BIST 9.627
DOLAR 35,24
EURO 36,79
ALTIN 2.961,36
HABER /  GÜNCEL

Levantenler belgesel oldu

İzmir'de bir dönemin farklı rengi olan levantenler, 15 araştırmacının uzun uğraşlar sonunda hazırladığı 85 dakikalık belgeselle anlatıldı.

Abone ol

İzmir'de bir dönemin farklı rengi olan levantenler, 15 araştırmacının uzun uğraşlar sonunda hazırladığı 85 dakikalık ''Bazıları Onlara Levanten Diyor'' isimli belgeseliyle anlatıldı. Belgesel, altyazı çalışmalarının tamamlanmasının ardından, yurtdışındaki festivallerde yarışmaya hazırlanıyor. AA muhabirine açıklama yapan ''Bazıları Onlara Levanten Diyor'' belgeselinin yönetmeni ve Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi (DEÜ-GSF) Sinema ve Televizyon Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ragıp Taranç, Nisan ayında tamamlanan belgeselin, bir seminer çalışması sonucu ortaya çıktığını anlattı. Taranç, İzmir Alman Kültür ve İzmir Fransız Kültür merkezleri, DEÜ-GSF Sinema-TV Bölümü ve Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin ortaklaşa düzenlediği seminer çalışmasında ''İzmir'de yaşayan levantenler'' ve ''İzmir'e Almanya'dan geri dönenler'' temalarının ele alındığını söyledi. -''GAVUR İZMİR VE LEVANTEN''...- Belgeselde bugün İzmir'de sayıları 100-150 civarında olan levantenlerle yapılan röportajlara yer verildiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Taranç, şöyle konuştu: ''Lucien Arkas, Giraud ailesi, Alex Baltazzi, Trauzs Şlozer, Pettuta, Leonardo Baba, Maria Rita Epik'in aralarında bulunduğu levantenlerle yaptığımız röportajlardan ortaya çıkan iki ilginç sonuç var. Bunlardan biri, onlar bu levanten sözcüğünü kabul etmiyorlar. 19.yüzyılda İzmir'e Avrupa'dan göç edenlerin torunları, kendilerine aşağılayıcı bir ifade olarak gördükleri levanten denmesini istemiyor. Bu yakıştırmanın onlara Avrupalılar tarafından bir aşağılayıcı, küçük görücü yaklaşım olarak 19. yüzyılda söylendiğini belirtiyorlar. Bugün kendilerini artık (Hıristiyan Türk) olarak görüyorlar. Bu yüzden de filmin adını (Bazıları Onlara Levanten Diyor) koyduk. İkinci sonuç ise İzmir'e (Gavur İzmir) denilmesini şiddetle reddediyorlar. Gavur'un sözlük karşılığının dinsiz, ateist olduğunu, kendilerinin ise Hıristiyanlık dinine mensup olduklarını belirtiyorlar.'' Belgeselde levantenlerin ''İzmir'e olan sevgileri, Türkiye'ye olan bağları ve kendi kültürel kimlikleriyle, bu şehre ait olma kimliklerini'' irdelediklerini kaydeden Ragıp Taranç, tarih araştırmacıları Sabri Yetkin ve Bülent Şenocak'ın da bilgileriyle çalışmaya katkıda bulunduğunu kaydetti. Taranç, belgeselin sonunda sözlerini kendisinin yazdığı, soprano Aytül Büyüksaraç'ın piyano ve flüt eşliğinde seslendirdiği bir aryanın yer aldığını bildirdi. ''İzmir Doğu Akdeniz'in İncisi/ Avrupa'yı ışıltısıyla çağırdı/ Öyle bir kent ki/ Onları sedefleriyle kapladı'' sözleriyle başlayan aryayı EÜ Devlet Türk Müziği Konservatuarı öğretim üyesi Doç. Dr. Berrak Taranç düzenledi. Ragıp Taranç, altyazı çalışmalarını hızla sürdürdükleri belgeselin bu yaz yapılacak Londra Film Festivali ile Fransa'daki Akdeniz Filmleri Festivali başta olmak çeşitli festivallerde yarışacağını kaydetti. İzmir ve Türkiye'nin tanıtımı açısından da olumlu katkılar yapacağına inandıkları belgeselde, Avrupa'dan İzmir'e göç yolları haritasının da gösterildiğini belirten Taranç, bunun da tanıtım için yararlı olduğunu düşündüklerini bildirdi. -KİMLER LEVANTEN- Tarihi kaynaklara göre, Avrupa kökenli olup bir Doğu limanında yaşayanlara Avrupalılara ''levanten'' adı verildi. Levantenler, 18. yüzyılın başlarında Avrupa'nın İtalya, Fransa, Belçika, Avusturya, Hollanda gibi ülkelerinden önce İzmir'e geldiler. Daha sonra Milas, İstanbul gibi limanlara da gelmeye, ya da İzmir'den gitmeye başladılar. Levantenler ticaretle özellikle ihracatla uğraştı. Ege'nin ve Anadolu'nun verimli topraklarında yetişen, üzüm, incir, zeytin ve zeytinyağı, pamuk yanında bal, meyan kökü, defne, kekik gibi doğal ürünlerini de İzmir Limanı'ndan gemilerle dünyaya ulaştırdılar. Levantenlerin gelişiyle ürünlerine pazar ve iyi fiyat bulan yerli üretici de dili ve dini farklı bu insanları kabullendi. Tarihi kayıtlarda levantenler ve Türkler arasında yaşanmış toplumsal hiçbir olaya rastlanmıyor.