Iraklıların kararlı tavrını gören Mesut Barzani, ABD ile birlikte Iraklılarla savaşmayacaklarını açıkladı.
Abone olTürkiye'yi Irak savaşında devre dışı bırakarak, Irak'ın kuzeyindeki küçük Kürt gruplarıyla Irak operasyonunu gerçekleştireceği umudunda olan Amerika çok güvendiği Kürt liderlerden çok ağır bir darbe yedi. ABD ve İngiltere birliklerine karşı Irak'ın kararlı savunmasını gören Barzani, bazı gerekçeler göstererek, Irak harekatının içinde yer almayacaklarını bildirdi. Güney cephesinden sonra kuzey cephesinde de sıkıntıya gören ABD hemen Ankara'da bulunan Irak Danışmanı Halilzad'a görüşmeleri yarıda kestirerek apar topar Kuzey Irak'a gönderdi. Halizad'ın, Barzani ve Talabani'yi ikna için çalışacağı belirtiliyor. Harekat öncesinde bölgede fizibilite yapan ABD'lilere ''Türk askerine bölgede gerek yok. Siz harekata başlar başlamaz Iraklılar sizi çiçeklerle karşılayacak. Her şey güllük gülistanlık. Yeter ki siz gelin ''şeklinde mesajlar veren Barzani, Iraklı çiftçilerin dahi direnişini görünce ABD'den takviye birlik ve savunma yapabilmek için güçlü silahlar talep etti. Savaşmaktan korkan Barzani'nin ABD'li yetkililere, ''Bölgemize yeteri kadar koalisyon gücü getirmediniz. Bu bölgeye tankları ve ağır silahları olan bir tümen gelmesi gerekirdi. Kuzey cephesini savunan Irak kuvvetlerinin elinde tank-top gibi ağır silahlar var. Benim peşmergelerimin elinde sadece hafif silahlar var. Bu şartlarda Saddam kuvvetlerine saldıramayız, kuzey cephesi açamayız'' dediği öğrenildi. Savaş sonrasında kurduğu sözde devlet için ordu oluşturmaya çalıştığı izlenimi veren Barzani'nin bu talebinin Türkiye'nin sınır güvenliği için ne derece tehdit oluşturacağı da incelemeye alındı. KÜRT GRUPLARIN LİDERLİĞİ KAPTIRMA KORKUSU Son gelişmelerle ilgili bilgi veren bir kaynak, ''Barzani Amerikalılar'ı baştan beri hep kandırdı. Onlara doğru istihbarat vermedi. Barzani Amerikalılara hava saldırısı başlayınca Irak kuvvetleri çözülecek, görüştüğümüz çoğu Iraklı komutanlar koalisyon güçlerine katılacak, birlikler dağılacak, halk sizi güllerle, alkışlarla karşılayacak ve Bağdat'a doğru yürüyeceğiz'' diyerek ABD'lileri kandırdığını ve geçmişten bu yana Barzani'nin günümüzde de görüldüğü gibi güçlüden yana tavır koyarak kaygan zeminlerde oynamayı sürdürdüğünü söyledi. Irak'ta Saddam zulmünden etkilenen çok küçük bir grubu temsil etmesine rağmen, kendisini daima lider konumunda göstermeye çalışan Barzani'nin kuzey cephesinde uğrayacağı kuvvetle muhtemel başarısızlığı öngördüğü öğrenildi. Barzani kuvvetlerinin başarısızlığı durumunda liderliği Talabani'ye kaptırmaktan korktuğu için bu yola başvurduğu ve ABD'ye ''Burada yeteri kadar askeriniz yok. Güneydeki birlikleriniz de iyi savaşmıyor. Bu bölgeye ağır silahları, tankları olan daha fazla birlik getirin, onlarla birlikte kuzey cephesini açalım'' diyerek yan çizdiği kaydediliyor. ABD'nin Kürtlere güvenerek büyük hata yaptığı ve yeniden Türkiye ile kuzey cephesi konusunda müzakereye başlayacağı ve Türk tarafının şartlara göre isteklere cevap verebileceği öğrenildi. ABD, Türkiye üzerinden 4. tümenini geçirmekten vazgeçince kuzey cephesi için şöyle bir plan yapmıştı. Bu plana göre, ABD'nin Romanya'da konuşlanan 1500-2000 kişilik özel birliği Irak'ın kuzeyine havadan indirilecek, bu özel kuvvetlerin koordinasyonunda 90 bin kişilik Barzani ve Talabani askeri gücü ile Kuzey cephesi açılacak, bu güçle Kerkük ve Musul'daki Saddam güçleri savaş dışı bırakılacak halk desteği almayarak Bağdat'a doğru ilerlenecekti. KUZEY CEPHESİNDE ABD PLANI BOZULDU Saddam'ın bu bölgedeki 13 tümenden