Kürt asıllı siyasetci ve aydınlar ateşkes kararından sonra PKK için acı konuştular. PKK yolun sonuna mı geldi?
Abone olİNTERNETHABER.COM- Kanlı saldırıları bir anda kesen örgüt neden ateşkes ilan etti? Çok sayıda neden gösteriliyor. Etnik kavgayı amaçlayan provokasyonların Kürt vatandaşları rahatsız etmesi nedenlerden bir tanesi. Sadece bu değil elbette.
SÜREÇ PKK ALEYHİNE GELİŞTİ
Batman'da 4 Kürt vatandaşın mayın patlaması sonucu öldürülmesi bardağı taşıran son damlalardan biriydi. Güneydoğu'da bir çok ilde yüzlerce STK'nın PKK'ya silah bırakma çağrısı da nedenler arasında yer aldı. Metropoll'un son referandum anketinde BDP seçmeninin yarısının sandığa gideceğinin ortaya çıkması işin tuzu biberi oldu..
İşte bu ortamda gelen ateşkes PKK'yı Kürt aydınlarının hedefi olmaktan kurtaramadı. Bazı Türk milliyetçilerinin bile 'sakıncalı' listesinde yer alan bir isim olan Kürt siyasetçisi ve yazar Miroğlu, Taraf'taki bugünkü köşesinde örgütü yüzleşmeye çağırdı..
"HİÇBİR SEBEP KALMADI"
Terör örgütünün ilk eylemi gerçekleştirdiği 15 Ağustos 1984 ile bugünkü ortamın çok farklı olduğuna işaret eden, Miroğlu, "Şimdi bu savaşı sürdürmek için hiçbir sebep kalmadı" diyor.
TOPLUM 26 YIL ÖNCESİNDE DEĞİL
26 yıl öncesine atıf yapan yazar örgüte çarpıcı tespitlerle yükleniyor. Kürt halkının sosyal ve siyasal dönüşüm geçirdiğini, sosyolojisinin değiştiğini ve ve sisteme entegre olduğunu hatırlatan yazar, demokratik özerklik talebinin pazarlık konusu olarak ileri sürülmesini kimsenin anlayamayacağını söylüyor.
Yazarın örgüte yönelik uyarıları yazısının sonunda saklı. Bir aylık ateşkesin şartlara dayanmasını eleştiren Miroğlu bakın neler diyor?
"(...)'Yanlış zamanda haklı talepler' ileri sürmek, muhtemel bir müzakere ve diyalog sürecini imkansız hale getirebilir. Bugünün meselesi silahların susmasıdır, ve her ne konuşulacaksa ancak silahlar süresiz olarak sustuktan sonra konuşulmasıdır.
Bu adımı PKK'dan beklemeye hakkımız var. 'Bayram ateşkesi' bu büyük derde deva olamaz. Bir ay boyunca kimse kimseyi öldürmeyecekse, mayınlar patlamayacaksa, bu elbette çok sevindiricidir.
Ama bayramdan sonra şunlar şunlar olmasa yine savaşa devam ederim anlamını bir ateşkes ilanı insanın sevincini yarım bırakıyor. Diyarbakır'ı Amerikan ordusu bile işgal etse, ve PKK olmasa Kürtler kelepir bir çözüme razı olmazlar.
PKK bu gerçeğe güven duymalıdır, silahlara değil. Son isyan birileri uzatmaları oynamak istese bile, durması gereken yerde, siyasal bir zeminde duruyor artık.."
HANGİ KÜRT AYDINI ÖCALAN'I NEDEN SUÇLADI?
[PAGE]DEMOKRASİ JELATİNİ
Bir diğer Kürt siyasetçi Kemal Burkay da Öcalan'a yüklendi... İsveç'te yaşayan yazar, Star gazetesindeki yazısında Öcalan'ı kendi sözleriyle vuruyor.
"ÖZERKLİK İLKELLİK" DİYORDU
Burkay “Öcalan, neredeyse altı ayda bir yeni bir tez ortaya atıyor, çözüm için yeni bir statü öneriyor. Dün özerklik gericiliktir, ilkelliktir diyordu. Şimdi onu demokrasi jelatinine sararak ilaç diye piyasaya sürüyor. Yarın ne yapacağı belli olur mu?.." diyor.
Baydemir'in dile getirdiği özerklik talebine dikkat çeken yazar, BDP cephesinde Öcalan konuşmadan fikir sahibi olunamayacağı gerçeğini şu sözlerle altını çiziyor:
"Çünkü “irade” odur. Ne olacağına her keresinde O, -görünüşe göre- İmralı’daki bilmem kaç metrekarelik hücresinde daldığı derin tefekkür sonucu karar veriyor."
"HACİVAT KARAGÖZ OYUNU"
BDP'li siyasetçiler de eleştiri oklarından nasibini alıyor. Öcalan'ın yaşadığı çelişkilerde onun arkasındaki derin uzmanların olduğunu savunan yazar, özetle şöyle diyor:
"Özetle söylersek, böylece kamu oyuyla, en başta da Kürt halkıyla alay ediliyor, onun kaderiyle oynanıyor. PKK bir yana, BDP ve DTK içindeki koca koca adamlar ise kendilerini bu hacivat-karagöz oyununa kaptırmış, oyun kurucuların arkasından sürüklenip gidiyorlar. Tezler değişiyor, cambaz her keresinde yeni bir hedef gösteriyor ve onlar yüzlerini oraya dönüyorlar."
SİLAHLARI TÜMDEN BIRAKMASI KAYIP OLMAZ
Burkay PKK'nın içinde bulunduğu çıkmaza da değiniyor ve yazısını şu ilginç sözlerle tamamlıyor:
"Şu aşamada silahların karşılıklı olarak susturulması kuşkusuz en istenir durumdur. Ama bu mümkün değilse PKK’nın daha fazla beklemeden silahları tek yanlı susturması, hatta tümden bırakması Kürt davası için bir kayıp olmaz. Çünkü silahlı eylemlerle artık PKK’nın bir yere varamıyacağı, bu eylemlerin yarardan çok zarar verdiği artık anlaşılmış olmalı. Böylece savaşı ve çözümsüzlüğü sürdürmek isteyenlerin oyunu da bozulur. PKK silah bırakırsa onlar kiminle savaşacaklar?
Ama PKK bunu ister mi, istese bile yapabilir mi; Öcalan’ı İmralı’da denetleyen ve PKK’ya yön veren güçler buna fırsat verir mi? İşte bütün sorun burada...
Ortada sihirli bir kilit var ve bakalım bu kilidi hangi “Malik-i Ejder” ve nasıl çözecek?.."