BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  DÜNYA

Lokanta önünde bekliyorlar

Nijer Dünyanın en fakir ülkelerinden. Lokanta önlerinde yüzlerce çocuk elerinde boş tabaklarla bekliyorlar.

Abone ol

Dünyanın en fakir ülkelerinden Nijer'de açlık ve salgın hastalıklardan dolayı 5 yaş altındaki her 4 çocuktan biri ölürken, ülke nüfusunun 3'te 1'i açlık tehlikesi yaşıyor. Orta Afrika ülkelerinden 12 milyon nüfuslu Nijer, zengin uranyum yataklarına ve Afrika'nın Nil'den sonra en büyük nehri olan Nijer'e sahip olmasına rağmen kuraklık, açlık ve salgın hastalıklarla mücadele ediyor.
Uranyum yatakları Fransız şirketlerce işletilen ve maddi imkansızlıklardan dolayı üzerinde baraj kurulamadığı için değerlendirilemeyen Nijer Nehri'ne sahip ülkenin topraklarının ancak yüzde 3'ü tarım arazisi olarak kullanılıyor. Geçen yıl yaşanan kuraklık nedeniyle su sıkıntısı yaşanan ülkede, su kaynakları kuruyor, mevcut tarım arazilerinin birçoğu ise her geçen gün çölleşiyor.

Büyük şehirler dışında elektriğin olmadığı ülkede, insanların günlük yaşamlarında ısınmada, yemek yapmada odun kullanmaları ise bu ülkenin zaten az olan ormanlarını iyice yok ediyor. Nüfusunun yüzde 15'i şehirlerde, yüzde 85'i ise kırsal kesimde yaşayan Nijer'de geçen yıl yaşanan kuraklığın ardından hayvanları ölen ve tarım arazilerinden ürün alamayan çok sayıda insan şehirlere göç etmek zorunda kaldı. Şehirlere göç eden, ancak burada da iş bulamayan insanlar, zor koşullar altında, her türlü hastalığa açık alanlarda yaşam mücadelelerini güç şartlar altında veriyorlar.

LOKANTALAR ÖNÜNDE BEKLEYEN ÇOCUKLAR...
Nijer'in başkenti Niamey ve büyük şehirlerinden Maradi'de sokaklarda üstü açık lokantalar önünde bekleyen yüzlerce çocuk ellerindeki boş tabaklarla dikkat çekiyor. Yemek yiyenlerin bırakacağı artıkları bekleyen bu çocuklar, günde bir kez tabaklarını doldurmaları halinde hem kendi karınlarını, hem de ailelerinin karınlarını doyurabiliyorlar. Tek tip beslenmenin hakim olduğu ülkede genelde ''mil'' olarak adlandırılan ve Türkiye'de ''muhabbet kuşu yemi'' olarak da bilinen darı tüketiliyor. Sabah, öğlen ve akşam insanların darıyla karınlarını doyurmaya çalıştığı Nijer'de, darının içine iki üç damla süt katabilen veya çekirge kızartması ekleyen ise kendisini şanslı hissediyor.

