Kabinenin tek kadın Bakanı Fatma Şahin, toplumun tüm kesimi tarafından sevilen bir Bakan. Kadına şiddet onun Bakanlığında yüzde 50 azaldı.
Abone olKÜBRA KOCAOĞLU/NESRİN YILMAZ-İNTERNETHABER-ANKARA-
2002 yılında girdiği Meclis'te merdivenleri başarıyla tırmanmış, onu izleyen bütün kadınların imreneceği kadar başarılı bir siyasetçi.
O her şeyden önce bir kadın ve bir anne.
Belki de bu yüzden, kadınlar ve çocuklar için yaptıkları öyle yabana atılacak cinsten değil.
Samimi, cana yakın, içten, mütevazı ve kesinlikle misafirperver.
Başarısının altında yatan sebepleri öyle uzun uzun düşünmeye gerek bıraktırmayacak kadar açık bir Bakan. Türkiye'nin gerçekten de ihtiyacı olan bir politikacı.
Yaptıklarından ve yapacaklarından bahsederken, kadınlar ve çocuklar için yaptıklarını anlatırkenki heyecanını tarif etmek imkansız. Herkes tarafından seviliyor olmasının nedenini biz onunla röportaj yaparken daha iyi anladık, röportajın sonunda sizin de aynı fikirde olacağımıza eminim.
Onunla, gündemdeki sorunlardan sosyal medyaya kadar birçok şeyi konuştuk. Ona her türlü soruyu twitter adresinden sorup cevap alabilirsiniz, yani herkese bir twit kadar yakın.
SEVİLMEK İSTİYORSAN SEVECEKSİN
Her kesim tarafından seviliyorsunuz, bu kadar kutuplaşmış olan toplum, siz söz konusu olduğunuzda parti ayrımı yapmıyor, bu kadar sevilmenizin sebebini neye bağlıyorsunuz?
Bu soruyu bana hep soruyorlar ve ben de şunu söylüyorum, sevilmek istiyorsan seveceksin. Ben her şeyi ve herkesi çok seviyorum. Toplumdaki sağduyu ve feraseti çok önemsiyorum. Milletimiz kendine göre bakıyor ve değerlendiriyor. Samimiyete, ihlasa ve gayrete bakıyor. Her şeyi dört dörtlük yaptığımızdan değil, ama gayretimizi ve samimiyetimizi görüyor. Hakikaten de öyleyiz, millete hizmet etme ve onların sorunlarını çözmekten başka hiçbir hesabımız yok. Bu makamı onlar için kullanmaktan başka gayretmiz yok. Sabah erkenden başlayıp akşama kadar bunun için çalışıyoruz. Ben bu sevginin nedeninin karşılıklı olduğunu düşünüyorum ve bundan dolayı da mutluyum. Bu sevgi bizi moral ve motivasyon bakımından da güçlendiriyor.
MÜKEMMELİYETÇİYİM
Çok yoğun bir tempoda çalışıyorsunuz, her gün başka bir şehirdesiniz, eşinizin ve çocuklarınızın sitemi oluyor mu?
"Ben özel sektörde 15 yıl çalıştım, gecem gündüzüm yoktu. O zaman da böyle çalışıyordum. Biraz da benim kişiliğimden kaynaklanan bir şey de var, iş varken duramama ve mükemmeliyetçi olmak gibi. Çocuklar hayata gözlerini açtıklarından itibaren hep çok çalışan bir anne ve babayla karşılaştılar ve bunu özümsediler. Ailem ve yakın çevrem benim en büyük desteğim. Eşim çok ciddi bir destek verdi ve vermeye devam ediyor. Çocuklar bu durumu normal kabul ediyorlar ama zaman zaman sitemleri de oluyor fakat bütün gün evde olup da çocuklarla sevgiyi paylaşmamaktansa, birlikte olan anı kaliteli değerlendirmek çok daha önemli, yuva sıcaklığını çocuklara hissettirdiğinizde çocuklar durumu tolere edebiliyorlar.
Bu sizi vicdanen rahatlatıyor mu?
"Kendimi bu şekilde teselli ediyorum (gülüyor) , başka çare yok ama büyük bir emanet ve büyük sorumluğum var. Çocuklarım da bu bilinçte yetiştiği için çok mutluyum, aslında farkında olmadan onlara da bu konuda öncü oluyorum. Mesela oğlum, geçenlerde okul başkanlığı seçimine girdi, çift liste yarıştı, büyük bir mücadele verdi ve 100 oy farkla seçildi. Demek buradan ki iyi bir şeyler de alıyorlar. Kendilerini çok daha önceden yetiştiriyorlar.
