Gezi olaylarının başından beri sağduyulu duruşuyla bilindi. Üzümcü olayların bu noktaya gelmesini ve yaşananları yorumladı.
Abone olTiyatro sanatçısı ve dizi oyuncusu Levent Üzümcü Gezi olaylarıyla ilgili Hürriyet'ten Ayşe Arman'a konuştu.
Olayları bu noktaya 'Başbakan Erdoğan'ın getirdiğini" söyleyen Üzümcü, faiz lobisi iddiası için şunu söyledi;
*"Ben ne anlarım faiz lobisinden. Ben ne anlarım büyük devletlerin haber alma örgütlerinden. Arkadaş, benim iki çocuğum var, her ne yapıyorsam onlar bu ülkede özgür yaşasınlar diye yapıyorum. Bana ne İsrail’den bana ne Amerika’dan!"
İşte Levent Üzümcü söyleşisinden önemli bölümler;
NE MARJİNALİ YAHU!
Sürekli dillerine dolamışlar, “marjinal insanlar.” Ne marjinali yahu! Bildiğimiz, tanıdığımız insanlar. Biliyorsun Gezi Parkı’na girdikten sonra, basın dahil hiç kimseyi almadılar oraya. Oradaki gençler de haklı olarak dediler ki, “Şimdi bu çadırlara bir şey koysalar, kim bunun aksini ispat edecek?” Doğru. Böyle faşizm dünyanın neresinde var? Avrupa, 30’larda yaşadı bunları, demek ki Avrupa’yla aramızda bu kadar kültür yılı farkı varmış.
HERKES BİR AĞIZA BAKIYOR
Herkes bir ağzın içine bakıyor. Olayları bitirecek olan da o ağız. Olayları bu noktaya getiren de o ağız. O mentalite. Çünkü başka bir şey yapmayı bilmiyor. Krizi sadece kendi bildiği yoldan çözebiliyor. Sürekli “Türkiye budur!” diye topladığı kalabalıkları gösteriyor. “Ne diyeceksen sandıkta de, eğer fazla oyu alan bensem, ben ne dersem o olur” diyor. Bu da demokrasi değil.
HINÇ VAR
- Başladı zaten. Defalarca kürsüden söyledi. Kaç gözaltı var, o bile belli değil. İnsanlardan haber alınamıyor. Kendi gibi düşünmeyen insanlara karşı müthiş bir hınç var içinde. “Doğruyu ben biliyorum, sen nasıl benim gibi düşünmezsin!” diyor.
BİZE AYYAŞ SERSERİ DİYOR
Başbakan’ın kimseyi dinlediği filan yok. Kürsüye çıkıyor, konuşuyor, otobüslerle, vapurla özel taşınmış, bindirilmiş kıtaları kendinden geçiyor. Çılgınca bağırıyorlar. O Kuala Lumpur diyor, acaba onu dinleyenlerden kaç kişi Kuala Lulpar’un bir şehir olduğunu biliyor? Oysa, Gezi Parkı’na gelenler iptal edilen metrolara, otobüslere ve vapur seferlerine rağmen köprüyü yürüyerek geçip gelen gönüllülerdi. Bizlere, oyunculara, sanatçılara, “Bunlar ayyaş serseri ve sizin vergilerinizi sömüren jakobenlerdir” diyor. Yine çılgınca alkışlıyorlar. Oysa ne Fransız İhtilali’nden haberleri var, ne de jakoben kimdir, jakobenlik nedirden...
KİMSEYİ KIŞKIRTMADIM
Ben attığım adımlardan eminim. Niye tedirgin olayım? Kimseyi kışkırtmadım. Bu olayların sorumlusu ben değilim ki. Ama korkunç bir cadı avı başlatılmış durumda. Bizim oyuncu arkadaşlarımız tek tek hedef olarak gösteriliyor. Mehmet Ali Bora
mesela. Oysa Mehmet Ali hiçbir şey yapmadı. Ne söyledi ne söylemedi hepsi ortada. Ama günah keçisi olarak ilan edildi. Büyük haksızlık!
ANTİ KAPİTALİST MÜSLÜMANLARA TEŞEKKÜR
Haksız şiddet karşısında, birbiriyle alakasız insanların nasıl bir araya gelebileceğini gördüm. Parkın içinde antikapitalist Müslümanlarla, LGBT’nin standı yan yanaydı. Onlar iki park sakiniydi. Birlikte halay çekiyorlardı. Ayrıca antikapitalist Müslümanlara minnettarım, onlar bu hareketin dine, başörtüsüne karşı olduğu palavrasını boşa çıkaranlardı.
GÜNAHTIR!... BİZ GAZZE'DE DE...
Ben sadece haksızlığa karşıyım. Gördüğümü söylemezsem, yaşadıklarımı anlatmazsam, ben ben olamam. Ne çocuklarım ne karım bana saygı duyar. Ben de kendime saygı duyamam. Bu süreç içerisinde bütün arkadaşlarım da dahil olmak üzere, biz kötü hiçbir şey yapmadık. Gelgelelim Başbakan, “Şebeke bunlar” diyor, “Hesabını soracağız” diyor. Oysa bütün dünya bu olayların neden, nasıl başladığını, nasıl bir haksız şiddete karşı büyüdüğünü biliyor. Kendisine itiraz edenlere “vatan haini” diyor, “dış destekli” diyor.
Günahtır. Biz Gazze’de de yapılan haksızlıklara karşı duranlarız. Hem ben ne anlarım faiz lobisinden. Ben ne anlarım büyük devletlerin haber alma örgütlerinden. Arkadaş, benim iki çocuğum var, her ne yapıyorsam onlar bu ülkede özgür yaşasınlar diye yapıyorum. Bana ne İsrail’den bana ne Amerika’dan!