BIST 9.611
DOLAR 35,25
EURO 36,79
ALTIN 2.964,53
HABER /  POLİTİKA

Kürtler kaybederse Türkler'de eder!

Demokratik Toplum Kongresi'nde konuşan DTK Genel Başkanı ve Mardin bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, Kürtler özgürleşmeden Ortadoğu'ya istikrarın gelmeyeceğini savundu.

Abone ol

Türk, "Kürtler kaybederse Türkiye de, Türkler de kaybeder" dedi.

Türk, Türkiye'de birlikte yaşamın koşullarını yaratacak siyaseti hedeflerinden asla çıkarmadıklarını da kaydederek, "Barış için yine çabalarımızı sürdüreceğiz. Ancak, Kürtlerin onuruna zarar verecek bir barışı barış olarak asla kabul etmeyiz" diye konuştu.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne ait konukevinde bir araya gelen Demokratik Toplum Kongresi'nin daimi meclis toplantısında konuşan Genel Başkanı Ahmet Türk, Kürtlerin geleceğini inşaa ederken ve özgürlük mücadelesini taçlandırırken çok ciddi sorumluluklarla karşı karşıya bunduklarını söyledi. Türk, "Başından beri asla ve asla vaz geçmediğimiz bir şey var. Ortadoğu halklarının kardeşliği adil, eşit paylaşımını esas alırız. Halkların düşmanlığına asla izin vermeyiz. Bu düşmanlığın gelişmesine de karşıyız ve bu düşmanlığın gelişmemesi konusunda da ortak aklın ortaya çıkması için çaba gösteriyoruz. Ama bir gerçekle de karşı karşıyayız. Bugün bir akıl tutulması var" dedi.

ONURUMUZA ZARAR VERECEK BARIŞI KABUL ETMEYİZ

Bütün acılı ve haksız süreçlere rağmen diyaloğun, birlikte yaşamanın koşullarını yaratacak bir siyaseti, hedeflerinden asla çıkarmadıklarına değinen Türk şunları söyledi:

"Barış için yine çabalarımızı büyüteceğiz. Bu konudaki çalışmalarımızı geliştireceğiz. Ama herkes şunu çok iyi bilsin. Kürtlerin onuruna zarar verecek bir barışı barış olarak kabul etmeyiz. Barışın her halkın onurunu koruyarak ve halkın taleplerini saygıyla karşılayacak bir mantıkla ele alınması gerekir. Tabii ki Kürtler gelecekleriyle ilgili aslında çok önemli projeler ortaya koydu. Sayın Öcalan'ın İmralı'da yaptığı görüşmeler sonucunda ortaya konulmuş bazı protokoller var. Eğer gerçekten bugün bu sürecin yeniden başlatılması isteniyorsa ve Türkiye halkı bu konuda bu acıların dinmesini istiyorsa, Türküyle, Kürdüyle bugün büyük emeklerle ortaya konulmuş bu protokollerin yaşama geçirilmesi konusunda ısrarlı olmalıdır. Oslo görüşmelerinin olduğu gibi yeniden başlaması ve bir diyalog ortamının sağlanması gerektiğine inanıyoruz. Bu halklarımızın yararınadır.

Yüreğimizdeki kardeşlik, eşitlik duyguları çok güçlü olduğu için bir ayrışma sonucunda halklarımızın karşı karşıya gelmesini asla istemiyoruz. Ama özgürlüklerimizden ve taleplerimizden de ödün vermeden çalışacağız."

DÜNYA, KÜRTLERİN KÖLE KALMIŞ TEK HALK OLDUĞUNU ARTIK BİLİYOR

Geçmişte Kürtlerin mücadelesini bir isyan veya bir örgütün talebi olarak değerlendiren bir dünya bulunduğunu belirterek Ahmet Türk, "Günümüz dünyası ve mücadeleler artık içerdeki gelişmelerle de sınırlı değildir. Veya o içerdeki tartışmalarla da sınırlı tutamayız. Dünyanın küçüldüğünü ve uluslararası ilişkilerin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Dünle bugün aynı değil. Dün Kürtlerin mücadelesini bir isyan, bir örgütün talebi olarak değerlendiren bir dünya vardı. Ama bugün dünyada biliyor ki Ortadoğu'da köle kalmış tek halk Kürtlerdir. Ve bunun mutlaka çözülmesi gerektiği inancıda gelişmektedir" dedi.

KÜRTLER KAYBEDERSE, TÜRKİYE VE TÜRKLER DE KAYBEDER

Kürtlerin özgürleşmeden Ortadoğu'ya istikrar gelmeyeceğini iddia eden Türk, "Yani Kürtler özgürleşmeden Ortadoğu'ya istikrar gelmez. Böyle bir anlayışta gelişiyor. Kürtler rahata, huzura kavuşmadan Ortadoğu da rahata huzura kavuşamaz. Kürtler kaybederse aslında Türkiye de Türkler de kaybeder. Bunu çok iyi görmemiz lazım" diye konuştu.

BAZI ŞEYLER HAYAL DEĞİL

Demokratik Toplum Kongresinin temel çalışma hedefinin demokratik özerk bir yapıyı inşaa etmek olduğunu belirten Türk, "Bu kurum Demokratik özerklik çalışmalarını güçlü hale getirmek, altyapısını oluşturmak ve bunu inşaa etme göreviyle karşı karşıyadır. Halkın örgütlenmesi demokratik özerklik projelerinin çok iyi kavratılması gerekmektedir. Biz bazen bazı şeyleri hayal veya olması mümkün olmayan şeyler olarak görebiliriz. Ama tarih bazen öyle bazı fırsatlar yaratıyor ki bunların çok da zor olmadığını görüyoruz. Düne kadar demokratik özerklik konusundaki çalışlamaları büyük bir öfke ve tepkiyle izleyenlerin artık bugün bunu tartışmaya başladıklarını görüyoruz. Dün Suriye'de kendi kimliklerini bile ifade etmekten çekinen bir toplumda bugün her mahalle, köy, ilçe ve şehirde demokratik özerkliğin inşaası ve çalışmaları ve halkı bu konuda duyarlı hale getirecek çok ciddi çalışma ve bir noktaya gidildiğini görüyoruz. Asla ve asla özgür gelecek için projeler hayal değildir" diye konuştu.