Numan Kurtulmuş, yeni anayasa tartışmaları ve başkanlık sistemiyle ilgili net konuştu. Türkiye'de halen 2014 yılından itibaren fiili başkanlık sisteminin denendiğini söyleyen Kurtulmuş, etkin yürütme vurgusu yaptı.
Abone olBaşbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, seçim sonuçları için "Bu, Allah'ın bir lütfudur" ifadesini kullandı. Türkiye'ye giydirilen 12 Eylül deli gömleği olan anayasanın değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, milletin 7 Haziran'da ortaya çıkan tabloyu çok iyi değerlendirdiğini kaydetti.
Numan Kurtulmuş, A Haber'de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Milyonlarca insanın Türkiye'nin geleceği için sabahlara kadar dua ettiğini aktaran Kurtulmuş, "Bu, sadece bizlerin çalışmasıyla elde edilmiş büyük zafer değildir. Milletin duası ve Allah'ın lütfuyla gerçekleşmiş bir zaferdir" ifadesini kullandı.
Başkanlık sistemi ile ilgili soruya ise Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin 2014'ün
Ağustos ayında yapılan seçimle fiili olarak başkanlık sisteminin deneme sürecine girdiğini söyledi. Başkanlık sisteminin Türkiye'de etkin bir yürütmenin önemli unsurlarından biri olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Türkiye'de asıl olan etkin yürütmenin kurulabilmesidir" dedi.
"TEK BAŞINA İKTİDARI GÖRDÜK AMA..."
Ayrıca milletin büyük bir feraseti bulunduğunu, çok sayıda insanın görüşlerini yüksek sesle ifade etmediğini, kenardan izlediğini anlatan Kurtulmuş, yüzde 49,5'lik bir seviyeye ulaşabilmeyi tahmin etmediklerini ancak sahadaki çalışmalarda tek başına iktidar olmayı görebildiklerini kaydetti. Kurtulmuş şunları söyledi;
"MİLLET GEREĞİNİ SANDIKTA YAPTI"
7 Haziran'dan sonra özellikle terör örgütleri hareketlendirildi ve Türkiye'de yüzlerce insanın öldüğü çok sayıda insanımızın şehit olduğu bir terör dönemine geldik. Bunu milletimiz şöyle yorumladı, 'Birileri Türkiye'nin siyasi tablosundan, güçlü bir hükümet çıkmamasından istifade ederek Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar.' Bunun gereğini de milletimiz sandıkta yaptı.
"ABDEST TAZELEDİK"
7 Haziran seçimleri sonrası millet bize 'abdestinizi tazeleyin' demişti, evet abdestimizi tazeledik ve bu abdestimizle yolumuza devam edeceğiz. Peki ne yapacağız? 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri, biz ikisini zihnimizde tutmak mecburiyetindeyiz. 1 Kasım bize 7 Haziran'dan sonra milletin vermiş olduğu çok açık bir çektir ama sonsuz, limitsiz bir çek değildir.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Siyasi ve hukuki reformlar alanında yeni anayasa zorunludur. Türkiye'de hala 12 Eylül'ün, o antidemokratik anayasası ve yasaları devam ediyor. Anayasanın ruhu orada, sivil özgürlükçü, katılımcı ve demokratikçi bir anayasa yapmak Türkiye siyasetinin boynunun borcudur.
MİLLET KARARINI VERECEK
Türkiye'de etkin bir sürecin, etkin yönetim sürecin bir parçası olarak başkanlık sistemini tabii ki tartışacağız ve gündeme getireceğiz. Türkiye bunu tartışacak. Sonuçta kararı verecek olan millettir. Yani parlamentoda biz bunu konuşsak dahi sonuçta doğru olan bunun millete götürülmesidir ve referandumla bu sonucun ortaya çıkarılmasıdır. Dolayısıyla başkanlık sistemini bir bütün reform paketinin bir parçası olarak görmek lazım."