KADINA ŞİDDETE SON
Kadına şiddette "sıfır tolerans" ilkesiyle başlattığınız çalışmada şiddet butonu uygulamanız var. Bu uygulama ne zaman bütün yurtta uygulamaya konulacak ve buton kimlere hangi şartlarda verilecek?
"Pilot uygulamamız 6 ay sürecek. Şu an Bursa ve Adana'da çalışıyor, iyi de çalışıyor, çünkü her şeyden önce bu sistemin teknolojik alt yapısını ve insan kaynağını ve uzmanlaşmış ekibi çok iyi kurmak gerekiyordu, iyi bir eğitimden geçtiler, ne yapacaklarını, nasıl yapacaklarını iyi öğrendiler, şimdi bu 6 aylık süreçte verilen butonlar kontrol ediliyor. buton verilen kişilerin teknolojik takibi başlıyor, henüz 1,5 ay oldu. 6 ay sonra buton nasıl çalışıyor, bu sistemin artıları eksileri nedir, etki analizlerine göre bir değerlendirme yapılacak. Buton nerede çekiyor, nerede çekmiyor, bodrum katta çekiyor mu, asansörde çekiyor mu, bunların hepsi pilot çalışma sonunda ortaya çıkacak. sonuca göre Türkiye genelinde kullanılmaya başlanacak. Çıkardığımız yasanın 12'inci maddesi teknik takip maddesi gereği, buton mahkeme kararına göre, evden uzaklaştırma kararı varsa veriliyor.
HERKESİ KAMPANYAMIZI DESTEKLEMEYE DAVET EDİYORUM
Erkek şiddetine karşı "Beyaz Kurdele" kampanyası başlattınız, sanat ve spor camiasından da çok fazla destek var, kampanyaya destek vermek isteyenler ne yapmalı?
"Biz bunu aslında geçen yıl başlattık, bu meseleleri sadece kadınlarla konuşmakla çözülmediğini düşündük. Bu konuyu erkeklerin gündemine almak gerekiyor, erkeklerin erkekleri etkilemesini sağlamamız lazım ve şiddet uygulayan erkeklerin yalnızlaştırılması lazım. Erkeklerin, biz bu konuda sessiz kalmayacağız, susmayacağız, gözümüzü kapatmayacağımız demesi lazım. Geçen yıl, Bu kampanyada biz de varız diyerek, Cumhurbaşkanı ve Başbakanımız başkanlığında imza kampanyamızı başlatmıştık. Bu kampanya o kampanyanın ikinci boyutu, özellikle sanatın, sporun, etki analizi yüksek olan, toplumdaki algıyı güçlendirecek kesimlerin rol modellerini oraya davet ettik. Mesela Polat Alemdar'ı (Necati Şaşmaz) davet ettik. Dizinin oynayan son bölümünde de bu konuya dikkat çekildi. Hakan Şükür, İbrahim Kutluay ve eşi bu kampanyaya destek verdi. Herkesi bu kampanyaya destek vermeye çağırıyoruz. Futbol, sanat, basketbol camiası, bunların hepsinin birleştirilerek toplumdaki zihinsel dönüşümü ve algıyı yönetmek istiyoruz. Bu da kampanyamızın ikinci bölümüydü. Şimdi de sosyal medya üzerinden de bu kampanyaya devam ediyoruz. bunun altına imza atıldığında herkes kendi etki alanındakileri de buna davet ederek topyekün bir mücadele başlatmış oluyoruz.
ŞİDDET BİZİM İKTİDARIMIZDA AZALDI
Siz bu çalışmaları yaptıktan sonra kadına şiddet oranında bir azalma oldu mu, bu konuda elinizde rakamlar var mı?
"Evet, Emniyet Genel Müdürlüğü'nden gelen verilere göre, çok ciddi bir azalma var. Geçen yıllara oranlara yüzde 50 azalma olduğunu söyleyebiliriz. Geçen yıl, Jandarma ve Emniyet'ten gelen bilgilere göre Jandarma bölgesinde ölen kadın sayısı 64'ten 51'e düştü. Ondan önceki yıl 71'di, Emniyet bölgesinde ise 2011'de 163'ten 106'ya düştü, şu an ise 74. Bu doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Kurumsal kapasitemizi artırmanın faydasını gördük. Son 10 ayda 700 kadın konuk evinde kapasiteyi artırdık, 20 tane konuk evi açtık.
