BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Livaneli Tanpınar'a çok ayıp etti!

Zülfü Livaneli'nin köşesinde kavramsallaştırdığını düşündüğü 'zevk bozulması' yeni bir söz değil...

Abone ol

İNTERNETHABER.COM - Vatan Gazetesi yazarı Zülfü Livaneli'nin toplumdaki yozlaşmayla ilgili olarak kullandığı 'zevk bozulması' tespitini yıllar önce Ahmet Hamdi Tanpınar 'zevk hezimeti' olarak dile getirmişti...

Zülfü Livaneli, 2 Aralık tarihli yazısında şu ifadelere yer verdi:

Türkiye’deki zevk bozulmasına birçok örnek verebilirim ama yazının sınırları içinde sadece müziğe değinebileceğim. Dünyada müzik o Afrika kabileleri dâhil- bir uyumu; okşayıcı, huzur verici sesleri arar.

Eskiden Türkiye’nin kentlerinde ve köylerinde de durum buydu.

Ama ne köylü, ne kentli, her türlü değer ölçüsünden kopuk 40 milyon kişinin bugün dinlediği müzik tek kelimeyle KORKUNÇ.

Her türlü etnik müziği seven bazı Avrupalıların Türk bakkalların önünden geçerken kulaklarını kapattıklarına ve ‘bu nedir böyle?’ diye sorduklarına tanık oldum.

Çünkü müzik adı altında kulaklarına tornavida sokuluyor.
Cav cıv yapan bir elektro saz, THY uçaklarında insanı utandıracak kadar vıcık vıcık ağlayan klarnetler ve etinden et koparılıyor gibi bağıran, nara atan şarkıcılar, türkücüler.

İddia ediyorum: Bu ülkede iyi ses kavramı kayboldu. Kim tiz notalardan bağırırsa ona iyi şarkıcı-iyi türkücü deniliyor.

Mesela Frank Sinatra, Charles Aznavour, Jacques Brel Türk zevkine göre çok kötü seslerdir. (Leonard Cohen ve Bob Dylan’ı saymıyorum bile.)

Çünkü makul bir tınıyla derin, lirik bir sesle söylüyorlar şarkılarını. Bıçaklanmış gibi haykırmıyorlar.

Livaneli dünkü yazısında ifadesini kullandı.

TANPINAR YILLAR ÖNCE SÖYLEMİŞTİ

Türk Edebiyatı'nın önemli ismi Ahmet Hamdi Tanpınar, Livaneli'nin çok beğendiğini belli etitiği 'Zevk bozulması' kavramını yıllar önce 'zevk hezimeti' olarak nitelemişti...

Tanpınar 1950'lerde kaleme aldığı ünlü makalesinde Türk toplumunun sanat, musiki ve kültüründe yaşadığı yozlaşmayı zevk hezimeti olarak özetlemiş, Tanpınar'ı takip edenler sık sık bu makaleye atıfta bulunmuşlardı.

Livaneli'nin bu makaleyi bilmemesi veya bilip de atıfta bulunmaması biraz garip kaçtı...