oluştuğu öğrenilen kuvvetleri devre dışı bırakılamazsa bile yerinde kalmaları ve diğer cepheleri takviye etmeleri önlenecekti. Gelinen bu noktada planın Barzani'nin, ''Biz yokuz'' demesi yüzünden tehlikeye girdiği belirtildi. Kürt liderlerin kendileri buna inandıkları gibi Amerikalıları da inandırdığına dikkat çeken kaynaklar, ''Ancak savaş başlayınca işler değişti. Mesela güneyde Kuveyt sınırına çok yakın olan havadan,karadan bombalanan Umr Kasr şehrinde 120 kişilik küçük çaplı bir Irak birliği, birkaç sokaktan ibaret bölgede 5 gün direndi ve koalisyon güçlerine ciddi kayıplar verdirdi. Askerlerle birlikte halk da direnişe katılmaya başladı. Bu direnişi ve Irak halkının ciddi mukavemetini gören Barzani ve Talabani korkmaya başladı ve yan çiziyorlar'' diyerek, Barzani ve yandaşlarının ABD istihbaratını nasıl olumsuz yönlendirdiğini kaydettiler. Kaynaklar bölgedeki durumu değerlendirirken, ''Talabani kontrolündeki birliklerini İran sınırındaki Al Ansar-ül İslam Örgütüne yönlendirdi, şimdi benim birliklerim bu bölgede savaşıyor, kuzey cephesine katılacak birliğim yok diyor. Köşeye sıkışan Barzani ise korkudan kuzey cephesini bazı gerekçeler göstererek açamayacağını belirtiyor. Her iki muhalif liderin derdi de kontrollerindeki birlikleri savaşta kaybetmemek, bu güçlerini savaş sonrasına kadar elde tutabilmek. Zira tek güvenceleri İran ve bazı kaynaklardan elde ettikleri silahlı adamlarıdır. Irak'ta milyonlarca insan Saddam zulmüne direnirken, Barzani ve benzeri küçük gruplar dağlara kaçarak çevre ülkelerden para-yardım almış ve federe devlet kurma çalışmalarını sürdürmüş, kendilerine verdikleri unvanlarla ll7oğu Iraklı komutanlar koalisyon güçlerine katılaüks içinde yaşamışlardır. Şimdi Barzani kuzey cephesini açarsa elindeki Peşmerge kuvvetlerinin t'eri kandırdığını veelef olacağını, savaştan sonra da kendi gücünün ve liderliğinin tehlikeye düşeceğini görerek, ABD'ye verdiği sözde yan çiziyor'' görüşünü ifade ettiler. TİCARİ AMAÇLI ASKERİ PLANLAR Barzani'nin son anda savaşmaktan vazgeçmesi skandal olarak değerlendiriliyor. Ankara'da görüşmelerini sürdüren ve bugüne kadar ABD Başkanı George Bush adına gelip adeta Kürt grupların sözcülüğünü yapan Halilzad, hemen bölgeye hareket etti. Halilzad'ın Barzani ve peşmergeleri ikna etmeye çalışacağı belirtiliyor. ABD'nin Kürtlere güvenerek büyük hata yaptığını belirten kaynaklar, ''ABD Kürtlere inandı. ABD'nin beklentisi bombardımandan sonra karadan girdiğimiz her yerde bize katılacak, destek verecek ve bizimle birlikte Saddam'ı devirecek. Oysa öyle olmadfesini açalım'' diyerek yan çizdiği kaydediliyor. ı. Güney'de ABD geçtiği her kente birlik bırakmak zorunda kalıyor, cephede sayısal olarak azalıyor. Koalisyon güçleri getirdikleri tüm birlikleri savaşa soktular. Direniş olunca gelen birliklerin yeterli olmadığını yeni fark ettiler. Şu anda ellerinde savaşa girmeyen ihtiyat olarak tuttukları 4. tümenle, Almanya'daki 1. Mekanize Tümeni kaldı. Bunları da sokacaklar ama yine de yeterli olmayacak. Bu ikisi ile birlikle güney cephesi takviye edilecek, kuzey cephesi şu anda boş. Bu durumda savaş uzar. Ancak ilerleyen günlerde kuzey cephesi için şöyle bir gelişme olabilir: Saddam, kuzeydeki birliklerinin bir kısmını çekebilir, ancak o zaman ABD 101. Hava Tümeni'ni kuzeydeki Süleymaniye ve Harir hava alanlarına indirir, Kürt grupları ikna eder ve Kuzey cephesini açabilir. Ya da Türkiye'den tekrar Kuzey cephesine ağır silahları olan birlik geçirmek için talepte bulunabilir.'' Koalisyon güçlerinin şu ana kadar ki performansı ile ilgili bilgi veren başka