''TEK TİP BESLENME HASTALIKLARA YOL AÇIYOR...''
Nijer'de incelemelerde bulunan Yeryüzü Doktorları Derneği Türkiye Temsilcisi Doç. Dr. İhsan Karaman, AA muhabirine, Nijer'de tek tip beslenmeden dolayı insanların çeşitli hastalıklara yakalandığını bildirdi. Doç. Dr. Karaman, ülkede sadece 200 doktorun olduğunu ve hastane sayısının çok az olduğunu belirterek, tek tip beslenmeden kaynaklanan hastalıkların insanları ölümle yüz yüze bıraktığını ifade etti. Nijer'de ortalama insan ömrünün 39 olduğuna işaret eden Doç. Dr. Karaman, bu rakamın Türkiye ve gelişmiş ülkelerle kıyaslandığı zaman ne kadar düşük olacağının görülebileceğini vurguladı. Nijer Sağlık Bakanlığı verilerine göre ise 12 milyon nüfuslu ülkede halen 3 milyon 600 bin kişi açlık tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Bu insanların tek mücadelesi ise açlıktan ölmemek... Doktor sayısının az olduğu ülkede hastanelere gidebilen, buralarda yatak bulabilen kendisini çok şanslı hissediyor. Hastanelerin 4-5 kişilik odalarında onlarca hasta tedavi görürken, hastanelerin bahçelerinde ise yüzlerce insan tedavileri için sıra bekliyor. Ülkenin kırsal kesimlerinde ise insanlar maddi imkansızlıklar nedeniyle hastanelere gidemiyor ve bu bölgelerde hastalığın bir diğer adı ''ölüm'' olarak adlandırılıyor. Her 4 çocuktan birinin öldüğü Nijer'de, çocuklar tifo, sıtma ve sarıhumma gibi hastalıklar nedeniyle yaşama erken veda ediyorlar.

KAMIŞTAN EVLERDE YAŞAM VE EĞİTİM...
Nijer'in kırsal kesimleri ve şehirlerin banliyölerinde kamışlardan yapılan tek gözlü evlerde 15-20 kişi bir arada yaşıyor. Nijer Nehri'nin ortasından geçtiği 1 milyonu aşkın nüfusu bünyesinde barındıran başkent Niamey başta olmak üzere diğer kentlerin de büyük kısmında çocuklar kamıştan yapılan okullarda öğrenim görüyorlar. Okuma-yazma oranının erkeklerde yüzde 13, kadınlarda ise yüzde 6 oranında olduğu ülkede, kamışlardan yapılmış okullara giden çocuklar bile kendilerini şanslı hissediyorlar. Başbakanlık binasının iki katlı olduğu Nijer'de, diğer bakanlık binaları da mütevazi yapılarıyla dikkat çekiyor.

HAYATIN SU OLDUĞU ÜLKE...
Nijer'de suyun olduğu bölgeler yeşil ve ağaçlı görüntüsüyle dikkat çekerken, su olmayan bölgeler çölleşen topraklarla kaplı. Nijer Kalkınma Bakanı Monkayıla Modı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, verimli olan ülke topraklarının sulu tarım yapılamadığı için çölleştiğini belirtti. Yaptıkları araştırmada ülke topraklarının altında su kaynakları bulunduğunu, bunların günyüzüne çıkartılması için sondaj çalışması yapılması gerektiğini belirten Monkayıla Modı, ancak devlet bütçesinin kısıtlı olmasından dolayı bu çalışmayı yapamadıklarını belirtti. Monkayıla Modı, gelişmiş ülkelerden Nijer'in yer altında bulunan su kaynaklarının sondajla çıkartılması konusunda kendilerine yardımcı olmalarını talep etti. Ülkesinin topraklarında her türlü sebze ve meyvenin yetiştirilebildiğine işaret eden Monkayıla Modı, tarım arazilerinde sulama suyuna sahip olmaları halinde ülkenin kaderinin değişebileceğini vurguladı.

AYLIK KAZANCIN 10 AVRO, 1 LİTRE SUYUN 1 AVRO OLDUĞU ÜLKE...
Geçen yıl kuraklık nedeniyle tarım arazilerinin sulanamadığı Nijer'de, 150 bin çocuğun yetersiz beslenme nedeniyle öldüğü belirtildi. İçme suyu sıkıntısının en önemli sorunlardan biri olan Nijer'de, halkın su ihtiyacını mikroplu sulardan karşıladığı belirtildi. Mikroplu sulardan dolayı sıtma hastalığının yoğun olarak görüldüğü ülkede, çocukların büyük kısmının karınlarının şişkin olması sıtma hastalığının ne kadar etkili olduğunu gösteriyor.

