. (Ben bu arada 'kaşkollere' yazardım; zira 'o'lu kısmı iyice inceltilerek söylenir o ecnebi kelimenin.) "İnsanı çok sıcak tutar kaşkollar. Çünkü sarılır size kaşkollar. Çünkü üşüyen bedenimizi ısıtır kaşkollar. Çünkü bedenimizi soğuktan korur kaşkollar. Ne kadar çok anlam yüklemişim kaşkollara. Ya da ne kadar çok anlamı varmış kaşkolun benim hayatımda."
"Sevgiler de korur insanı, kaşkollar gibi. Sevgiler de sarar insanı, kaşkollar gibi. Böyle düşününce utandım birden kendimden. Ben kaşkolları çok severim ya, bu kadar mı sevgi açıyım ben diye. Durun, şimdi bu yazı bitsin, hemen gidip yeni bir kaşkol alayım kendime..."
Dip Not: Kompozisyon ödeviniz hayırlı olsun Armağan bey. Vuruş başına mı ücret alıyorsunuz; 'kelimelerin şehveti' denilen kaşkole mi kolu kaptırdınız, tam çakaramasam da, eğlenmediğimi iddia edemeyeceğim.