BIST 8.946
DOLAR 34,35
EURO 37,02
ALTIN 2.980,41
HABER /  GÜNCEL

Kuzu: Soruşturma komisyonları açık toplanmışsa yanlış

Yayın yasağının hukukiliği konusunu TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ve diğer hukukçulara sorduk. Kuzu, soruşturma komisyonlarının hazırlık soruşturması yaptıkları için zaten gizli olması gerektiğini söyledi.

Abone ol

Dört eski bakanla ilgili TBMM Soruşturma Komisyonu'na getirilen yayın yasağı hakkındaki tartışmalar sürüyor.

Yasağa uymayan yayın organları kararın "yok hükmünde" olduğunu savunurken, kimi hukukçular da Anayasa'ya aykırı olduğu görüşünde.

Ancak TBMM Anayasa Komisyonu'nun AKP'li Başkanı Burhan Kuzu, Anayasa'ya aykırı bir durum olmadığını belirtti.

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Kuzu, soruşturma komisyonlarının çalışmalarının hazırlık soruşturması niteliğinde olduğunu söyledi.

Kuzu "Soruşturma komisyonlarının çalışma usulü, ceza usul yasasına bağlı. Açıp bakın o yasaya net olarak 'Bunlar gizlidir' der. Açık yapılmışsa zaten yanlış olan orası" diye konuştu.

"Ortada gizleyecek bir şey olmadığını" savunan Kuzu, komisyon raporunun TBMM Genel Kurulu'na geleceğini ve orada açıkça okunarak tartışılacağını da söyledi.

"Yasalar böyle diyorsa neden mahkemeden ayrı bir karar alındı" sorusuna Kuzu, "Muhalefet içerde çok mu direndi bilemiyorum. Sanıyorum mecburen bu yola gidildi" diye yanıt verdi.

Tunç: Bilgi alma hakkıyla çelişen durum yok

Dört eski bakanla ilgili TBMM Soruşturma Komisyonu Başkanvekili AKP Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç da yayın yasağının kanunlara aykırı olmadığını savundu ve masumiyet karinesinin evrensel hukukta da korunduğunu söyledi.

Tunç "Bu nedenle gizli yürütülen bir soruşturmada, o soruşturmayla ilgili olduğu iddia edilen hususların yayınlanmaması gerekir. Aksi takdirde soruşturmanın gizliliğini ihlal suçu oluşur" dedi.

"Yasalar, komisyonun gizli olduğunu söylüyorsa neden mahkemeden ayrıca bir karar alındı" sorusunu Tunç, "Mahkemenin kararı biraz daha belki, Anayasa'nın o hükmünü hatırlatmak içindir" diye yanıtladı.

Yayın yasağının, halkın bilgi alma hakkıyla çelişen bir durum olmadığını savunan Tunç, "İddialar var, bu iddiaları halk biliyor. Bu iddiaları araştıran bir Meclis komisyonu kurulduğunu da halk biliyor. Bu komisyonun çalışmaları ne kadar sürecek, bunu da halk biliyor. Rapor tamamlandığında ve Genel Kurul'a sevk edildiğinde herkes zaten bütün içeriğe vakıf olacak. O zamana kadar herkesin soruşturmanın gizliliği kuralına uygun davranması gerekir" ifadesini kullandı.

Arıkan: AYM'nin uygun bulmayacağını tahmin ediyorum

Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Seçkin Arıkan ise yayın yasağına karşı çıkanlardan.

Seçkin Arıkan, Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2014/4205 D.İş sayılı kararını "Sınırları belirsiz, bir konu üzerinde tüm tartışma ve beyanları kapsayarak tehlikeli bir şekilde geniş yorumlanabilecek bir yasak. Bu özelliği ile herkesin aleyhine itiraz yoluna gidebileceği bir karar" diye değerlendirdi.

Arıkan, kamunun haber alma özgürlüğü, basının çalışma ve halkı bilgilendirme özgürlüğünün bu kararla ihlal edildiğini savundu.

Kimi hukukçular, yasağı yok sayan yayın organlarının bir ceza alması durumunda Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvuracağını ve AYM'nin aksi yönde karar vereceğini ileri sürüyorlar.

Arıkan, bu yöndeki soruya, "Temel hakları göz önüne alarak yapılacak bir değerlendirmede ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında Anayasa Mahkemesi'nin de bu kararı uygun bulmayacağını tahmin ediyorum" yanıtını verdi.

Selvi: Herhangi bir soruşturma değil

Türkiye Gazeteciler Sendikası Hukuk Danışmanı Avukat Meliha Selvi de komisyondaki işlemin ceza soruşturması gibi değerlendirildiğini belirtti ancak kendisinin böyle düşünmediğini söyledi.

Selvi "Çünkü bu, herhangi bir soruşturma değil. Bunun bir siyasi boyutu var. Meclis'te yürüyen bir soruşturma ve Türk halkından, milletvekillerinden bunun gizlenmesini, hukuk mantığı ve vicdanı kabul etmez" ifadesini kullandı.

Kişi haklarıyla, halkın bilgi alma hakkı karşı karşıya geldiğinde iki çıkarın çatıştığını belirten Selvi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İki çıkar çatıştığında hukukta üstün çıkara değer verilir ve o korunur. Kamu vicdanının bu siyasi kişiliklerin eylemleri, işlemleri hakkında doğru bilgi alması ve haklarında yürütülen işlemlerin doğru yürüdüğüne tatmin olması gerekmektedir. Bu, bizim devlete, hukuk sistemine olan inancımızla ilgili. Burada kamusal çıkar, kişilerin özel hayatı diye baktığımızda onların çıkarının üzerinde. Dolayısıyla kamusal çıkara ağırlık verilip komisyon çalışmalarının tümüyle açık yürümesi gerekiyor."