BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  DÜNYA

Kuzey Kıbrıs'ta kullanıma açılan Maraş için 338 Rum başvurdu

Yunanistan ve GKRY’nin itirazlarına rağmen 338 Rum, Maraş’taki arazilerini ya da bedelini almak için başvurdu. Rumlardan 242’si mallarının iadesini talep ederken, 95’i tazminat istedi. 1 kişi ise Maraş’taki mallarını Türk vatandaşıyla takas edebileceğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün yaptığı açıklamada Maraş’ta malları olan Rumların, Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurabileceğine dikkat çekmişti.

Abone ol

Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKYR) tüm karşı çıkmalarına rağmen, Rum vatandaşlar Maraş’taki arazileri için başvurulara başladı. Maraş’ın açılmasıyla sonuçlanan hukuki sürecin 2010’dan bu yana takipçisi olan Ulusal Birlik Partisi Mağusa Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, Maraş’taki malları için 338 Rum vatandaşının başvuruda bulunduğunu belirtti.

3 milyon 214 bin sterlinlik tazminat

Hasipoğlu “Başvurulardan 242’si mallarının iadesini talep ederken, 95’i ise tazminat talebinde bulundu. 1 Rum vatandaşı Maraş’taki mallarını Türk vatandaşıyla takas edebileceğini söyledi” dedi. Talep edilen malların 15’i otel, 20’si dükkan, 4’ü fabrika, 137’si ev, bina ve apartman olarak şekillenirken, 162’si ise arsa ve tarlalardan oluşuyor” dedi. Rumlarca talep edilen tazminat miktarı 3 milyon 214 bin sterlin (Yaklaşık 33 milyon lira) olarak belirlendi.

Tavizler rafa kalktı

Maraş’ın Rum tarafıyla sürdürülen federasyon görüşmeleri sırasında gözden çıkarılan bir toprak parçası olduğunu aktaran Hasipoğlu, “Rum tarafıyla ortak bir vizyonumuz yok ve federasyon müzakereleri bağlamında bir ortaklık da kuramayacağımız aşikar. Rum tarafı ne bu adanın yönetimini ne de etrafındaki zenginliği paylaşmak istiyor. Biz Maraş’ı GKRY’ye federasyon müzakelerinde verilecek bir toprak tavizi olarak değerlendirmiyoruz” diye konuştu.

'Artık kapalı tutmayı doğru bulmadık'

2010-2015 yılları arasında yürütülen federasyon müzakerelerinde görev alan Hasipoğlu, “Müzakere heyeti üyesi olarak 6 başlıktan sorumlu hukuk danışmanıydım. 46 yıldır Maraş’ın kapalı kalmasının temelinde, Kıbrıs Rum iradesiyle bir gün anlaşma beklentisi vardı. Gelinen noktada her müzakereyi reddeden Rum tarafıyla ortak bir vizyonumuz olmadığı açık. Daha fazla kendimize ait olan bir toprak parçasını kapalı tutmayı doğru bulmadık, bu açılımın sebebi de budur” ifadelerini kullandı.

Her adım KKTC'yi ilgilendirir

Maraş’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriye (KKTC) toprağı olduğunu vurgulayan Hasipoğlu, “Dolayısıyla 5.5 kilometrekarelik bu alanda atılacak her adım KKTC’yi ilgilendirir. Maraş’taki mülklerin kime iade edileceğini Taşınmaz Mal Komisyonu belirleyecek. Komisyon 67/2005 sayılı yasa çerçevesinde başvurucuya tazminat, iade ve takas gibi 3 öneri sunuyor. Kiralama bu yöntemlerden biri değil” dedi.

Daha fazla kapalı tutamazdık

Kıbrıs’ta iktidara kim gelirse gelsin, Maraş’ı GKRY’ye verilecek bir toprak parçası olarak addettiğini belirten Hasipoğlu, “Müzakerelerden 40 yıldır hiçbir sonuç alınmadı. Annan Planı’na 2004’te hayır diyen, Gali Fikirler Dizisi’nde red cevabı veren, 2017’da Crans-Montana’da yapılan görüşmelerde masada olumsuz tavırları ve uzlaşmaz tutumuyla kalkan hep Rumlar oldu. Biz tüm çözüm planlarında anlaşma olursa Maraş’ı veririz diye bölgeyi hep kapalı tuttuk. Ancak şimdi bir gün Rum tarafı federasyon temelinde çözüme ulaşacak diye ülkemizin kaynaklarını daha fazla kapalı tutmamak gerekir diyoruz, yola çıkış felsefemiz budur” dedi.

Kuralları KKTC koyacak

Mağusa Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu süreçle ilgili şu bilgileri verdi: “1974 öncesi mülklerin Maraş’taki yasal sahiplerine iade edilmesi BM Güvenlik Konseyi’nce alınan kararlarla ifade ediliyor. Taşınmaz Mal Komisyonu da buna imkan tanıyan önemli bir yasal mekanizma. Maraş’taki imar kurallarını biz koyacağız. Vergiyi bize ödeyecekler. Oradaki turizm teşvik mevzuatını ortaya koyacağız. Dolayısıyla oraya gelip yerleşen, otelini işleten, evinde kalmak isteyen Rumlar, KKTC’yi tanımış olacak. Bu durumun önemli bir siyasi sonucu da var. Maraş, KKTC toprağı olduğu için AB kuralları da uygulanmıyor. AB’nin 10 numaralı protokolü ‘Eğer GKRY etkin ve fiili bir kontrolü yoksa AB yasaları uygulanmaz’ diyor. KKTC toprağında da KKTC yasaları uygulanır. Yasal gereklilik ve konjönktür bunu gerektirir.”

Benim toprağım dedik!

Maraş’ın açılış sürecini de aktaran Hasipoğlu, “Hukuki ve siyasi altyapıyla ilgili çalışmalar sürerken, son 1 yıldır da Türkiye Baroları Birliği ile birlikte Ankara’da bir panel düzenledik. Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de katıldı. Daha sonra Şubat 2020’de Maraş’ta bir toplantı yaptık. Uluslararası ilişkiler uzmanları ve hukukçuları da davet ettik. Bir yol haritası ortaya çıkardık. Çalışmalara o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da destek verdi. Siyasi muhataplarıyla gerekli istişareleri yaptı. Maraş’ın açılması Kıbrıs meselesine yeni bir boyut kazandırdı. Federasyon temelli görüşmelerde Rum tarafının en büyük beklentisi ve cepte olarak gördüğü Maraş için, ‘artık size verilen bir bölge değil, benim toprağım’ dedik. Kıbrıs Türk’ü müzakere masasında hiç yanlış yapmadı” ifadelerini kullandı.