BIST 9.693
DOLAR 35,22
EURO 36,73
ALTIN 2.963,23
HABER /  GÜNCEL

Libya'da militanlar nasıl silah bırakacak?

İki hafta önce Libya'da ABD elçisi Christopher Stevens'ın öldürülmesinin ardından Libyalı yetkililer ülkede büyük güvenlik tehdidi yaratan militanlara karşı harekete geçme kararı aldı. Şimdi soru bu grupların nasıl dağıtılacağı.

Abone ol

İki hafta önce Libya'da üç Amerikan vatandaşı ve ABD büyükelçisi Christopher Stevens'ın öldürülmesinin ardından Libyalı yetkililer ülkede büyük güvenlik tehdidi yaratan militanlara karşı harekete geçme kararı aldı.

Devrim öncesinde Kaddafi'ye karşı savaşmak için bir araya gelen bu militanların sayıları iktidarın değişmesinin ardından da artmaya devam etti.

Şu anda Libya'da yüzlerce silahlı grubun faaliyette olduğu düşünülüyor.

Birçok grup kontrol ettikleri bölgelerde güvenliği sağlamak için çaba harcarken bazı gruplar da tamamen kendi kurallarına göre yaşıyor.

Bu nedenle Libya'nın bir hukuk devleti olabilmesi için bu grupların etkisiz hale getirilmesi gerekiyor.

Ancak bu nasıl gerçekleşecek?

Stevens'ın ölümünden sorumlu olduğuna inanılan cihad yanlısı Ensar el Şeria bu kanunsuz militan gruplardan sadece bir tanesi.

İntikam duygusu ile hareket eden daha bir çok grup var. Bunlar hala Kaddafi'ye sadık olduğunu düşündükleri kişilere ve gruplara işkence ediyor, hatta cinayetler işliyor.

Tabii bir de petrol akışını kontrol etmeye çalışan, uyuşturucu piyasasını kontrol altına almak isteyen, göçmenlerden kâr sağlayan aklı fikri parada olan gruplar var. Bu gruplar da durmaksızın aralarında çatışıyor.

Bunun sonucunda Libya bütün bu unsurların kolajı olan, eşkiyaların seçilmiş yetkililerden daha çok güç sahibi olduğu bir ülkeye dönüştü.

Ülkede tek bir hukuk düzenini egemen kılmak neredeyse imkansız hale geldi.

Bu nedenle militan grupların dağılmaya başladığına dair gelen son haberler oldukça ümit verici.

En azından ilk bakışta.

Ensar el Şeria ve buna benzer islamcı militan gruplar operasyonlarını sürdüreceklerini söylüyor.

Zaten halkın büyük oranda onlara karşı olduğu düşünülürse -Geçen hafta Bingazi'deki merkez ofisleri kitlesel protestolara sahne oldu- pek de başka bir şansları yok.

Başkent Trablus'ta ordunun özel bir kanadı bu militanlara karşı harekete geçti.

Libyalı yetkililer bu operasyonların gelecek haftalarda da devam edeceğini söyledi.

Ancak sorun şu ki, ordunun başarılı olması çok da olası değil.

Sonuçta ülkede yüzbinlerce militanı barındıran yüzlerce grup var. Bu militanların elinde toplamda iki milyon tabanca, makineli tüfek ve suikast silahı bulunuyor.

Ellerinde tanklar da var.

Ayrıca bu grupları şehirlerin dışına itmek de çok yararlı değil.

Dağıldıklarını açıklayan grupların üyeleri de silah bırakmaya yanaşmıyor.

Militanlara teslim ettikleri silahlar karşılığında belirli ödüller verilmesi fikri daha etkili sonuçlar doğurabilir.

Bu yakınlarda Kaddafi'yi yakalayan isyancılardan biri olduğu bilinen Ümran Bin Şaban'ı öldürdüğünden şüphelenilen Kaddafi yanlısı militanlar için de geçerli.

Bugün Libya'nın karşı karşıya olduğu sorunlar kendine has değil.

Savaştan çıkan bir çok toplum savaşta kullandığı militanları ve onların sahip olduğu silahları nasıl kontrol edeceğini bilemez.

