BIST 9.412
DOLAR 34,60
EURO 36,66
ALTIN 2.913,39
HABER /  POLİTİKA

Kürtler PKKya sırtını dönmez

Emine Ayna yine tuhaf konuştu. PKK'yı Kürtler'in koruyucusu olarak nitelendiren Ayna, 'PKK'ya sırtımızı dönmeyiz' dedi.

Abone ol

DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, “Kürtler kendileri açısından ‘sahipsiz bir halkttır.’ Bu yüzden PKK'yı koruyucu güç olarak gördükleri için sırtlarını dönmezler. Güç olarak görüyorlar” dedi.

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın düzenlediği ‘Kültür ve Sanat Festivali' kapsamında ‘Kürt Sorununda Demokratik Çözüm Modeli’ konulu panel düzelendi. Panele katılan DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, Kürtler'in azınlık olmadığını ve halk olduğunu söyledi.

Ayna, “Azınlıklar ile Kürtler arasındaki en büyük farklardan biri sahipsizliktir. Tüm azınlıkların bir şekilde, bir yerlerde bir devleti vardır. Türkiye'de Ermeniler azınlıktır, ama bir Ermenistan vardır. Rumlar azınlıktır ama Makedonya, Yunanistan, Bulgaristan vardır. Türkiye'de Hıristiyanlar azınlıktır. Ama dinin yaygın olduğu ülkelerde o azınlığın örneğin burada karşı karşıya kalacağı haksızlıkta tepki gösterip Türkiye'yi zorlayacak ülkeler vardır. Kürtler için durum farklıdır. Kürtler kendileri açısından ‘sahipsiz bir halktır’ bu yüzden PKK'yı koruyucu güç olarak gördükleri için sırtlarını dönmezler. Güç olarak görüyorlar” dedi.

DTP'li Ayna, Kürt sorunun ulusal ve siyasal sorun olduğunu beriysel sorun olmadığını ve bu nedenle grup hakları çerçevesinde tartışmak gerektiğini söyledi. Ayna, şöyle konuştu:

“Grup hakları çerçevesinde tartışırsak eğer. Ana dilde eğitimi tartışabiliriz. Bir İngiliz, bir Amerikalı kendi yaşadığı topraklarında kendi ana dilini öğrenmek için kursa gitmez. Almanca'yı öğrenmek için kursa gider. Türkiye'de Kürtçe kursları açılmalıdır. Bir Türk, Kürtçe öğrenmek için Kürtçe kurusuna gidebilmelidir. Ama Kürt'ün kendisinin ana dilde göreceği okulları olmalıdır. Kürtler bir halktır. Kürt sorunu bireysel bir sorun değildir. Haklarını bireysel çerçevede tartışamayız. Türkiye'de yaşayan 20 milyon Kürt'ün üniter devlet yapısını zarar uğratmayacak şekilde kendi kendini yönetebilme yetkisinin, yetisinin tanınması gerekir. Buna biz ‘demokratik özerklik' diyerek tartışmaya açabiliriz. Bunlar düşüncedir. Düşüncelerden korkmayalım, tartışarak ortak modeli yaratabilelim.”