BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Maden ocağında korkunç ihmal

Birgün Gazetesi, Kastamonu'da 19 işçinin can verdiği maden faciasında korkunç bir ihmalin yaşandığını ortaya çıkardı. İçerideki insanlar dumandan boğularak ölmüş.

Abone ol

Kastamonu'da 19 madencinin yaşamını yitirdiği maden faciasında korkunç ihmal. Kurtarma operasyonu sırasında içerideki pis havayı dışarıya atan vantilatör ters çevrilerek, içerideki insanlar dumandan boğularak ölmüş. Kastamonu'da 19 madencinin yaşamını yitirdiği maden faciası sonrası Kastamonu'ya giderek maden ocağında incelemelerde bulunan CHP Heyeti bir rapor hazırlıyor. CHP heyetinde yer alan Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım faciada can kaybını artıran korkunç bir iddiayı gündeme getirdi. Yıldırım, kurtarma operasyonu sırasında içerideki pis havayı dışarıya atan vantilatörün ters çevrilerek, içeriye hava basıldığını bunun da içerideki dumanı geri püskürtmüş olabileceğini iddia etti. Yıldırım, madene sokulmadıkları için bu iddiayı araştırma imkanı bulamadıklarını belirterek, "Orada vantilatörü ters çevirip içeride kalanlara hava vermek için hava basmışlar. Biz onu inceleyemedik, ama öyle yaptıklarını söylüyorlar. Bu işlem genellikle göçük hallerinde uygulanıyor ama içeride yangın olduğu için oksijen yangını körüklemiş olabilir ya da dumanı daha aşağı katlara yaymış olabilir" diye konuştu. Küre Maden iş Sendikası Başkanı İbrahim Aydının sözleri de iddiayı güçlendiryor. Aydın, "Salyangozu aşağı çevirmeleri neticesinde havalandırma boşluklarına kaçan 7 kişi kurtulmuş, ama diğer 19 kişi havalandırma boşlukları yerine çıkış güzergahına doğru yönelince, dumanla karşılaştı ve hemen hepsi boğularak öldü. İçerideki pis havayı emmesi gereken vantilatör ters görev yapıyordu. İçerideki pis havayı emmek yerine içeriye temiz hava üflüyordu" dedi. Heyet Başkanı Adana Milletvekili Tacidar Seyhan ise, Türkiye'deki maden ocaklarının güvenliğinin hep "göçük" tehlikesi göz önünde tutularak sağlandığına vurgu yaparak, "Acaba işletme yetkililerinin kendi imkanlarıyla uyguladıkları kurtarma işlemi sırasında da, göçükte olduğu gibi içeriye hava verelim derken yanlış bir şey mi yapıldı? İçeriye verilen hava yangını nasıl etkiledi? Bunlar önemli soru işaretleri" diye konuştu. Facianın büyümesine neden olan bir başka skandal da STFA yetkililerinin ocakta çıkan yangını tam 2.5 saat sonra haber vermeleriydi. Şirket yetkilileri sabah 9.30'da başlayan yangını 11.45'de valiliğe ve itfaiyeye bildirdi. Kastamonu Valiliği, İçişleri Bakanlığını saat 12.00'de uyarmasına karşın kurtarma ekipleri yangın çıktıktan tam 6.5 saat sonra Kastamonu'ya helikopterle ulaştı. Bu arada Zonguldak'ta maden kazalarına karşı kurulmuş profesyonel kurtarma timine de hem geç haber verildi hem de tim karayoluyla Kastamonu'ya gönderilince, içeride hayatta kalma mücadelesi veren madenciler kaderleriyle baş başa kaldı. CHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım, "Devlet yangın yerine ancak altı buçuk saatte ulaşabilmiştir. Sivil savunma ekipleri ile TTK'ya bağlı kurtarma ekipleri olay yerine ulaştığında zaten cenazelerin tamamı çıkarılmış durumdaydı. Bu nedenle olaya müdahalede geç kalınmıştır. İçişleri Bakanı, valiliğin zamanında uyarmasına karşın işi ağırdan almıştır" dedi. CHP'li Tacidar Seyhan söylendiği gibi yangının elektrik kaçağından çıkmış olduğuna inanmıyor. Seyhan, "Girebildiğimiz bölümlerde yanıcı bir kimyasalın izlerine rastladık.Yangın sırasında iki büyük 'harlama' olduğu anlatıldı. Elektrik kontağından çıkan yangın, cevher bantlarını bir anda tutuşturmaz kimyasalla desteklenmediği sürece de yangın sırasında ve harlama olmaz" bilgisini verdi. Seyhan, daha önce aynı madende kükürt yangını çıktığını hatırlatarak, sülfürlü ve kükürtlü ortamlarda yangın riskinin daha yüksek olmasına karşın, yangına karşı hiçbir ciddi önlem alınmadığını kaydetti. CHP'li milletvekilleri STFA Şirket yetkilerinin ısrarla kendilerini içeriye sokmamalarına da isyan ettiler. Tacidar Seyhan, "Şirket yetkilileri sudan gerekçelerle olay yerine girmemize izin vermeyerek, yangın konusunda farklı bir bulgunun elde edilmesini engellemişlerdir. Acil yapılması gereken, deliller yok olmadan bağımsız bir inceleme grubunun olay yerinde çalışma yapmasıdır" diye konuştu. Öte yandan, kazada hayatını kaybeden 19 maden işçisinin işletmeden toplam 56 milyar lira alacaklı olduğu ortaya çıktı. Maden işçilerinin bordro dökümlerinden, üçer aylık alacaklarını tahsil edemedikleri belirlendi. Raporun kısa bir süre sonra açıklanacağı bildirildi. Heyetin başındaki Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, Çalışma Bakanlığı tarafından yüzeysel bir tedbir yazısıyla iş güvenliği konusunda yapılan uyarıya dikkat çekerek, "Türkiye'de can güvenliği, yazılı tavsiyelere bırakılma talihsizliğiyle karşı karşıya. Bu daha büyük bir skandal. Olayın gerçek sorumluları Enerji Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı" diye konuştu. UZAKTAN KUMANDALI MADEN DENETİM Kastamonu'da 19 madencinin yaşamını yitirdiği maden faciası, Türkiye'de maden ocaklarının güvenliği ve nasıl denetlendiğine ilişkin çok çarpıcı gerçekleri ortaya çıkardı. Türkiye'de 26 bin 300 arama, 4 bin'e yakın da işletme ruhsatı var. Ama Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nün elinde sadece 40 nitelikli personel olduğu için, madenlerin denetimleri genellikle yazışma yoluyla yapılabiliyor. Genel Müdür Yener Cander, personel azlığı nedeniyle denetimleri yerinde ve zamanında yapmanın mümkün olmadığını itiraf ederken, "İşletme faaliyet raporları verilse dahi bizim bu kadar işletmeyi denetleme şansımız yok" dedi. Facianın yaşandığı işletme, maden ocaklarında iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin denetimlerin de yetersiz olduğunu gösterdi. STFA Şirketi işletmenin denetlenmesi için Çalışma Bakanlığına 12.05.2003'te başvurduğu halde, denetim 14 ay sonra yapılabilmiş. Çalışma Bakanlığı müfettişleri 14.07.2004'te yaptıkları denetim sırasında ocakta, elektrik tesisatı ve topraklamanın kontrol edilerek uygunluğunun belgelenmediğini, kompresörün periyodik kontrolünün yapılmadığını, paratoner olmadığını, kaldırma araçlarının belgelerinin bulunmadığını tespit etti. Kaynak: Birgün Gazetesi