Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu Kürdistan olarak tanımladı ve başına Öcalan'ın geçeceğini söyledi.
Abone olBRÜKSEL’de bulunan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı BDP’li Osman Baydemir, İmralı’da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasını çeken Abdullah Öcalan’ın bir gün hapisten çıkarak aktif siyaset yapacağına, Barzani gibi bölgedeki önemli Kürt kentlerine ziyaret yapacağına inandığını söyledi.
Baydemir, Pazar günü Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret edecek Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin karşısındaki duruşlarının stratejik olacağını anlattı.
Başkan Baydemir, uydu aracılığı ile Avrupa’dan PKK çizgisinde yayın yapan Sterk TV’nin dün gece stüdyo konuğu olurken, görev süresinin Mart ayında dolacağını, yaptırdıkları kamuoyu anketlerinde halkın çok büyük bölümünün kültürel, sosyal ve altyapı hizmetlerinden memnun olduğunu söyledi.
Barzani, BDP tüzüğünde isabetli bir kararla yeniden aday olamayacağını, siyasetin kendileri için ‘ateşten gömlek’ten faksız olduğunu söyledi. Mesut Barzani’nin ‘Güney Kürdistan’dan, ‘Kuzey Kürdistan’a geldiğini, halkın yüzde 70’inin seçtiği belediyeyi ziyaret edeceğini ifade etti. Baydemir, “Barzani karşısında bizim duruşumuz ulusal ittifakın oluşumuna, Rojava'nın özgürlüğüne, Kürt siyasetini birbirine yakınlaştıran bir duruş olacaktır” dedi.
"ÖCALAN, KUZEY KÜRDİSTAN'DA LEGAL SİYASETİN BAŞINDA OLMALI”
Baydemir, İmralı’da tutulan Abdullah Öcalan'ın, Kuzey Kürdistan olarak nitelendirdiği Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde legal siyasetin başında olması gerektiğine inandığını ve bir gün cezaevinden çıkacağına inandığını söyledi. Baydemir, cezaevinden çıkacak Öcalan’ın bir gün Kuzey Irak’taki Erbil, Suriye’deki Kamışlı ve İran’daki Mahabat kentlerini ziyaret edeceğine inandığını kaydederek, şöyle devam etti:
"NEZAKETTE ASLA KUSUR ETMEYECEĞİZ"
"Bu benim temennim ve hayalimdir. Bu hayalimi görür müyüm, görmez miyim bilmiyorum ama bunun için çaba sarf edeceğim. Biz nezakette asla kusur etmeyeceğiz. Kürt halkının bir evladı olarak Diyarbakır da benim, Kamışlı da benim, Hewler (Erbil) ve Süleymaniye de benimdir. Her Kürt siyasetçisinin böyle düşünmesi lazımdır. Her Kürdistan’ın parçası için diğer parçanın özgürlüğü önem arz etmelidir. Her parçanın liderinin özgürlüğü ve saygınlığı diğer parçaların liderinin özgürlüğü ve saygınlığı doğrudan ilgili ve paraleldir. Yani bir siyasetçimiz cezaevinde kaldığımızda; İran'da bir Kürt idam edildiğinde; Rojava'da bir Kürt katledildiğinde kendimizi özgür hissetmemiz gerektiğini düşünüyorum.”