Zülfü Livaneli, yaptığı müziğin sadece Türkiye’de değil tüm dünyada ilgi uyandırmasının sırrını açıkladı.
Abone olHabertürk’te yayınlanan Filiz Akın’la Pazar Sohbeti programının konuğu olan Zülfü Livaneli, bugünlere gelmesinde ailesinin oynadığı büyük rolden bahsetti.
KOLEJDE DE OKUDUM, KURAN KURSUNA DA GİTTİM
Anadolu gururuna sahip bir ailede yetiştiğini belirten Livaneli, Kuran kursuna gittiğini, dedesinin kendisine dini eğitim verdiğini, ailesinin batıya dönük bir kolejde okuttuğunu, aynı zamanda özünden kopmaması için kendisine saz da alındığını söyledi.
LİVANELİ’NİN HAYATINI DEĞİŞTİREN ALEVİ DEDESİ
1970’lerde insanların sazı fakir, düşkün insanın çaldığı bir çalgı olarak gördüğünü ifade eden Livaneli, Çorum’un Mecitözü ilçesinde tanıştığı bir Alevi dedesinin elle (şelpe) saz çalmasından çok etkilendiğini anlattı: "Ben birden bire çarpıldım, vuruldum. Benim çaldığım aletle ilgisi yok, bu ne kadar güzel bir şey. Bütün telleri kullanıyor. Gitar gibi akor basılıyor. Müthiş bir şey."
Bunun Anadolu’nun en eski saz çalma tekniği olduğunu öğrenen Livaneli, Ankara’ya dönerek bir ustadan aynı sazdan (Dede Perdesi) kendisine yapmasını istediğini ve çalışarak tekniğini geliştirdiğini belirtti.
LİVANELİ’NİN MÜZİĞİNDEKİ SIR
1973 yılında ilk çıkardığı albümde bu tekniği kullandığını ve çok beğenildiğini ifade eden Livaneli, yaptığı müziğin sırrının da buradan geldiğini şu sözlerle anlattı:
"Birden bire insanlar çok şaşırdı. ’Bu nasıl saz sesi. Yeni bir sound. Bu nedir’ diye. Halbuki o kaybolmuş olan bir biçimdi. Ben onu gitar da çaldığım için arpej tekniği ile geliştirdim. Birden bire beni Türkiye’de ilk yayan, şaşkına uğratan şey odur. Bu benim müziğimin temeli oldu. Bu saz çalma biçimi, pentatonik müzik geleneği benim bestelerimin temelidir. Dünyada yaptığım bu kadar çok işi yayılmanın temeli ve kökü budur. O kökü bulamasaydım, böyle olmazdı."
Televizyon Gazetesi