İnsanların aylık kazancının 10 avro olduğu ülkede, sağlıklı suların satıldığı pet şişelerdeki suların fiyatının ise 1 avro olması dikkati çekiyor. Kırsal kesimde yaşayan Nijerli kadın ve çocuklar, içme suyu alabilmek için kilometrelerce uzaklıklarda bulunan kuyulardan evlerine su getirmek zorunda kalıyorlar. Saatlerce su sırasında bekleyen kadınlar, evlerine bir günde en fazla 10 litre su götürebildiklerini kaydettiler. Öte yandan, Nijer'de yaşanan açlık ve yokluğa karşın yağma, hırsızlık, cinayet gibi asayiş olaylarının yok denecek kadar az olması dikkati çekiyor.

Nijerli emniyet yetkilileri, ülkenin bu kadar yokluğa karşı asayiş yönünden çok güvenli olmasının ve cezaevlerinin boş olmasının kendilerini çok mutlu ettiğini kaydettiler. Nijer'de yaşayan insanlar ise 1960 yılında Fransız sömürgesinden kurtulup bağımsız olmalarına rağmen yıllardır açlık ve yoklukla mücadele ettiklerini bildirdiler. Ülkede uranyum gibi önemli kaynağa sahip olduklarını ve bu kaynakların yabancı şirketlerce işletildiğini belirten Nijerliler, en gelişmiş silahların bu madenle üretilmesine rağmen, kendi halklarının açlığa mahkum edildiğini kaydettiler.

''SİZİ ÜZEN ÇOCUKLARINIZ NİJER'İ GÖRSELERDİ...''-
Nijer Sanayi ve Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve başkent Niamey'in Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sidi Musa Ahmed, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülkesine Türk sivil toplum kuruluşlarınca okul, hastane ve su kuyuları açılması yönünde çalışmalar yapıldığını ve bu çalışmaları çok anlamlı bulduğunu ifade etti. Türkiye'yi gördüğü için kendisini çok şanslı hissettiğini anlatan ve Nijer halkının yokluktan kurtulması için Türklere çok ihtiyacı olduğunu ifade eden Sidi Musa Ahmed, ''Başkaları bugüne kadar hep bizleri sömürmek için ülkemize geldi. Ancak Türklerin ülkemize gelmesini çok istiyoruz.

Çünkü sizler bizleri sömürmezsiniz. Ülkemizin kaynaklarını birlikte değerlendirdiğimiz takdirde hem biz hem de sizler kazanırsınız'' dedi. Sidi Musa Ahmed, Türkiye'ye gittiği zaman çocukların yemek seçtiğini, okumak istemediklerini ve ailelerini üzdüklerini gördüğünü ifade ederek, şunları kaydetti: ''Buradan Türk ailelerine sesleniyorum; Çocuklarınız sizleri üzüyorsa, yemek seçiyorlarsa, okumak istemiyorlarsa, onları getirin ülkemize. Buradaki çocukların içler acısı durumunu görsünler. Ve ülkelerine döndükleri zaman nasıl bir cennet içinde yaşadıklarının farkına varsınlar. Biz de çocuklarımızın küçük yaşlarda dilencilik yapmasını, biz de onların lokanta önlerinde artık yemek toplamalarını istemeyiz. Ama buradaki çocuklar eğer bunları yapmazlarsa açlıktan ölürler.

Biz de çocuklarımıza her gün çikolata almayı isteriz, bizler de onlara hayatın imkanlarını sunmayı isteriz...Ama yokluk, kaynaklarımızı kullanamama, geri kalmışlık, cahillik ve sömürülme bizleri bu hale getirdi. Bu nedenle Türklere çok ihtiyacımız var, yeter ki onlar gelsinler...'' Sidi Musa Ahmed, iş gücünün ucuz olduğu, tarım, sanayi ve inşaat gibi dallarda önemli potansiyele sahip Nijer'e yatırım yapmak isteyen Türklere her türlü yardımı yapmaya hazır olduklarını sözlerine ekledi.