Fizyoterapist Gül Baltacı, vücudun dokularında şişmeye neden olan uzun süreli kronik bir durum olan lenfödem hakkında bilgi verdi.
Abone olLenfödem rahatsızlığı kol, bacak veya gövdede şişlik, sıkılık, ağırlık hissi, gerginlik, doluluk hissi, sertlik, karıncalanma, saat, yüzük ve bilezik gibi aksesuarların sıkması ve daha önce yapılan hareketlerde zorlanma gibi belirtilerle ortaya çıkıyor.
Lenfödem tedavisinde geç kalmamanın büyük önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Fizyoterapist Baltacı, 6 Mart Dünya Lenfödem Farkındalık Günü nedeniyle lenfödem hastalığına dikkat çekmek için tedavi ve korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Kronik bir rahatsızlık olan lenfödemin zamanında ve etkin bir şekilde tedavi edilmezse ilerleyebileceğini belirten Baltacı, “Lenfödeme sebep olan başlıca dış faktörler arasında radyoterapi alınması, özellikle lenf bezlerinin alınması gibi bir cerrahi operasyon geçirilmiş olması ve lenf sistemine zarar veren travmalara maruz kalınması yer almaktadır” dedi.
Lenfodem'i önlemek için ne yapılmalı?
Lenfödem hastalarının hassas olan bölgeye zarar vermemek ve dolaşımda olumsuz bir duruma sebep olmamak adına dikkat etmesi gereken bazı durumlar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Fzt. Gül Baltacı, şu bilgileri verdi:
“Travma ve yaralanmalardan kaçınılmalıdır. Kolda lenfödem olması durumunda bu koldan kan alınmaması, tansiyon ölçülmemesi, ilaç uygulanmaması, akupunktur yapılmamasına özen gösterilmelidir. Bacakta lenfödem olması durumunda bu bacağa enjeksiyon ve iğne yaptırılmamalıdır. Lenfödemli kolla ağırlık kaldırmaktan kaçınılmalıdır. Dikiş dikerken, ütü yaparken, fırın kapağı açarken ya da herhangi bir yaralanmaya neden olabilecek işlerle (bahçe işi, tamirat vb.) uğraşırken mutlaka koruyucu önlemler alınmalıdır. Lenfödemli kolla fırçalama, itme, çekme, silme gücü gerektiren hareketleri yapmaktan kaçınılmalıdır. Lenfödemli bölge böcek ısırıkları, kesikler, spor yaralanmaları gibi çarpma ve travmalardan korunmalıdır. Bacakta lenfödem varsa uzun süre ayakta kalınmamalı ve çıplak ayakla dolaşılmamalıdır.”
Cildi temiz tutmaya özen gösterin
Enfeksiyon riskini taşıyan durumların azaltılması adına mümkünse manikür yaptırılmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Fzt. Gül Baltacı, şöyle dedi:
“Manikür yaptırılacaksa tırnak etleri kestirilmemeli, geri ittirilmelidir. İstenmeyen tüylerin alınmasında elektrikli tıraş makinesi kullanılmalıdır. Lenfödemli bölgede bir kesi olduğunda sabun ve suyla yıkanmalıdır. Cilt daima temiz tutulmalı ve tahriş edici ürünlerden uzak durulmalıdır. Banyo sonrasında ve gün içinde nemlendirici kullanılmalıdır. Cilt nemlendiricisi alırken alerji riski yüksek kozmetik ürünlerden uzak durulmalıdır. Cilt güneş ışınlarından ve yanıklarında korunmalıdır. Uzun süre çıplak kolla güneşte kalınmamalıdır. Duşta sıcak su kullanılmamalı, keselenmekten ve liflemeden kaçınılmalıdır. Sıcaktan uzak durulmalı, sauna ve hamam kesinlikle kullanılmamalıdır.”
Ayda bir defa ölçülmeli
Aşırı zorlayıcı aktivitelerden uzak durulması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Fzt. Gül Baltacı, şöyle devam etti:
“Yürüyüş, yüzme, su içi egzersizler, bisiklet (dirençsiz), kişiye özel planlanmış yoga ve pilates yapılabilir. Ancak egzersiz yapmak için mutlaka fizyoterapiste danışılmalıdır. Tatil için çok sıcak ve tropikal bölgeleri tercih edilmemelidir. Uçak seyahatlerinde ve uzun süren araba ya da tren yolculuklarında fizyoterapiste danışarak kompresyon giysisi giyilmelidir. Etek, iç çamaşırı, pantolon, kemer gibi giysilerin cildi kesmemesine ve sıkı olmamasına özen gösterilmelidir. Omuza baskı yapmayan, geniş askılı iç çamaşırı kullanılmalıdır. Kızarıklık, ateş, şişlik, ısı artışı gibi enfeksiyon belirtilerine karşı dikkatli olunmalı ve böyle belirtiler olduğunda doktora başvurulmalıdır. Lenfödem riski altındaki bölge ayda bir kez mutlaka ölçülmelidir. Anlamlı bir değişiklik olması durumunda fizyoterapiste mutlaka haber verilmelidir.”