HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürtçü, partisinin grup toplantısında konuştu. Kürtçü Erdoğan'a şu sözlerle yüklendi...
Abone olİNTERNETHABER/HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürtçü, partisinin grup toplantısında konuştu.
İşte Kürtçü'nün konuşmasından satır başları...
Eş Genel Başkanımız Ertuğrul Kürkçü: Gözaltında kaybedilen, yargısız infaz edilenlerin önünde saygıyla eğiliyoruz.
Kürkçü: Gözaltında kayıplar, 1990’ların en korkunç süreçlerinden biriydi. Devletin Kürdistan özgürlük mücadelesine karşı yürürlüğe koyduğu faşist çetebaşlarının, itirafçı kiralık katillerin, korucubaşlarınn oluşturduğu bir güruhn katliamları sonucnda binlerce kişi katledilmştir.
Tansu Çiller Ancak yaygın medyada bu, sebepsiz bir taşkınlık olarak sunulmaktadır, Başbakanlık başmüfettişliği tarafından hazırlanan raporda açıkça bazı işadamlarınn hakkında hüküm verilmişti.
Raporu hazırlayan, şöyle diyordu: Tartışılacak olan şey, 100 kişiye yakın olduğu tahmin edilen kişilerden bir kişi eksilmiştir.
TC yargısız infazları incelemek için bir başmüfettiş görevlendiriyr ve o bunun yanlış olmadığnı, usulüne uygun olmadığnı yazabiliyor.
Başbakana sormak istiyorum, bu raporu okudunuz mu? Arkasında yüzlerce cenaze sürükleyen bu karanlığı ortaya çıkartabilir misiniz?
Başbakan kendi eski partisinin içinde olduğu bir dönemi araştırmayı bile düşünmez, o dönemi atlar.
AKP büyük iddialarla girdiği tekrarlanan yerel seçimlerden yenilerek çıktı. Ağrı ve Norşîn Belediye Eşbaşkanlarımızı selamlıyorum.
Kusura bakmasınlar, kendileri istedi, yarıştılar, kaybettiler. Yoksa yarışmadılar mı? Bana sorarsanız yarışmadılar. Ortada bütün devlet olanaklarıyla sandığa yığılıp oyları çalmaya yeltenenlere halk çok ağır bir tokat attı, o tokat suratında şakladı, bu yüzden şimdi kürsüde avaz avaz bağırıyor.
Bu seçimde 3 tarz-ı siyaset sınandı. Birincisi, vaatlarle kandırma yıldırma, bunun çalışmadığı yerde de çıngar çıkartma Bir başka tarz ise, onun yerinde olsa aynısını yapacak olan anlayış.
Bir de bizim tarzımız, empati ve gönülleri kazanma. Nitekim, 10 oy farkı olan seçimlerin tekrarından binlerce oy farkla çıkmak böyle olur. Hem gönülleri, hem de seçimleri elbette kazanacağız. Eninde sonunda kazanacağız. Ağrı’yla başladı, Başbakanın daha çok yeri ağrıyacak.
Daha sırada Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Seçimde aslında barış ve özgürlük arayışı kazandı. Sadece Botan değil, Serhad’da da belediyelerimiz bir kolye gibi diziliyor. Şimdi Kürdistan’ın iki yakasını bir araya getiriyor.
ürecin seyri bakımından çelişkili bir tabloyla karşı karşıyayız. Son toplantıya katılan heyetimiz iyi haberlerle döndüler. Biz umuda ortak olmak istiyoruz. Ama sürecin kendine özgü bir diyalektiği var. AKP aynen böyle yapmakta, sürecin halkların eşitliğine evrilerek mükemmel bir sonuca varmasına karşı sürüncemede kalıp bağlanması için elinden geleni ardına koymamakatadır.
Kalekollar inşaası: Herhangi bir karakoldan söz etmiyoruz, hırsıza, olay çıkarana, gaspçıya karşı yapılan karakollardan söz etmiyoruz.
