BIST 9.636
DOLAR 34,65
EURO 36,34
ALTIN 2.933,48
HABER /  GÜNCEL

İşte Kürt sorununda günün aykırı yorumu!

Akşam'ın yayın yönetmeni İsmail Küçükkaya, açlık grevlerinin sona ermesiyle oluşan olumlu havanın "geçici ve fazla iyimser" olduğunu söyledi, "ufukta barış yok" dedi...

Abone ol

İNTERNETHABER.COM (ÖZEL İÇERİK)
Açlık grevlerinin bir ölüm haber gelmeden bitmesi ve Abdullah Öcalan'la bir diyalog ortamı kurulmasıyla Kürt sorununda esen barış rüzgarı ne kadar gerçek? Akşam gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya, NTV'de yaptığı değerlendirmeden genel havanın aksine ufukta bir barış görülmediğini iddia etti.

"OLUŞAN OLUMLU HAVA GEÇİCİ VE FAZLA İYİMSER"

Açlık grevlerinin sona ermesiyle oluşan olumlu havanın "geçici ve fazla iyimser" olduğunu kaydeden Küçükkaya "Barış için çok özel umutlanmamızı gerektirecek şartların oluştuğunu düşünmüyorum. Böyle pozitif bir atmosfer de görmüyorum." dedi. Kürt siyasi hareketinin Öcalan'ı ev hapsine çıkartma hedefiyle orta vadeli bir planı devreye soktuğunu savunan Küçükkaya PKK'nın yükselttiği şiddet dalgasını ise Ortadoğu'daki gelişmeler üzerinden okumak gerektiğini, Türkiye'nin bu şekilde uluslararası güçlerce cezalandırıldığını iddia etti.

"GENEL HAVANIN AKSİNE UFUKTA BARIŞ GÖRMÜYORUM"

"Sorun için öok özel bir aşamada olduğumuz yorumlarına katılmıyorum. 30 yıldır devam eden bir

DEVLET İMRALI'YLA YENİ
BİR
 MÜZAKERE Mİ BAŞLATTI?
Radikal yazarı ve Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek, açlık grevlerinin bitmesiyle başlayan yeni süreci yorumladı, devletin diyalog kapısını araladığını iddia etti... 
HABERİN DEVAMI
deniz-zeyrek-muzakere-imrali.jpg

PKK YENİ BİR ATEŞKES
İLAN EDEBİLİR Mİ?
Taraf yazarı ve Ankara Temsilcisi Lale Kemal, açlık grevlerinin son bulmasıyla başlayan süreçten bir barış ihtimalinin doğabileceğini iddia etti...
(HABERİN DEVAMI...) 
pkk-ateskes-baris.jpg 

sorun bu. Barış için çok özel umutlanmamızı gerektirecek şartların oluştuğunu düşünmüyorum. Böyle pozitif bir atmosfer de görmüyorum. Açlık grevleriyle oluşan havanın ise hem geçici hem de fazla iyimser olduğunu düşünüyorum. Terör meselesinin geldiği özel nokta ise Ortadoğu'nun iç dinamikleri ve Türkiye'nin aldığı pozisyonla ilgili olduğu kanaatindeyim."

BÜTÜN MESELE ÖCALAN'IN KOŞULLARI İLE İLGİLİ

"Olumlu bir hava var ama bu yaratılmış bir iklim. Açlık grevlerinin nasıl başladığını ne kadar sürdüğü, hangi platformlarda tartıştırıldığı ve bittiğini doğru bir şekilde bakmamız, sağduyulu ve objektif ele almamız gerekiyor. O zaman şunu görüyoruz. Bütün mesele Öcalan'ın koşulları ile ilgili."

"PKK TERÖRÜ ORTADOĞU KAZANIYLA İLGİLİ BİZE ÖDETİLEN BİR BEDEL"

"Bizim işimiz gazeteci olarak gördüğümüz bildiğimiz doğruları anlatmak. Bir numaralı talep Öcalan'la ilgili bir algı ve imaj yaratılmaya çalışılıyor. Açlık grevleri için Öcalan önledi, kimse ölmeden araya girdi etkinliğini kullandı demek bunlardan bir tanesi. Bundan sonraki aşamalarda da benzeri adımların atıldığı ve zaman zaman Öcalan'ın devreye girdiğini Türkiye izleyecek. En nihai aşamadaki strateji ise Öcalan'ın ev hapsine çıkarılması için orta vadeli bir planlama. Diğer yandan Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı terörün özü ise Ortadaoğu'da kaynayan kazan. Ortadoğu dengelerini değiştiren bir mücadale alan var şimdi. Türkiye de kendini pozisyonladı. Terör de bunun karşılığında bize ödetilen bir bedel ve pranga olarak karşımızda duruyor."

"ÖCALAN REEL POLİTİĞİ İYİ ANALİZ EDİYOR"

"Öcalan'ın bulunduğu koşullardan hem reel politiği hem de uluslararası siyasetin Ortadoğu denklemindeki yerini iyi analiz ettiğini görüyoruz. Çünkü önce Irak'ta bağımsız bir Kürt devleti senaryosu sahnelenmek istendi. ABD önce buna yeşil ışık yaktı. Ama şartlar çok kaygandı, tehlikeliydi, Türkiye sağlam durdu, Araplar ve Kürtler arasında çatışma olabilirdi, Ortadoğu gerçek anlamda kan gölüne dönebilirdi. Bunun için frene basıldı. Kısmı federal ve otonom bir yapı sağlandı. Benzeri seneryolar Suriye için sahneleniyor şimdi. Bundan sonraki adımlar İran için de sözkonusu olabilecek. Türkiye'nin farkı ise bizim Kürt vatandaşlarımızın üniter yapıya sadık olmaları. Bu fotoğrafa baktığımızda Öcalan'ın anladığı şu; bu coğrafyada bu şartlarda bağımsız bir Kürt devletine izin verilmeyecek. Dolayısıyla farklı seneryolar gerek. BDP'nin söylemi de buna göre değişti son bir kaç yılda. Demokratik özerklik denilen formülü dile getiriliyor."