BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Kürşad Tüzmen Suriye'de

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Suriye Başbakanı Mustafa Miro'ya Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan'ın masajlarını iletti.

Abone ol

Suriye'deki temaslarını sürdüren Bakan Tüzmen, Suriye Başbakanı Miro ile 1 saati aşan görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tüzmen, ''Sayın Genel Başkanımız Erdoğan ve Başbakanımız Abdullah Gül'ün iyi dilek ve temenni mesajlarını ve Suriye'de son dönemde yapılan reform çalışmalarının Türkiye tarafından son derece yakından izlendiğini belirten mesaj getirdim'' dedi. Görüşmenin oldukça kapsamlı ve iki ülkenin işbirliği alanlarını baştan aşağı tekrar gözden geçiren bir çalışma platformu olduğunu anlatan Tüzmen, Suriye Başbakanı'nın da aynı şekilde Gül ve Erdoğan'a iyi dilek ve temenni mesajlarını ilettiğini söyledi. Tüzmen, şunları kaydetti: ''(Birlik beraberlik ortamında, çok önemli hedeflerin, önümüzdeki dönemde beraberce gerçekleştirileceğine inandığını) söylediler. Söylemiş olduğumuz konularda (tamamıyla mutabakat sağladıklarını ve ellerinden gelen desteği vereceklerini) söylediler. Önümüzdeki dönem bence Türkiye ve Suriye için çok önemli gelişmelerin olacağı, özellikle ticari gelişmelerin de rahatlıkla siyasi gelişmeler açısından son derece sağlam bir zemin oluşturacağı bir dönem olacaktır.'' Görüşmede Irak konusunun da ele alındığını kaydeden Tüzmen, ''Yineaynı şekilde bölgede bu tip sıkıntılar yaşamak istemediğimizi ve önemli olanın barışçı bir çözümle bu sıkıntıları aşma noktasına gelinmesi gerektiğini ve bütün bölgenin esas sıkıntısının ticari imkanların yeterince yapılanmaması... Ticari imkanların artmasıyla özellikle bölgede kalıcı ticari başarıların kalıcı siyasi başarıları da getireceği noktasından hareket etmek ve bölgenin topyekün GSMH'sının arttırılmasıyla bu yolun da açılacağı yönünde konuşmalarımız oldu'' dedi. AMACIMIZ KOMŞULARLA TİCARETİ YÜZDE 25'LERE GETİRMEK Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Suriye tarafına aktardıkları projelere çok olumlu bakıldığını bildirdi. Tüzmen, Suriye Başbakanı Mustafa Miro ile yaptığı görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken, her iki ülkenin önemli potansiyeli bulunduğunu ve bu potansiyeli harekete geçirmek istediklerini vurgulayarak, Suriye'de ele aldıkları konuların başında nihai hedef olarak bir serbest ticaret anlaşmasına varmanın olduğunu dile getirdi. Bu hedefe varmadan önce bir tercihli ticaret anlaşması yapmayı da düşündüklerini kaydeden Tüzmen, bu konuda iki tarafın bürokratlarının çalışmalar yürüttüklerine anlattı. Ayrıca, iki ülke arasında sınır ticareti merkezleri kurulması ile bu bölgelerdeki köylerin ve ilçelerin kalkınmalarına katkı sağlanabileceğini de vurgulayan Tüzmen, bu konuda da nihai hedef olarak, ABD ve Meksika arasındaki iki fabrika anlamına gelen ve ''makiladora'' adı verilen (Meksika'nın ucuz işgücü, ABD'nin de girdi sağladığı ve üretilen ürünlerin ABD'de satıldığı) düzenlemelerin olduğunu bildirdi. Bu tür çabaların, halen 700 milyon dolar seviyesinde bulunan iki ülke arasındaki dış ticaret hacmini daha ileri noktaya götürecek olan çabalar olduğunu belirten Tüzmen, ayrıca Suriye tarafına, taşımacılıkta alınan vergilerin düşürülmesi talebinde de bulunduklarını açıkladı. Canlı hayvan ticareti konusunu da ele aldıklarını dile getiren Tüzmen, ''Doğu Anadolu'dan canlı hayvan ticareti yapılan dönemler vardı. Yine aynı dönemleri yaşatmak istiyoruz'' dedi. İki ülke arasında büyük potansiyeller bulunduğunu kaydeden Tüzmen,şunları söyledi: ''Bu kadar potansiyel bizi beklerken, bizim bunları ıskalamamamız lazım. Bütün bunları komşularımızla yaptığımız zaman ortada bir güvenlik kuşağı oluşacak ve böylelikle de başka yerlere ayıracağımız paralar rahat şekilde eğitim, sağlık ve ar-ge'ye ayrılmış olacak. Bu konularda önemli mutabakat sağladık. Önümüzdeki günlerde çalışmalara devam edeceğiz. Komşularla ticarette ilk hedef ülke başına 1 milyar dolar barajını geçmek, bunun arkası katlanarak gelir. Bizim bütün amacımız komşu ülkelerle olan ticareti yüzde 5'lerden yüzde 25'lere getirmek. Bu bütün bölgede bir hareket sağlayacaktır. Ve Türkiye burada gündem tayin eden, aktif rol oynayan bir ülke olacaktır.''