AK Parti iktidarında kadına şiddetin arttığı söyleniyor, bu konuda ne söylemek istersiniz?
"Bizim bu uygulamalarımızdan sonra aslında toplumda bilinç arttı, açık bir toplum olduk. İnsan hakları ve yasal okur yazarlık arttıkça, kurumsal kapasite geniledikçe insanlar gidip hakkını hukukunu aramaya başladılar. Daha fazla müracaat olmaya başladı. Halı kalkınca altındakiler ortaya çıktı, aslında bu sorunlar arttı gibi algılanıyor ama sadec görünür oldu ve bu çok önemli bir gelişme. Belli bir süre sonra daha çok azalmaya başlayacak. Zaten rakamlarda ortada.
ÇOCUKLARIN SICAK YUVAYA İHTİYACI VAR
Koruyucu aile kavramını da gündeme getirdiniz, kimler koruyucu aile olabilecek, çalışmalarınız nasıl gidiyor?
"Kadınlarla ilgili toplumsal sorunları çözerken aile değerlerimizin de en güçlü şekilde devam etmesi gerekiyordu. Çünkü toplumun temel yapı taşı aile. Parçalanan ailelerde sorunlar çok daha fazla gün yüzüne çıkıyor, parçalanan ailelerin çocukları çok daha fazla sorun yaşıyor. Şu an kurumlarımızda bulunan çocuklarımızın çok yüksek oranı hep parçalanmış ailelerin çocukları. O çocuklara ne kadar iyi şartlarda bakılırsa bakılsın ki şu anda bir evde neye ihtiyacı varsa karşışanıyor, yaşam kaliteleri çok yüksek fakat yuva sıcaklığı denen bir şey var. Annenin babanın yanında, bir sıcak ortamda, şefkat ortamında yetiştiği zaman özgüveni yüksek, çok daha mutlu çocuklar yetiştireceğiz. Bunu gözünden, yüzünden, akademik başarısından anlıyorsunuz. biz bir yandan kurumlarımızı, toplu yaşam alanlarını, çocuk evlerini ve sevgi evlerini geliştiriyoruz bir yandan da koruyucu aile modelini ülkemizde aktif hale getirmeye çalışıyoruz. Toplum bu kavrama şu an yabancı, zannediliyor ki bir kuruma giderek çocuğu sevip okşayacak, bir hediye verecek. Ama öyle değil, hukuki bakımdan evlat olmayacak ama yanınızda kalacak. Biz maddi olarak destek vereceğiz, çocukların toplu yaşam alanlarından çıkarılarak bir aile ortamında sağlıklı mutlu yaşamalarını amaçlıyoruz. Yeni bir yönetmelik çalıştık hem uzmanlaşmış hem de geçici koruyucu aile sistemi hayata geçecek, eğitim ve sertifika sistemi getirilecek. Etkin bir denetim ve izleme politikası getirilecek. Koruyucu aile ücretleri yüzde 20 artırılacak ve koruyucu aile uygulaması ön plana çıkarılacak. Şu an 11 bin koruyucu ailemiz var. Bu ailelerden başarılı, mutlu olan, herkesin, annenin babanın da çocuğunda mutlu olduğu rol modelleri toplumda çok daha öne çıkaracak şekilde bir çalışma yapıyoruz. Önümüzdeki hafta vali eşlerimizle, o şehrin oda başkanlarının eşleriyle bunu anlatacağız. İnanıyoruz ki bu destekler anlatıldığında ve bu bilinç yükseldiğinde bu iş çok daha güçlenecek çünkü ciddi sayıda evlat edinmek için bekleyen anne baba var. Koruyucu aile olan bir ailenin yanındaki çocuk için bir mahkeme kararı çıkmışsa önce koruyucu aileye soruluyor bu çocuğu evlatlık edinmek ister misin diye, sonra başka aileye geçiyor. Evlat edinmek için bekleyen ailelerin de azalması açısından bir ara model oldu, her taraftan güçlü bir çalışma sistemi içindeyiz. Bunu hayata geçirdiğimiz zaman çok sayıdaki çocuğumuzu da sıcak bir yuvaya kavuşturmuş olacağız. Çocuğu olan aileler de koruyucu aile olabilecek."
Not: "Beyaz Kurdele" kampanyasına destek vermek için Bakanlığın aile.gov.tr adresine girerek sağ üstteki beyaz kurdeleyi tıkladığınızda ilgili Facebook sayfasına yönlendiriliyorsunuz, bu sayfayı beğenerek "erkek şiddetine son" diyebilirsiniz.