Şov dünyasının hasarlı divalarından Liza Minelli döndü: "Liza’s Back".
Abone olOyunculuk kariyeri 14 aylıkken ‘stoktan’ figürasyon yaptığı "In the Good Old Summertime" ile başlayan Liza Minelli, 1961’de sahnelenen bir "Anne Frank’ın Hatıra Defteri" prodüksiyonuyla, profesyonel hayata adım atıyor. 16 yaşına geldiğinde, New York’ta, şov işinin tam ortasında, biraz torpille de olsa, yalnız başına mücadeleye koyulan ‘cünyır’ Minelli, müzikal yeteneği ortaya çıktıktan sonra annesiyle müthiş bir ikili oluşturuyor. Annesiyle olan ilişkisini sahneye beraber çıkmaya başlamalarıyla birlikte yeniden keşfeden Liza, annesinin arkadaşlarından biriyle ilk evliliğini yaparak Judy Garland’a nasıl bir mesaj vermiş, artık bilemeyeceğiz. Broadway ve sinemaya yakışan bu ‘kız çocuğu’, 1972’de, "Cabaretödeki performansıyla Oscar alıyor. Tiyatro maskını andıran karakteristik yüzü, hüzünlü, gören gözleri, güzel bacakları ona özellikle sahne üzerini ve arkasını yansıtan yapımlarda bambaşka bir yer hazırlıyor. Mesela yaşayan efsanelerden Martin Scorsese "New York, New York"u çekiyor Liza ile. Sevgisizliğin yerine çok çalışmayı, büyük bağlılıkların yerine alkol ve ilaçları koyan Liza, ‘70’lerin sonunda ilk büyük çöküşünü yaşıyor. Ara veriyor. İpin ucunu iyice kaçırıyor. Yürümeyen bir kaç evlilik daha geçiyor başından. Bu ara daha çok albüm ve sahneye ağırlık veriyor. Benzer bir dönemden geçen, sesini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olan Frank Sinatra ile ikili oluyorlar. Sammy Davis, Jr. da onlara katılıyor. Tabloidlere de gün doğuyor tabii. Manşet manşet üstüne. 1985’e kadar kendini toplayıp bir konser turnesi ve bir televizyon filmi olan "A Time to Live"den gelen Golden Globe ile geri dönüyor. Standartları şahane yorumlayan, müthiş dans eden bu Hollywood kadını depresyon, yıkım ve alkol eşiğinde bir hayata teslim oluyor. Toparlanıyor çöküyor, toparlanıyor, çöküyor. Şimdi yine toparlanmış. Zavallı Liza demeyin. O, bir bedel ödüyor. O, Hollywood şöhretinin rehabilitasyon kliniklerine sürüklediği tek kurban değil. Hayatta kalmayı becerecek kadar da sağlam üstelik... Çok sayıda kalça, diz ve menisküs ameliyatı geçiren, kariyerine bu yüzden de ara vermek durumunda kalan, Pembe Panter Peter Sellers ile 1973’de büyük aşk yaşayan, esprili mizacını annesinden aldığını her fırsatta belirten, düzenli olarak psikiyatriste giden, hem Oscar hem Tony hem Emmy hem Grammy kazanan nadir sanatçılardan biri olan Liza Minelli, ilk albümü "Liza! Liza!öyı yaklaşık 40 yıl önce yapmıştı. İlk albümde yer alan "Maybe This Time", Lisa’nın üç oktavlık sesini rahat rahat uçurduğu canlı kayıt bir dönüş albümü olan "Liza’s Backöte de yer alıyor. Liza’nın kariyeri boyunca yorumladığı ve kendisine mal edilmiş tam 18 parça var bu kayıtta. "Over The Rainbowödan "Cabaretöye, "New York New Yorkötan "Mein Herr"e kadar! Broadway nostaljisini, cazı, Liza kıvamını, yumuşak piyanoları, coşkulu duygularda kendilerini bulanlar için.