Libya geçmişte başka ülkelerde yaşanan benzer durumlardan ders alabilir.

Dikiş makineleri

Bu konuda özellikle Kamboçya, Mozambik ve Arnavutluk öne çıkan örnekler.

Bu ülkelerin her birinde 90'lı yılların ortasında ve 2000'li yılların başlarında savaşın etkileri ve yozlaşma ile savaşmak için silah toplama programları başlatıldı.

Programların ardındaki ana fikir savaşçılara silah ve cephanelerini teslim etmeleri için bir gerekçe yaratmaktı.

Kamboçya ve Arnavutluk'ta hükümete bağlı olmayan Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi kuruluşlar mesleki kurslar açtı ve yerel halka iş imkanı sağlayacak yol yapımı, elektrik hattı döşenmesi, sulama sistemi kurulumu gibi projeleri finanse etti. Bu çalışmaların yapıldığı bölgelerde silahlarını teslim edenlerin sayısı oldukça yüksekti.

Mozambik'te kilise grupları tarafından organize edilen bir program dahiline silahlarını teslim edenlere para kazanmalarını sağlayabilecek alet edevat verildi - dikiş makineleri, bisikletler, tohumlar, hortumlar..

Bu yaklaşımlar bu ülkelerdeki silah probleminin çözülmesine yardımcı olurken savaşçılara ve ailelerine de silahlar olmadan hayatta kalma imkanı sunmuş oldu.

Bu programların her birinin bedeli on milyon doların altındaydı ve silah geri alım programlarının yarattığı yüksek enflasyona da neden olmadılar.

Savaşçılara silahları karşılığında nakit para vermek teoride iyi bir fikir gibi durabilir, ancak bu fiyatların yükselmesine neden oldur. Tabii elbette silah fiyatlarının da.

Bundan sonra bir de şimdiki yetersiz güvenlik güçlerinin yerini alacak, ülkenin tamamına ulaşma gücüne ve yetkisine sahip, bu militanları da içine alan bir ordunun kurulması gerekecek.

Güvenlik güçlerinin şu anki yetersizliği ve zayıflığı Kaddafi döneminden kalma bir miras. Kaddafi güçlü bir ordunun kendisine karşı oluşturacağı tehditten herzaman çekindiği için ülkenin silahlı kuvvetlerini hep belli bir boyutta tuttu.

Yolsuzlukla başetmek

Ulusal Geçiş Konseyi , yani ayaklanmalar sırasında kurulan geçici otorite bu yeni militanları içine alan ordu kavramını hayata geçirmek için en güçlü grupların üyelerine ortalama bir Libyalı'nın kazandığından daha yüksek maaşlar bağladı.

Bu girişim başarısız oldu ve militanlar kafalarına göre takılmaya devam etti.

Ancak yeni seçilen meclis bu sorunu çözebilir. Tabii militan gruplara saldırarak değil, bunu denese de böyle bir çatışmadan kârlı çıkması neredeyse imkansız. Hükümetin başarısı için en doğru rota Kamboçya modelini takip etmesi.

Kamboçya'da yolsuzlukla başetmek adına güvenlik güçlerine alınanlara sadece iyi maaşlar ödenmemiş ayrıca aile üyelerine kanuni yollardan geçimlerini sağlamaları için tarım, dikiş ve tamircilik eğitimleri verilmişti.

Bu insanların yasadışı işlere yönelmesini büyük oranda engellemişti çünkü her hanede birden fazla kişi devlet çalışanı statüsüne ulaşmıştı.

Libya'da militanların benzer bir programa sıcak bakıp bakmayacağı bilinmiyor. Ancak geçmişte başarı sağlayan bu sistem denemeye değer.

Son günlerde yaşanan olaylar Libya'da hem yönetimin hem de halkın değişim istediğini gösteriyor.

Ancak bu yeterli değil.

Militanlar gruplar ancak üyelerine anlamlı bir hayat yaşama imkanı sağlanırsa gerçekten dağılacak.

Ve ancak o zaman Libya'da hukukun üstünlüğü söz konusu olabilecek.