Kürt siyasetçiler neden HDP çatısı altında seçime girmek istiyor?
HDP'nin baraj altında kalmasının en çok AK Parti iktidarına kaybettireceği muhakkak. Milletvekili sayısı olarak önemli bir avantaj elde etse de, AK Parti iktidarı, yüzde 10 barajında ısrar ettiği için kaybeden taraf olacak.
Kürt siyasetinin büyümesini isteyen
HDP'liler 7 Haziran'daki seçimlere parti çatısı altında
girmeye kararlı görünüyor. HDP'lileri bu
kararından vazgeçirecek tek güç var Türkiye'de; Abdullah
Öcalan.
Peki neden?
Barajı aşma riski olmasına rağmen, HDP
neden Kürt siyaseti için tehlikeli olan bu adımı atıyor?
*
Çok neden var...
Kürt siyasetçiler, Kürtler'den daha fazla oy
alamayacaklarının farkında. Yüzde 7'yi Türkiye
siyaseti yapmadan yüzde 10'lara çekemeyeceklerini biliyorlar.
Pastadan daha fazla pay alabilmenin yolu, HDP çatısı altında seçime
girmekten geçiyor onlar için.
Alevi oyları mesela...
CHP'ye akan bu oylarda HDP'nin gözü var. Selahattin
Demirtaş ile Figen Yüksekdağ'ın Aleviler'e özel önem verdikleri
artık sır değil. Alevi oylarının HDP'ye akmasının,
baraj riskini ortadan kaldırıp kaldırmayacağını bilmiyorum ama,
bildiğim o ki Demirtaş ve ekibi bu konuda sonuca
ulaşmak için hummalı bir çalışma içinde.
HDP'liler bu seçimde "Gezici-Orta
sınıf"ın oyuna da talip. Türkiye siyaseti yaparak,
Gezi eylemlerinde boy gösteren herkesin oyunu almak istiyorlar.
Niye olmasın? Demirtaş'ın Cumhurbaşkanlığı
seçimlerindeki performansı, HDP'nin batı illerinden de oy
alabildiğini bizlere pekala gösterdi; yüzde
9.7...
Yüzde 10'a 3 kalmış yani!
*
Velev ki olmadı.
HDP risk aldı ve barajın altında
kaldı.
Ne olur?
HDP'nin baraj altında kalmasının en çok AK Parti
iktidarına kaybettireceği muhakkak. Milletvekili sayısı olarak
önemli bir avantaj elde etse de, AK Parti iktidarı, yüzde 10
barajında ısrar ettiği için kaybeden taraf
olacak.
HDP'nin kaybı ise, sadece parlamento dışında kalmak olur. O da çok
önemli değil HDP'liler için. Onlar için parlamentoda
olmakla olmamak arasında bir fark yok. MHP veya
CHP'nin baraj altı olması önemlidir ama HDP için bunun zerre
ehemmiyeti yoktur. Zira onlar siyaseti sokakta
yapıyorlar. Çözüm Süreci ile birlikte
dağda yapılan siyaseti de hafife almamak
gerek.
Hatırlayın!
2011'de Ahmet Türk başkanlığındaki DTP Sine-i Millet
kararı alarak parlamentoyu terk etmek istemişti. Abdullah Öcalan
son sözü söylemiş Ahmet Türk ve arkadaşları Sine-i Millet
kararından vazgeçmişti.
HDP çatısı altında seçime gitme kararı Öcalan'a rağmen
alınamayacağına göre. Son sözü İmralı'nın söyleyeceğini belirterek
yazıya nokta koyalım.
Yorumlarınızı bekliyorum!