Manisa'da konuşan Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş, Muhsin Yazıcıoğlu'nun kendisine anlattığı bir diyaloğu paylaştı.
Abone olKurtulmuş, Manisa Büyükşehir Belediyesi Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen "28 Şubat'tan 15 Temmuz'a Darbeler ve FETÖ İhaneti" konulu panele katıldı.
Türkiye'de millet iradesinin hakim olması için mücadele ederken hayatını kaybedenlere rahmet dileyen Kurtulmuş, "Allah bizlere onların yolundan yürümeyi nasip etsin, bizlere şehitlik nasip eylesin." ifadesini kullandı.
DARBELER SİSTEMİN YAPISINDAN KAYNAKLANIYOR
Kurtulmuş, darbelerin esas nedenlerinden birinin de sistemin yapısı olduğunu işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'deki darbeler büyük oranda sistemin yapısından kaynaklanıyor. Sistem vesayetçi bir sistemdir. 1960 darbecilerinin ortaya koyduğu Anayasa ile 80 darbesinden sonra ortaya konulan 82 Anayasası da vesayetçidir. Hani dedim ya millete güvenmezler, 'millet davulcuya zurnacıya kaçar' diye düşündükleri için. Sandık ortada, ne oy çıkarsa çıksın aslında milleti yönetecek bürokratik oligarşiyi anayasanın içine yerleştirmişlerdir. Anayasa Mahkemesinin, HSYK'nın, yüksek yargının, Cumhurbaşkanlığı makamının nasıl vesayet mekanizması olarak çalıştığını hepimiz gördük.
BİR ÇOK DARBENİN ALTIYAPISI OLMAZDI
Cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasındaki tartışmaların Türkiye'ye ne kadar ağır faturalar ödettiğini gördük. Türkiye'de 1960'dan bu yana Anayasa Mahkemesi marifetiyle 68 siyasi parti kapatıldı. İçinde iktidar partisi olanlar var. AK Parti 6'ya 5, bir yargıç daha evet dese bugün AK Parti diye bir parti olmayacak. Direkten döndü. Siyasi yasaklı olan siyasi liderler oldu. Bu anlamda cumhurbaşkanlığı mekanizması sistemi kontrol eden bir mekanizma haline dönüştürüldü.
Türkiye'de eğer siyasetin bir takım bürokratik, oligarşik mekanizmalarla kontrolü ve siyasetteki çift başlılık olmasaydı birçok darbenin alt yapısı hazırlanmış olmayacaktı. 1975 yılında Cumhurbaşkanı Korutürk ile Demirel arasında kim genelkurmay başkanı olacak tartışması olmasaydı, işin içinden çıkamıyorlar Kenan Paşa'yı Genelkurmay Başkanı yaptılar, Kenan Paşa 12 Eylül'ün yolunun taşlarını döşedi. Siyasi irade tek irade olarak bir Genelkurmay Başkanı belirleseydi Türkiye'de 12 Eylül zemini hazırlanmış olmayacaktı."
12 Eylül öncesinde siyasi iradenin çok parçalandığını, cumhurbaşkanı seçimi oylamalarında uzun süre sonuç alınamadığını aktaran Kurtulmuş, bunlar olmasaydı darbenin zemininin hazırlanmış olmayacağını söyledi.
MUHSİN BEY GELDİ 28 ŞUBAT'I ANLATTI
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 28 Şubat öncesinde de siyasi iradenin parçalanmış olduğunu, milletin oylarıyla seçilen Refah Partisi'ne egemen güçlerin hiçbir unsurunun iktidarı vermek istemediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Saadet Partisi Genel Başkanı olduğum zaman Muhsin Bey (Muhsin Yazıcıoğlu) hayırlı olsuna geldi. 28 Şubat'ı anlattı. Onun ağzından söylüyorum, 'Biz Refah Partisine dışarıdan destek vereceğimizi söylüyoruz. Bizim ülkücü camiadan biri odama geldi. önce hoş-beş, arkasından başladı beni tehdit etmeye. 'Refah Partisini desteklemeyin, desteklerseniz şu olur falan' diye üst perdeden konuşmaya başladı.
Son olarak şunu söylemişler, 'Muhsin sen bilmiyorsun, artık adamı 2 kilometre öteden sırtından vuruyorlar'. Muhsin Bey 'Tepem attı, masamın önüne gittim, kravatından tuttum, 'bana bak, git sana kim bunları söylediyse onlara söyle, biz adamı 2 kilometreden sırtından değil 10 santimetreden alnından vuruyoruz' dedi. Onun söylediği şeyi Halisdemir kardeşimiz Özel Kuvvetlerde 10 santimden darbeciyi yıkarak milletin bütün intikamını almış oldu."
Türkiye'deki vesayet odaklarının istemediklerini iktidara getirmemek için büyük gayret sarfettiğini dile getiren Kurtulmuş, Refahyol hükumetini kurulduğu günden itibaren "nasıl indiririz" diye harekete geçtiklerini anımsattı.