Esnafın desteklediği Mağazalar Kanunu Tasarısı'na büyük mağazalar tepki gösterdi.
Abone olAlışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD) Başkanı Nuşin Oral, Büyük Mağazalar Kanunu Tasarısı'nın tüketiciye darbe, tedarikçiye engel, esnafa ise göz bağı olduğunu söyledi.
Oral, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve Referans Gazetesi tarafından düzenlenen ''Büyük Mağazalar Kanunu Tasarısı'nın Getirdikleri ve Beklenen Etkileri'' konulu panelde yaptığı konuşmada, tartışılan yasa tasarının sektördeki oyuncuları karışı karşıya getirdiğini belirterek, ''Halbuki bizlerin omuz omuza verip küresel rekabet ortamına karşı hazırlık yapmamız gerekiyor'' dedi.
Modern, profesyonel, bilgi toplumunun gereklerini yerine getiren kayıt içi ve organize uluslararası oyuncuların Türkiye'nin kapısında olduğunu, ülkeye yatırım yaptıklarını ifade eden Oral, bu oyuncuların evrensel vizyonları ve iş yapış anlayışları bulunduğunu anlattı.
Artık AB kapısındaki Türkiye'de eski tutumlarla bir yere varılamayacağının ortada olduğunu dile getiren Oral, tutucu, amatör, feodal yapıya dayalı, kayıtdışı kurumların doğal seleksiyon ile eleneceklerini söyledi.
Oral, ''Biz ister kabul edelim, ister görmezden gelelim, küresel gerçekler suyun tüm boşlukları doldurması gibi her yeri dolduracak ve iş dünyasına hakim olacak'' görüşünü aktardı.
Buna hazır olunması gerektiğini de dile getiren Oral, şöyle devam etti:
''Sektöre ket vuracak yasa tasarıları ile boğuşacağımıza, bu tür platformlarda bir araya gelip evrensel rekabet ortamında nasıl kazananlar arasında yer alabiliriz, bunun hesabını yapmalıyız ki daha çok iş imkanı yaratılabilsin, daha çok esnafımız alnının teri ile kazandığı paralarla evini, arabasını alsın. Ama Büyük Mağazalar Kanun Tasarısı veya bu tür yasa tasarıları bu hayalleri gerçekleştirmek bir yana dursun, engel olacak. AMPD'nin bu konudaki görüşü açık ve nettir: Bu yasa tüketiciye darbe, tedarikçiye engel, esnafa göz bağıdır.''
''KAZANANI OLMAYAN BİR REKABET ORTAMI YARATACAK''
Yasa tasarısının her şeyden önce tüketici hakları ve ekonomiye vurulan darbe olduğunu dile getiren Oral, yasanın yürürlüğe girmesi halinde kazananı olmayan bir rekabet ortamı yaratacağını savundu. AMPD tarafından yaptırılan bir araştırmadan örnekler veren Oral, tüketicilerin yüzde 81'nin alışverişlerini market, süpermarket ve hipermarketlerden yaptığını, bunun ana nedeni olarak da fiyatların uygunluğu ve her şeyin bir arada bulunması olduğunu kaydetti.
İstanbulluların beşte dördünün alışveriş merkezlerine gittiğini, marketlerin zincir mağazaların alışveriş merkezlerinin günlük çalışma saatlerinin kısıtlanmasını İstanbulluların yüzde 44'ünün istemediğini dile getiren Oral, marketlerin pazar günü tatil edilmesini ise İstanbulluların yarısından fazlasının istemediğini belirtti.
Söz konusu yasa tasarısının hükümetin bugüne kadarki kayıtdışı mücadelesi ile de örtüşmediğini öne süren Oral, perakende sektörünün sadece yüzde 30'unun organize olduğunu bildirdi.
Oral, ''Yasa taslağının sonucu açık ve net: sektörümüzün yakaladığı ivmenin önü kesilecek. Türk ekonomisinin böyle bir lüksü yok'' dedi.
