Lütfen!
TOBB, TİSK, KAMU-SEN, TÜRK-İŞ,
TESK, TZOB ve HAK-İŞ'in de
bulunduğu işçi, işveren ve kamu çalışanlarının temsilcileri sağduyu
çağrısı yaptı..
Türkiye'yi rahatlatan bir açıklama...
Yeter
mi?
Yetmeli...
Korku tüneline bizi sokanlara, sokmak isteyenlere bu sefer biz
"yeter" diyebilmeliyiz!
Hepimiz!
Bir taksi şoförü ile konuştum dün...
Bıkkın...
Canından bezmiş...
Türkiye'de yaşamak istemiyor.
-Neden?
-Görmüyor musun abi.
Bugüne kadar ağzına sigara
değdirmeyen taksi şoförü dün başlamış sigaraya...
Kendini sigaraya vurmuş daha doğrusu..
Nefes
almak için...
Rahatlamak için...
Kafasını toplamak için...
İçin için için...
-Abi, ben 98'den beri para
kazanamıyorum.
-...?
-Abi kriz havası yarattılar, vallahi billahi ölüyoruz. Abi
bu nedir, nereye gidiyoruz kimse biliyor mu akıbetimizi? Abi nedir
bu kapatma? Ergenekon da neyin nesi? Ülkemi bu kadar germeye kimin
ne hakkı var?
Bir tek taksi şoförü mü?
Hayır!
Bir ışık, bir kıvılcım, bir hareket...
Toplu iğnenin ucu kadar bile olsa uzlaşma, anlayış, kavgasız
yaşam.
O yüzden, yukarıdaki sivil toplum kuruluşlarının yaptığı sağduyu
çağrısını önemsiyorum. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün siyasi
liderler nezdinde başlattığı girişimi de.
Ne olur
yeter!
Olan sonuçta bize oluyor...
Bakın Hasan Cemal yazdı, ülkeyi sıkıntıya sokmanın
hiç kimseye ne geçmişte ne de bugün yararı yok... İyisi mi,
sağduyu... İyisi mi uzlaşma... İyisi mi kavga etmeden,
yumruklaşmadan beraberce yaşamak!
Çok mu zor?
Değil!
Birand'ın deyişiyle "Haydi Türkiye, şimdi tam zamanı!"
Eleştiri mi küfür mü?
Okuyucuyu memnun etmek zor; bam
teline dokunman yeterli... Allah ne verdiyse
yazıyor... Kimi zaman faşist, kimi zaman dinci, kimi zaman
komünist, kimi zaman PKK'lı, kimi zaman da hiçbir şey olabiliyoruz
yazdıklarımızdan ötürü.
Ama, bazıları var ki gerçek hayatta bir baltaya sap
olamamanın acısını, parmaklarını konuşturarak çıkarıyor.
Küfürler resmen havada uçuşuyor!
Tehditler gırla!
Geçen bir okurum yazmış:
-Acemi.
Saygı duyarım, usta olduğumu hiçbir
zaman iddia etmedim zaten.
Bir başka okurum, "sanal kabadayılık" yapıyor uzaktan:
-Ulan bir halt bildiğin yok, kısa
yazıyorsun.
İşin garibi ne biliyor musunuz?
Bu okur farkında mı bilmiyorum ama, "ulan" dedikten sonra,
satırının sonunda, "saygılarımla" demeyi ihmal
etmiyor!
Dedim ya, okuru memnun etmek zor!
Ben hep şunu söylerim, yazar hakaret etmeden, küçük
düşürmeden, seviyesizlik yapmadan eleştiriyorsa, okurlar tarafından
eleştirilebilmeli. Ama küfür ve hakaret işin içine
girince, sapla saman birbirine karışıyor.
"Sanal kabadayılık" yapmanın lüzumu yok!
Öyle değil mi Doğan Bey?
Müzik ve mesaj
Bir okurdan şikayet geldi...
Türksat üzerinden yayın yapan müzük kanalları ile
ilgili:
-Hadi Bey, Türksat üzerinden yayın yapan
öncelikli olarak müzik kanalları olarak gösterilen proğramların
altlarında sms gönderileri ile oluşan ahlak dışı geçiyor. Çok
rahatsız olduk ve bilinçli vatandaş olarak konuyu RTÜK ve Türksat'a
bildirdik. Ama sonuç alamadık. Saat sınırlaması bile olmayan
bu uygulama biz gençlerin müzik tutkusu dikkate
alındığında oldukça tehlikeli bir durum içermektedir. Lütfen bu
şikayetimizi duyurun."
İlgililere duyurulur!