bir kaynak ise ABD'nin askeri planlarını ticari amaçla yaptığını belirtti. İSTİHBARAT KÜRT GRUPLARA İHALE ABD'nin hata ettiğini savunan kaynak, şöyle konuştu: ''Afganistan'da, Bosna'da hep havadan vurdu. Hava gücünü dünyaya gösterdi. Kara silahlarını kullanmadı. Silah şirketleri hep hava silahları üretimine yöneldiler. Kara silahlarına rağbet kalmadı. Irak'ta ise tam tersini yaptı. Hava gücünde ve hava savunma sistemlerinde Irak çok zayıf olduğu halde ABD hava harekatını tamamlamadan kara harekatına başladı. Kara silahlarına rağbeti artırmaya yönelik bu planlama çok hatalı idi. Ayrıca ABD harekatından önce Irak halkının bu savaşta nasıl bir tepki vereceğini iyi araştırmalı ve planlarını buna göre yapmalıydı. İstihbaratını Kürt gruplara ihale etmesi hata. ABD Baas milliyetçiliğini hesaba katmadı. Baas milliyetçiliği halka acı da çektirse onur ve milli gurur veriyor. Halk desteğini alabilseydi; bu bir özgürleştirme harekatı olurdu ve harekattan sonra da ABD Irak'ta güvenli bir biçimde uzun süre kalabilirdi. Tam tersi oldu. Halk desteğini alamadı. Halk direniyor. Halk direnirse bu bir özgürleştirme değil , işgal harekatı olur. İşgal harekatından sonra sizden nefret eden bir halka rağmen o toprakta güvenli bir biçimde uzun süre kalamazsınız. ABD'nin harekattan sonra işinin çok zor olacağını hatırlatan bölge konusunda uzman kaynaklar, ''Irak'ta güvenli uzun süre kalamaz. Halkın direnişi gittikçe artıyor. Iraklı çiftci hafif silahla helikopter düşürüyor. Irak halkı ABD'ye direnebileceğini gördü. Öyl'eri kandırdığını vee görünüyor ki, koalisyon güçleri muharebeleri uzun da sürse kazanacak ama savaşı kaybedecek. Korkarım ki, bu harekat uzadıkça kayıplar arttıkça ABD Türkiye'yi suçlayacak. Harekatın şu ana kadar iyi gittiğini söyleyemem. Kuveyt'ten Bağdat'a doğru ilerleyen birlikler henüz Fırat'ın batısından açık araziden ilerliyorlar. Oysa yerleşim yerleri ve Bağdat Fırat'ın doğusunda. Koalisyon güçleri Fırat'ın doğusuna geçince kayıplar artar. İşi zorlaşır. Çünkü bu bölgede yeni kuvvet ihtiyacı var. Şu anda Bağdat'a 2 tümen ilerliyor. Bağdat'ı kontrol edebilmek için en az 4 tümen lazım. Halk desteği olsaydı. Belki kuvvetler yeterli olabilirdi. Ama yok, halk direnişe katılıyor.'' İRAN VE SURİYE DE KAYGILI Bazı yetkililer ise Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Irak'ın kuzeyine girişi ile ilgili görüşmelerin seyrine ilişkin yaptığı değerlendirmede, ilginç açıklamalarda bulunarak, ''TSK'nın göçün önlenmesi, sınır güvenliğimiz ve terör endişesi ile girmesini talep ettik. Çekincelerimizi anlattık. Pazar günü yaptığımız görüşmelerde ilerleme sağlamıştık. Basına yansıtıldığı gibi 20 kilometreye kadar insani amaçlı 4 tugaydan oluşan bir birliğin bölgeye sokulması, tugaylardan birisinin Mekanize Tugayı ve 1 taburun Tank Taburu olması konularında görüştük. Ancak son görüşmelerde Halilzad tavrını değiştirdi ve şu noktaya gelindi 'Biz ABD olarak Türkiye'nin çekinceleri için garanti veriyoruz. Bizim istihbaratımıza göre şu anda sınırınıza göç yok, olursa engelleriz. Bölgede terör de yok. Terörü biz kontrol altına alırız. Siz bölgeye girmeyin. Biz size her türlü garantiye verelim. İran ve Suriye de sizin söylediğiniz gerekçelere sahip. Siz girerseniz onlar da girmek ister' Bu da durumu iyice karmaşık hale getirir'' dediler. Şu anda bir anlaşmanın doğmadığını, bu konudaki görüşmelerin cuma veya cumartesi günü devam edeceğini ifade eden kaynaklar, ABD'nin Türkiye'nin Kuzey Irak'a girmesini istemediğini, bunun için oyaladığını ve zaman kazanarak gelişmelere göre tavır alacağını ifade ettiler.