Oral, bugün Avrupa'daki pek çok ülkenin bu tür düzenlemelerin yarattığı ekonomik sıkıntılardan muzdarip olduğunu da belirterek, örnekler verdi. Avrupa'dan örnek alınması gerektiğini, ancak bunun hatalardan ders çıkarılacak şekilde yapılması gerektiğinin önemine işaret eden Oral, ''Kopyala yapıştır mantığının büyük zararlara yol açtığı uygulamaları örnek almayalım'' diye konuştu.
KAYITDIŞI VE VERGİ SORUNU
Nuşin Oral, Türk perakende sektörünün son yıllarda büyük atılım sergilediğini, 70 milyar dolara yaklaşan iş hacmine ulaştığını, bunun GSMH'nin neredeyse dörtte birini oluşturduğunu belirterek, tüketici harcamalarının ise yüzde 42'sinin sektör kaynaklı olduğunu vurguladı.
İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) 2001 yılında yaptığı araştırmaya göre kayıtdışı ekonominin yarattığı toplam vergi kaybının 12 katrilyon TL'nin üzerinde olduğunu anımsatan Oral, bunun da yaklaşık 4.5 katrilyonluk bölümünün KDV'den kaynaklandığını söyledi.
Oral, kayıtdışı ekonominin büyümesinde geleneksel perakendecilik zihniyetinin önemli bir paya sahip olduğunun altını çizdi. Organize perakendenin nitelikli personel istihdamı yarattığına da değinen Oral, 2 bin 500 metrekare üstü perakendecilerin mağaza başına yaklaşık 300-450 kişi, küçük boyutlu mağazalarda ise 5 ile 200 arasında değişen sayıda istihdam yaratıldığını, perakende sektöründe doğrudan istihdamın ise 300 bin kişiden fazla olduğunu kaydetti.
Oral, Türk perakende sektörünün Kapalıçarşı'dan miras müthiş bir mesleki birikimi olduğunu, bu birikimi alıp dünya standartlarına taşımak gerektiğini vurguladı.
Sektörün daha gidecek çok yolu olduğunu da ifade eden Oral, batılı ülkelerde 15 milyon metrekare olan alışveriş merkezlerinin Türkiye'de henüz 2 milyon metrekare olduğunu söyledi.
Oral, verimliliğin artırılması gereken bu dönemde taraf olmak yerine paydaş olmak gerektiğine inandıklarını, esnafın sorunlarını ortadan kaldırmanın tek yolunun da rekabetçi ve verimli kılmak olduğuna işaret etti.
''KASALARIMIZ VERGİ DAİRESİ GİBİ ÇALIŞIYOR''
Migros Türk A.Ş. Genel Müdürü Aziz Bulgu da günümüzden 100-150 yıl önce üreticilerin kral olduğunu, bugün ise artık durumun farklı olduğunu, her şeye tüketicilerin karar verdiğini anlattı.
Bakkalları ve büyük marketleri bir hizmetler zinciri olarak gördüklerini dile getiren Bulgu, ''Bunların birbirine ikame olması mümkün değil'' dedi. İşletmelerin verimli ve rekabetçi olmalarının şart olduğunu, bunun önünde kimsenin duramayacağını dile getiren Bulgu, verimsiz bir işletmenin yasalarla ayakta kalabilmesinin mümkün olamayacağını
anlattı.
Son yıllarda kapanan bakkalların kapanma nedeninin ülkenin geçirdiği krizler olduğunu belirten Bulgu, bu kriz dönemlerinde market zincirlerinin bile mağaza kapatmak zorunda kaldığını söyledi.
Perakendenin ciddi bir istihdam kaynağı olduğunu, doğrudan 12 bin çalışanı bulduğunu bildiren Bulgu, yetişen nitelikli personele dikkat çekti.
Sektördeki kayıtdışı ekonomiye de dikkat çeken Bulgu, ''Kasalarımız vergi dairesi gibi çalışıyor. Devlete ciddi katkı sağlıyoruz. Herkesin kayıtlı çalışması lazım'' diye konuştu. Bulgu, katılımcılardan gelen bir soru üzerine de Migros'un halka açık bir şirket olduğunu hatırlatarak, bütün mali sonuçlarının herkes tarafından görülebileceğini, devlete ödedikleri verginin saklanması gibi bir durum olmadığını anlattı.