Kurtuluş savaşının kadınları
Zeki Sarıhan, vatan savunmasında bulunan kahraman Türk kadınlarını bir kitapta topladı.
Abone olTürk kadınının, vatan savunmasındaki kahramanlıkları bir kitaba konu oldu. Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Kadınları adlı kitabında, KaraFatmadan, Binbaşı Ayşeye ve Halide Edip Adıvardan Çete Ayşeye kadar cephelerde savaşan kahraman Türk kadınlarını kaleme aldı.
Zeki Sarıhan kitabında, savaş koşullarında çocuğunu taş beşiklerde yatıran, süt yerine suyla besleyen, onu kendisinden ayırmayan ama yurdunun özgürlük savaşından da ayrılmayan, gerektiğinde gözü yaşlı, gerektiğinde gözü kara Türk kadınlarının öykülerine yer veriyor.
Kadınların işgalde uğradığı zulmü, kurtuluş mitinglerinde halka hitap eden kadınları, savaş sırasında kurulan kadın örgütlerini de ele alan Sarıhan, dünyada başka bir orduda kadın subay duyulmamışken Kurtuluş Savaşında kadınların, geçici de olsa subaylık yapabildiğini gözler önüne seriyor.
BİTLİSLİ DEFTERDARIN EŞİNİN ÖYKÜSÜ
Kara Fatma, Binbaşı Ayşe, Çete Ayşe, Gül Hanım tarafından oluşturulan birliklere katılan binlerce Türk kadınının, cephede sıcak çatışmaya girdiğini belirten Sarıhanın anlattığı kahramanlık öykülerinden biri Bitlisli defterdarın eşine ait...
İsmi bile bilinmeyen bu kahraman kadının, evinin duvarında açtığı delikten 8 düşman askerini öldürdüğü, daha sonra da erkek giysisiyle evinden çıkarak savaşa devam ettiği dilden dile anlatılıyor.
EŞİNİN YERİNİ DOLDURMAK İÇİN SAVAŞA KATILDI
Kitapta, belinde fişeği, ayağında çizmeleri, elinde kamçısıyla tam bir İstiklal Savaşı Akıncısı olan ve şehit eşinin bıraktığı boşluğu doldurmak için orduya katılan Fatma Seherin hikayesine de yer veriliyor. Gözü kara Fatma Seherin, Mustafa Kemal ile tanışması şöyle anlatılıyor:
Gülcemal vapuruyla Samsuna oradan Sivasa geçen Fatma Seher, görüşme isteğine Mustafa Kemalin sert bir yanıt vermesi üzerine peçesini kaldırır ve İstanbuldan onu görmeye geldiğini söyler. Onu yakındaki bir lokantaya davet eden Mustafa Kemal, savaş bilgisi ve cesareti olup olmadığı sorularına Kara Fatmanın verdiği yanıtlardan memnun kalarak, Bütün kadınlar senin gibi olsaydı Kara Fatma... der. Bu hitaptan sonra Fatma Seherin adı Kara Fatma olarak kalır.
Adana cephesinde Fransızlar ve Ermenilerle savaşan, Dinar, Afyonkarahisar, Nazilli, Sarayköy ve Tirede bir asker gibi çalışan Fatma Seherin, İznik Cephesine aralarında oğlu ve kardeşinin de bulunduğu 380 gönüllü getirdiği de dile getirilen kitapta, kısa zamanda çetesindeki üye sayısı 480 kişiyi bulan Kara Fatmanın müfrezesindeki 43 kadından 28inin şehit olduğu, kendisinin ise yaralandığı belirtiliyor.
BOYNUNDAKİ ALTINI SATARAK TÜFEK ALDI
Kafkas cephesinde kaybettiği eşinin intikamını almak için yemin eden Binbaşı Ayşe de, kitapta yer verilen kahraman Türk kadınlarından bir diğeri...
Kitapta, boynundaki altını satarak tüfek alan, İzmir işgal edilince oğlu Ahmetin de aralarında bulunduğu 800 atlıyı toplayarak dağa çekilen Binbaşı Ayşenin, Salihli, Demirci, Simav, Gördes ve Kütahyada savaştığı, Sakarya Savaşında sol kasığına giren piyade mermisiyle yaralandığı, iyileştikten sonra ise yeniden müfrezesine katıldığı anlatılıyor.
Sakarya Savaşı sırasında Ankarada bulunan 3 kızını Mustafa Kemal Paşaya emanet eden Binbaşı Ayşenin, büyük oğlu ile küçük oğlunu da savaşa kurban verdiği dile getiriliyor.
Kurtuluş Savaşının kadın kahramanlarından birinin de 22 yaşındaki Çete Ayşe olduğu belirtilen kitapta, eşini Birinci Dünya Savaşında kaybeden bu kadının, Aydının işgal edilmesi üzerine 7 yaşındaki kızını bırakarak cepheye koştuğu, 58 saat savaştığı ve takım çavuşu olduğu kaydediliyor.
YARİNİN VE VATANIN AŞKIYLA ÖLÜME GİTTİ
Kitapta, yüreği hem vatan, hem de yar aşkıyla dolu olan Gördesli Makbulenin dokunaklı öyküsü de anlatılıyor. Yeni evlendiği Halil Efeden ayrılmak istemeyen Gördesli Makbulenin, henüz 19 yaşındayken akıncılara katıldığı, iyi at binen ve silah kullanan, kısa mantosu, çizmesi, kalpağı ve mavzeriyle tam bir çeteci olan bu genç kadının, Gördesi yakan düşmana büyük bir kin duyduğu belirtiliyor.
Ancak, Makbulenin diğer bazı kadın savaşçılar gibi kurtuluş gününü göremeden başından aldığı bir kurşunla şehit olduğu ifade edilen kitapta, büyük aşkla bağlandığı eşi Halil Efenin de 2 ay sonra düşmanla girdiği çatışmada şahadet mertebesine ulaştığı kaydediliyor.
ASKERİ ÜNİFORMA GİYEN TEK KADIN YAZAR: HALİDE ONBAŞI
Kitapta, yazar Halide Edip Adıvarın vatan savunması sırasında hem hatip, hem Hilali Ahmerci olduğu, bununla birlikte silah kullanmamış da olsa cephenin en ileri saflarında görev aldığı ve silahlı bir gözlemci ve ajitatör olduğu ifade ediliyor.
Halide Edipin, İzmirin işgali üzerine düzenlenen Sultanahmet Mitingindeki konuşmasıyla genç ihtiyar herkesi ağlattığı anlatılan kitapta, ünlü yazarın Türkiyenin istiklal ve hayat hakkını alacağı güne kadar hiçbir korku, hiçbir meşakkat önünden kaçmayacağız. Yedi yüz senelik tarihin ağlayan minareleri altında yemin ediniz diyerek mitinge katılanlara yemin ettirdiği kaydediliyor.
Daha sonra Anadoluya geçen ve Ankarada etkin görevlerde bulunan ünlü yazarın, cephede görev yapmak isteyince Batı cephesi karargahında onbaşı olarak görevlendirildiği, önce çavuş, İzmirin kurtuluşu sırasında da başçavuş olduğu ifade ediliyor.
Halide Edipin askeri üniforma giyen tek kadın yazar olduğu vurgulanan kitapta, bu cesaretli kadının, İstanbulda kurulan Nemrut Mustafa Divanının idama mahkum ettiği 6 kişi arasında yer aldığı ve Divanı Harpte yargılanma konusu olan tek kadın olduğu belirtiliyor.,