BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  DÜNYA

Londrada Hepimiz Türküz sesleri

Londra'da İsrail Büyükelçiliği önünde toplanan yaklaşık 150 kişi, İsrail'i protesto etti

Abone ol

Büyükelçilik binası önünde İngiliz polisinin yoğun güvenlik önlemi altındaki eyleme katılan halk, 'hepimiz Türküz' sloganları atı. Akşam saatlerinde büyükelçilik binası önünde toplanan göstericiler, ellerinde Filistin ve Türk bayrakları taşıdı. Göstericiler ayrıca "İsrail elçiliğini kapatın" sloganları attı.

Geçtiğimiz yıl yine aynı yerde yapılan gösterilerde çevre binalara zarar verilmiş ve bazı göstericiler göz altına alınmıştı. Geçen yılki gösterilerde çıkan olayları göz önüne alan İngiliz polisi, güvenlik önlemlerini artırdı. İsrail Büyükelçilik binası önünde yapılan gösteri, olaysız sona erdi.

Bu arada İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere düzenlediği saldırının ilk günü Londra'da gerçekleşen eyleme yaklaşık 3 bin kişi katılmıştı. Göstericiler başbakanlık binası önünde toplanarak, İngiltere'den İsrail'i kınamasını talep etmişti.

YAHUDİ AKADEMİSYEN: İSRAİL ÇILDIRMIŞ OLMALI!

Yahudi kökenli Amerikalı akademisyen Prof. Norman Finkelstein, Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırının İsrail'in masum sivil toplum örgütlerinden dahi korkacak kadar aciz ve çıldırmış durumda olduğunu gösterdiğini söyledi.

Finkelstein, "İsrail çıldırmış bir devlet olarak, gözü dönmüşçesine her tarafa saldırıyor. Eğer, İsrail cani bir ülke tavrı sergileyebiliyorsa bunu ABD gerekli tavrı koymadığı için yapıyor." diye konuştu.

Zaman'a açıklamalarda bulunan Prof. Finkelstein'a göre 'İsrail'in uluslararası sularda yardım filosuna yaptığı katliam insanlık dışı. İsrail artık sadece 'çılgın bir devlet' gibi davranmıyor bizzat çılgın bir devlet haline gelmiş durumda.' "İsrail ne başarısız ne de serseri bir devlet, çılgın bir devlet." diyen Amerikalı akademisyen, yaşananlarda ABD hükümetinin de payı olduğunu savunuyor. Finkelstein, bu tezini şöyle detaylandırıyor: "ABD hükümeti, böyle hareketlerin tahammül edilemez olduğunu açıkça belirtmesi halinde, İsrail'in bu iğrenç hareketi yapacağına kimse inandırılamaz. Ama Amerikan vatandaşı olan Rachel Corrie'nin İsrail tarafından öldürülmesine de sessiz kalan ABD'nin bizzat kendisiydi." Rachel Corrie bir Gazzeli ailenin evini İsrail buldozerleri tarafından yıkılmaktan korumaya çalışırken, bir buldozer tarafından ezilmişti. Finkelstein, İsrail'in bir cani ülke tavrı sergileyebilmesinin altında yatan sebebin Amerika'nın izni olduğuna vurgu yaptı.

Finkelstein'a göre bundan sonraki süreçte uluslararası toplumun İsrail'i uluslararası hukuka karşı sorumlu tutması şart. Yaşananlar sadece hukuk meselesi değil aynı zamanda insan hayatı için önemli. İsrail'in 2 bin 300 nükleer silahı olduğu ve İran ile Lübnan'ı sıkça savaşla tehdit ettiğinin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Finkelstein "İsrail, kafasına göre hareket edemez. Ülkelerin tabi oldukları ortak bir hukuk var." diye konuştu.

Anne babası holokosttan (Yahudi soykırımı) kurtulmuş olan Prof. Finkelstein, 'Holokost Sanayi' adlı kitabıyla dikkat çekmişti. Kitapta, Yahudilerin soykırıma uğramasıyla birlikte, İsrail devletinin bunu koz olarak kullanmaya başladığını ve bunu fazlasıyla Filistin'e uyguladığını belirtmişti. Aynı zamanda İsrail'in Gazze operasyonları hakkında çok sert açıklamalarda bulunan Finkelstein'ın İsrail'e girişi yasaklanmıştı.

İSRAİL KORSAN VE TERÖRİST DEVLET

İsrail'in Gazze'ye insanî yardım götüren gemilere yaptığı saldırı, Türkiye'de olduğu kadar dünyanın diğer ülkelerinde yaşayan vicdanlı Yahudileri de rahatsız etti.

Dünyayı ayağa kaldıran saldırıyı lanetleyen isimlerden biri olan 85 yaşındaki Hollanda Yahudisi Hajo Meyer, İsrail'in yaptıklarının geçmişte Hitler tarafından yapılanlarla eşdeğer olduğu görüşünde olduğunu söyledi. 1943'te Auschwitz'de gerçekleşen büyük dramı yaşayanlardan biri olan Meyer, İsrail'in temel amacının Filistin'siz bir Ortadoğu olduğunu, bu yüzden barışı da istemediğini kaydetti.

