Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, parti kongresinden sonra yaşananları unutamıyor.
Abone olSaadet lideri Kurtulmuş kongre sonrası Erbakan cephesinin parti yönetimini hakim aracılığıyla bastırmasını içine sindiremedi. Kongre isteyen muhaletin sunduğu delegelerden bazıları imza çekince kongre rafa kalktı. Ancak gerilimin yankıları sürüyor.
PARTİYİ BASTILAR
Kurtulmuş yaşadığı üzüntüyü ise şu sözlerle dile getiriyor: "Kendi partilerine, kayyum tayin ettirmek için hakim marifetiyle parti basıldı. Bu nasıl bir zihniyettir? O gün, benim siyasi hayatım boyunca en fazla üzüldüğüm gün olmuştur.''
"AĞABEYLERİN" YERİ SORUN OLDU
Kurtulmuş liderlik sorunu olmadığını asıl sorunun Yüksek İstişare heyetinde yer alan ağabeylerin aynı zamanda Genel İdare Kurulu'nda yer alıp almamaları olduğunu iddia etti.
GİK YETKİLİ
Partiyi medyanın önünde sürekli mahkemelerle uğraşan bir parti haline getirmek hangi amaca hizmet eder.'' diye soran Kurtulmuş, ortada parti delegelerinin iradesi olduğunu, seçilmiş genel başkan ve Genel İdare Kurulu bulunduğunu ve yasanın verdiği yetkiye göre Genel İdare Kurulu'nun gerekli bütün istişarelerini yaptıktan sonra olağanüstü kongre talebini tamamıyla iptal ettiğini anımsattı.
ACELE NİYE?
Saadet Partisi'nin olağan kongre sürecine girdiği zaman olağan kongresini yapacağını ifade eden Kurtulmuş, ''Arkadaşların bu acelesi niye? Bu baskısı niye, keşke arkadaşlarım bu süreçte çalıştıkları kadar daha önceki süreçlerde çalışmış olsalardı da ve şimdi de çalışıp iktidar alternatifi olan partimizi daha yukarı kaldırabilelim'' görüşünü dile getirdi.
BİR TARAFTAN DA SEVİNDİ
Yaşanan tartışmaların sevindirici bir tarafının da Türkiye'de Saadet Partisi kongresinin hala gündemin üst sıralarında yerini koruyor olması olduğunu belirten Kurtulmuş, Saadet Partisi'nin iktidarın alternatifi olduğunun görüldüğünü ifade etti.
''BAŞBAKAN BENİ YANLIŞ ANLADI''
Başbakan Erdoğan'ın ''Sayın Kurtulmuş'un 12 Eylül'e kadar 'Evet' 13 Eylül'de 'Hayır' sözünü de anlamış değilim'' sözlerini de anımsatan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
''Anayasa paketi bizim tekliflerimize göre 20-30 yıl geri olmasına rağmen mevcut anayasa değişiklik paketini, Türkiye'nin demokratikleşmesinin önünü açacağı ve Türkiye'de millet egemenliğini sağlama yönünde olumlu bir adım olacağı için biz referandum da 'Evet' oyu kullanacağız. 13 Eylül'de 'Hayır' diyeceğiz ve Topyekün yeni bir anayasa istiyoruz. Onun için yeni baştan bir anayasa yapma süreci için kollarımızı sıvayacağız. Dün benim söylemek istediğim buydu. Dün bunu sayın Başbakana yanlış anlattım galiba, Sayın Başbakan yanlış anladı. Salondakiler böyle anlamadı, salondakiler söylediklerimin ne anlama geldiğini çok net bir şekilde anladılar. Zannediyorum sayın Başbakanın yanlış anlamasından doğan bir reeksiyonuydu.''