Libya'nın doğusundaki gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter, Trablus'taki meşru hükümete karşı yeni bir savaş yürütmek için son zamanlarda harekete geçerken, şimdiye kadar Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) hariç, en büyük üç destekçisi bu adımı reddetti.
Abone olHafter, 24 Aralık'ta Libya'nın bağımsızlığının 69. yıldönümü münasebetiyle yaptığı konuşmada, Libya'da yeni bir savaşı ateşleme tehdidinde bulundu. Hafter'in önde gelen Avrupalı destekçisi Paris, onun bu savaş söylemine hevesle yaklaşmadı ve tüm tarafları "düşmanlıkların yeniden başlamasından kaçınmaya" çağırdı.
28 Aralık 2019'da Fransa Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, "Libya'da askeri çözüm yok. Öncelik ateşkes anlaşmasının uygulanmasıdır" dedi.
Fransa'nın pozisyonu, ABD'nin, Libya Siyasi Diyalog Forumu kapsamında yeni bir başkanlık konseyi ile hükümet kurulması ve 24 Aralık 2021'de genel seçimlere gidilmesi planını destekleme çabalarıyla daha uyumlu görünüyor.
Fransız yönetiminin geçmişteki pozisyonuna bakınca söz ve eylem arasında çelişkiler barındırsa da, Hafter'e verdiği açık askeri destek, Trablus'a yönelik saldırılarının başarısız olmasından sonra azaldı.
Kasım 2020'de de Libya İçişleri Bakanı Fethi Başağa Paris'i ziyaret ederek, Hafter'in Fransız hükümetindeki "favori" adamı Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ve Savunma Bakanı Florence Parly gibi üç önemli Fransız bakan tarafından karşılandı.
Başağa bu ziyaret kapsamında Fransız şirketleri ile de görüşerek, güvenlik ve sivil amaçlarla kullanılmak üzere helikopterler ve biyometrik sistemler satın almak için mutabakat zaptı imzaladı.
Başağa'nın adımı, Fransa'yı Hafter'i destekleyen eksenden çekmeye çalışmak ya da en azından Libya hükümetine karşı daha tarafsız ve daha az düşmanca konum almaya sevk etmeye yönelik bir hamle olarak görülüyor.
Başağa'yı bu ziyaretten günler önce Kahire'ye götüren de aynı hedefti.
Mısır, BAE'nin çıkarlarına zarar vermesini istemiyor
Üst düzey bir Mısır istihbarat heyetinin Hafter'in tehditlerinden üç gün sonra Libya'nın başkenti Trablus'u ziyareti ve ardından Mısır Dışişleri Bakanı Sami Şükrü'nün Libyalı mevkidaşı Muhammed Siyale ile yaptığı telefon görüşmesi, Kahire'nin bölgenin istikrarını tehdit eden herhangi bir macerayı istemediğini dolaylı olarak yansıtıyor.
Özellikle Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Muhammed el-Kablavi, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Mısır heyetinin Libya tarafına, "Trablus'taki büyükelçilik çalışmalarını bir an önce yeniden başlatma sözü verdiğini ve uçuşlara devam edilmesi için acil çözümlerin geliştirilmesi noktasında da anlaşma sağlandığını" kaydetti.
Mısır'ın 6 yıl aradan sonra Libya hükümetiyle bu şekilde ilişkileri yeniden normalleştirmesi, yeni bir savaşı desteklemesini olası kılmıyor.
Nitekim, yetkili bir kaynağın, Mısır'ın "Mada Masr" web sitesinde verdiği, "Kahire, BAE'nin Libya'da bir iç savaş empoze etme hamlesinden hoşnutsuz. Mısır heyetinin Trablus ziyareti böyle bir zeminde gerçekleşti." açıklaması da bu senaryoyu destekliyor.
Libyalı yetkili bir kaynak da, siteye yaptığı açıklamada, "Mısırlı yetkililerin, Libyalı mevkidaşlarına savaşa geri dönmeyi kabul etmeyeceklerini söylediklerini" doğruladı.
Bu açıklamalar da, Hafter'in savaşa geri dönme tehdidinin, yeni bir çatışma durumunda Libya ve komşu ülkelerin istikrarı üzerindeki tehlikeli yansımalarına kayıtsız olduğunu ve BAE’nin kışkırtması sonucu gelmiş olabileceğini ortaya koyuyor.
