'Töre cinayetleri Kürt sorunudur' dedi kıyamet koptu. Tartışma dallanıp budalandı. Taraflar bugün de boş durmadı.
Abone olErtuğrul Özkök'ün 'Töre cinayetleri Kürt sorunudur' iddiası olay oldu. Vatan yazarı Ruşen Çakır'ın 'ırkçı' suçlamasına Özkök, fena bozuldu. İkili arasındaki atışma bugün köşeler üzerinden sürdü..
Özkök sözünün arkasında hatta kendisini topa tutanlara meydan okuyor bugünkü yazısında. sorusuyla tartışmayı daha da alevlendiriyor. Özkök'ü dinliyoruz:
(...)Yani Batı'da birileri çıkıp, "Töre cinayetleri Türk sorunudur" dediği zaman kimse çıkıp ırkçılıktır demiyor. Kürt sorunu deyince kıyamet kopuyor.
Niye...
Yoksa Kürtlerle ilgili bir "üstün ırk" faraziyesi var da biz bilmiyoruz.
Gerçek acıtıcıdır.
Kimse kusura bakmasın, Kürtleri inciteceğim diye, bu sorunun sosyolojik olarak adını koymaktan vazgeçmem. 25 yıllık gazetecilik hayatım bana bu kadar cesur olmayı, meydan okumayı öğretti.
Bütün meslektaşlarıma da aynı cesaret ve cüreti tavsiye ederim.
Yazar tartışmaya sosyolojik olarak devam ediyor. İddialarını çürütecek bilgi ve belge isteyen Özkök, karşı tarafa şu çağrıyı yapıyor:
(...)Madem bizim teşhisimize "ırkçı" diyorsunuz oturup siz teşhis koyun.
Elinizde töre cinayetlerinin mağdurları, kurbanları ve failleri hakkında, bizi haksız çıkaracak sosyolojik veriler varsa, getirin tartışalım.
Yoksa, bu ırkçı lafı çok ağır kaçtı.
O etiketi sırtımdan çıkarıp, sizin alnınıza yapıştırsam, ben ne kadar haklı olursam, siz de ancak o kadar haklı olabilirsiniz.
İşte Özkök cephesinden salvolar özetle böyle. Gelelim Özkök'e 'ırkçı' diyen Ruşen Çakır'a.. diyen soran Çakır'a göre Özkök tezlerini çarpıtma üzerinden şekillendiriyor:
(...)Bu özel girişten sonra ana tartışmamıza gelirsek; özkök tezlerini bir çarpıtma üzerinde şekillendiriyor. Şöyle ki kimse "Kürtlerin böyle bir sorunu olamaz" demiyor. Denilen "bu türden sorunlar, insanların etnik, kavmi aidiyetleriyle açıklanamaz"dır.
Bu bağlamda ne ABD'de Siyah veya Hispaniklerin, Avrupa'da Müslüman göçmenlerin suç oranlarının yüksekliği; ne onca yıl geçmesine rağmen Türk göçmen işçilerinin uyum sorunu çekmeleri onların etnik aidaiyetleriyle açıklanamaz.
Avrupa'da bu tür açıklama yapmaya çalışanlara "yeni ırkçı", "yabancı düşmanı" veya "neo-nazi" diyorlar. Bizdeyse Uluengin ve özkök gibi, Batı kültürünü çok iyi bir şekilde özümsemiş olduklan varsayılan kişiler, "paradigma kırma, efsane çökertme ve put kırma" adına aynada kendilerine bakacaklarına her türden melanetin ardında bu ülkenin yoksul ve yoksunlarının genlerini arıyorlar.
özkök yazısında benim gibilerin Uluengin'i ünç ettiğini yazmış. Bundan büyük bir iftira olamaz. O bu ülkenin (herhalde diğer ülkelerde yaşayanlar da dahildir) Kürtlerini, "suçun şahsiliği" evrensel ilkesini çiğneyerek linç etmeye kalkacak ve masum bulunacak.
Buna karşılık "yaptığınız yanlış" diye uyaranlar "linçci" olarak damgalanacak. Dün NTVdeki çağrımı tekrarlıyorum, özkök ya da Uluengin söz konusu şu üç yazıyı Batılı (veya Türkiyeli) saygın bazı sosyal bilimcilere okutup görüşlerini sorsunlar, bakalım ne tür yorumlarla karşılaşacaklar.