Filistin sorununun çözümü konusunda büyük bir mücadele veren ve kurdukları 'Başka Bir Yahudi Sesi Derneği' ile Hollanda'da bu uğurda çaba gösteren Meyer, Zaman'a verdiği özel mülakatta, Türkiye ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın çabalarından da övgüyle bahsetti. Filistin sorununun çözümü konusunda hiç kimsenin Türkiye gibi çaba harcamadığına dikkat çeken Meyer, Başbakan Erdoğan'ın 'one minute' çıkışına da atıf yaparak, "Dünyanın diğer tüm ülkeleri bu konuda Türkiye'yi takip etmeliler. Türkiye, bu konuda harika inisiyatifler aldı. Avrupa'nın ve diğer ülkelerin de bundan ders alması lazım." şeklinde konuştu.

33 ülkeden yardım eylemcilerini taşıyan gemilere yapılan saldırıları 'korsanlık' olarak yorumlayan Hajo Meyer, İsrail'in özünde 'korsan' ve 'terörist' bir devlet olduğunu ileri sürdü. "Çünkü açık sularda giden bir gemiye kim saldırır? Korsanlar. Bunu yaptığınız zaman korsanlıkla eşdeğer olursunuz." diyen Meyer, bir adım daha öteye giderek, "İsrail'in paranoyak ve barbarca bir tutuma sahip olduğunu" ileri sürdü.

BARIŞ İSTEMEYEN İSRAİL'E BOYKOT UYGULANMALI

Yıllardır her şeyden mahrum bırakılan Gazzelilerin yaşadıkları dram karşısında büyük bir üzüntü duyduğunu anlatan Auschwitz mağdurlarından Hajo Meyer, insani yardım götüren gemilerde olmayı çok arzulamasına rağmen bunu gerçekleştirememiş. Gemidekileri kahraman olarak ilan eden Meyer, "Gidenler harika bir iş yaptılar. Hepsini tebrik ediyorum." dedi. İsrail'in silahsız yardım gönüllülerine saldırmasını sorumsuzca ve suç olarak değerlendiren Meyer, İsrail'in yaptıklarının 'Politik Siyonizm' olduğunu ifade etti. Çoğu kimsenin bunun ne anlama geldiğini bilmediğini ifade eden Yahudi asıllı Hollandalı, 'Politik Siyonizm'in 62 yıldır tek bir hedefe kilitlendiğini ve bunun da 'Tek bir Filistinli kalmadan tüm Filistin'e sahip olmak' şeklinde formüle edilebileceğini dile getirdi. Hajo Meyer, bu yüzden İsrail devletinin asla barış istemediği görüşünde: "İsrail'in bu bağlamda istediği en son şeydir barış."

Bu yüzden herkesi İsrail'e karşı başta ekonomik olmak üzere kültürel ve eğitim alanlarında boykot uygulamaya davet eden Meyer, "Üniversiteleriyle iletişim kurmayın, kültürel etkinliklerine katılmayın ve ürünlerini almayın. Ben İsrail'e hayatta gitmem. Tek kuruşum dahi o suç devletine geçsin istemem. Bu kampanyayı başlatmalıyız." dedi.

Hajo Meyer'ın Filistinlilere dönük ilgisinde geçmişte yaşadığı benzer acıların da büyük rolü var. Daha önce Gazze'ye gidip yaşanan dramlara tanıklık ettiğini belirten Meyer, Gazzeli çocukların okula gidememelerini anlatırken kendi geçmişini hatırlıyor: "Ben Hollanda'nın en yaşlı göçmenlerinden biriyim. Okula gidemediğim için bu ülkeye geldim. O yüzden Gazzeli çocukların durumunu çok iyi anlıyorum. Benim çocukluğumdan farklı değil. Auschwitz'de büyük acılara tanıklık ettim, o acıları yaşadım bizzat. Şu an Filistinlilerin maruz kaldıkları, benim geçmişte yaşadıklarımdan farklı değil. Filistinlilerin yaşadıklarını görünce geçmişim aklıma geliyor. Bu acılara sessiz kalmamalıyız."

YAHUDİLİK VE SİYONİZM BİRBİRİNDEN FARKLI

Yahudilik ve Siyonizm'in birbirinden farklı olduğunun altını çizen Meyer, başta Türkiye'de yaşayanlar olmak üzere tüm Yahudilere, Siyonist İsrail'in yaptıklarına karşı harekete geçmeleri çağrısında bulunuyor. Hollanda'da kendi kurdukları dernekle bu konuda çaba gösterdiklerini hatırlatan Meyer, diğer Yahudilerin de benzer aktiviteler yapmalarını istedi. Meyer, ayrıca Yahudileri, Uluslararası Anti-Siyonist Yahudi Ağı'na (IJAN) üye olmaya da davet etti.