Yeniden savaşa dönüş Libya'da terörist grupların kendi "emirliklerini" inşa etmelerine imkan tanıyarak ve Mısır dahil komşu ülkeleri hedef almaları için uygun bir kaos ortamına sürükleyecektir.
Dolayısıyla savaş seçeneği, Hafter'in saldırılar başlattığı Nisan 2019'a göre, pek çok dengenin Hafter'in aleyhine değiştiği ve Sirte ve Cufra hattının ötesine çekilmesine yol açtığı için, Kahire açısından ideal görünmüyor.
Burada en önemli değişkenlerden biri de Joe Biden'in ABD başkanlığına yükselmesidir ki; böylelikle ABD'nin Libya'daki Rus varlığına karşı daha tepkisel olması ve Mısır rejiminin Moskova'dan biraz uzaklaşarak Washington’un siyasi çözüm yaklaşımını benimsemesi beklenebilir.
"Rusyasız savaş olmaz"
Hafter'in en önemli destekçilerinden biri olan Rusya, sahadaki Rus güvenlik şirketi Wagner'e bağlı paralı askerleriyle, Libya'da yeni bir savaş senaryosunu reddettiğinin sinyallerini verdi.
30 Aralık'ta, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Libyalı mevkidaşı Muhammed Siyale'yi, Libya hükümetinden bir yetkilinin yaklaşık 1 yıl aradan sonra Rusya'ya yaptığı ilk ziyarette kabul etti.
Ayrıca bu ziyaret, Trablus yönetiminin Mayıs 2019'da "casusluk" suçlamasıyla tutuklanan iki Rus vatandaşını serbest bırakmasından 20 gün sonra gerçekleşti.
Lavrov, görüşmede, ülkesinin "bazı ihlallere rağmen Libya'da ateşkesi tesis etme" arzusunu dile getirirken, Siyale, özellikle Wagner'in paralı askerlerine atıfta bulunarak, Rusya'dan yabancı savaşçıları ülkeden çıkarmasını istedi.
Rus Wagner paralı askerleri, Haziran ayı başında Hafter'in Trablus saldırılarının başarısızlıkla sonuçlanmasından önce, Aralık 2019'un sonunda, Hafter milislerinin şehir merkezine yaklaşmasında kilit rol oynadılar.
4 ülke Libya sahasında dengeleri yeniden kuruyor
Siyale'nin Lavrov'la görüşmesi, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Lavrov'la Soçi'de bir araya gelmesinden bir gün sonra gerçekleşirken, iki tarafın da Libya'daki "tüm ana siyasi güçler arasında kapsamlı diyalog yoluyla ülkedeki durumun normalleşmesine tam olarak katkıda bulunmaya devam etme" konusunda anlaştığı belirtildi.
Lavrov, Hafter'in savaşa çağrısı yaptığı ve Libya'daki Türk güçlerini hedef almakla tehdit ettiği konuşmasından bir gün sonra Mısır Dışişleri Bakanı'nı da aradı.
Bunu, Savunma Bakanı Hulusi Akar başkanlığındaki üst düzey bir Türk askeri heyetinin Trablus'a yaptığı ziyaret izledi. Bakan Akar, Hafter güçlerini Libya'daki Türk kuvvetlerine saldırmaya çalışırlarsa "meşru hedef olarak kabul edilecekleri" konusunda uyardı.
Türk heyetinin Libya'dan ayrıldığı saatlerde, İstihbarat Teşkilatı Başkan Yardımcısı Tümgeneral Ayman Bedi başkanlığındaki Mısır heyeti, İçişleri Bakanı Fethi Başağa dahil Libyalı üst düzey yetkililerle görüşmek için Trablus'a geldi.
2020'nin son haftasında, Hafter'in başlattığı "savaş konuşmasının" hemen ardından, dört başkent (Ankara, Trablus, Kahire ve Moskova) arasında daha önce görülmemiş bir şekilde ve üst düzeylerde yoğun toplantılar ve temaslar gerçekleşti.
Tesadüf olma ihtimali düşük olan bu eşzamanlı temaslar, özellikle BM destekli Libya Siyasi Diyalog Forumunun ulaştığı siyasi çıkmazla birlikte ülkeyi kaos batağına geri döndürme girişimlerini ortadan kaldırarak yeni bir Libya sahnesi şekillendirmek için bir hazırlık olabilir.