Bu bir asayiş noktası değil, betonarme kaledir. Şimdi soru şudur: Biz bir çözüme ilerliyorsak, halkın yoğun olarak yaşadığı yerlerde halka karşı silahlanan askeri birliklerin kalekollara yerleşmesinin ne gibi bir sebebi olabilir?! Halk kalekolları kendisine karşı bir tehdit oarak görmekte, buna karşı çıkmaktadır. Halk her gün yollara çıkmakta, kalekollara inşaat malzemesi taşıyan araçları önlemeye çalışmaktadır. Ancak yaygın medyada bu, sebepsiz bir taşkınlık olarak sunulmaktadır.
KA-LE-KOL YA-PI-MI-NA SON VE-RİN!
Barışa karşı yapılacak en büyük kötülüktür bu. Kalekoldan halka gidilmez, ancak mezarlığa gidilir! KA-LE-KOL YA-PI-MI-NA SON VE-RİN! Kürtler Türkiye-Suriye sınırı demezler, Kuzey’de kalana serxet, Güney’de kalana binxet derler. ürtler Suriye kaosundn çıkacak barışçı bir özyönetim kurdulr, Suriyeyi kana bulayn IŞİD, Nusra çetelerine karşı kendilrni koruyrlr. Ancak Türkiye siyaseti, Şam'da zorla bir rejim değişikliği olacağına bel bağladığı gibi, dünyanın her yerinden gelmiş ipini kopartmış katil sürülerine yardım aktardı.
Rojava’da çoluk çocuğu katledenlerin silahlarının Türkiye'den gitmediğine dair herhangi bir kanıt yoktur. Rojava’da yaşamını yitirenlrn akrabaları burada yaşıyor. Rojava’da barış yokken burada olabileceğine en ufak bir inanç beslemiyorlr. Hükümet Rojava’ya saldıran çetelerden elini çekmelidir. Bunu yapar mı, kısa vadede yapacağını sanmıyorum. Çünkü Güney Kürdistan üzerinden de Rojava’yı kontrol etmek istiyorum. Rojava Kürtler için müthiş bir güven, eşitlik ve özgürlük anlayışına ışık tutuyor. Hükümete açıkça çağrıda bulunuyoruz: Evleriniden ayrılarak kendilerine güvenli bir yer bulan, burayı seçmiş olan çocukların ailelerine kavuş+malarını bekliyor musunuz? O zaman yapmanız gerek süreci ilerletmektir.
KAÇIRILAN ÇOCUKLAR
Ben Pozantı Cezaevi çocuklarıyla yüz yüze konuştum. Hepsi de şunu diyor: "Okulda bizim kimliğimize yönelik yapılan ayrımcılıktı." Sormak istiyorum şimdi, "15 yaşında gitmişti, asker onu aldı, şefkatle giydirdi" denilen çocuğa 45 yıl ceza verilmiş. Bu mu? Bunu gören çocukların gelmesini, hem de bizim getirmemizi mi istiyorsunuz? Çoook şey bekliyorsunuz! Pozantı'da yapılan muamele sizin çocuğunuza yapılmış olsa, tecavüz edilse, onu en uzak yere götürmek istemez misiniz?
Made in AKP bir icraatla karşı karşıyayız. Hükümetin çocuklar için yapabileceği çok şey var, barış için elle tutulur adımlar atın. Sürecin tamama ermesi için bir takım temaslardan bahsediliyor. Ama Başbakanın konuşmalarına bakar mısınız? Sırrı Süreyya Önder arkadaşımızın dediği gibi siyasi heyetler arasında temas var.
Başbakan, “AK Parti’nin olduğu yerde kan yok, BDP’nin olduğu yerde kan var” şimdi bu ağız mı? Böyle muhatap alınmak? Başbakana söylüyorm, bizi çekmek istediğiniz yere gelmeyiz. Kutuplaşmadan parsayı topluyorsunuz. Havanızı alırsınız. Halkın hakkına tecavüz ettiğiniz her yerde HDP’yi karşınızda bulursunuz. Hakimiyetinize boyun eğmeyiz.
“Ne kadar güzel, Gezi Parkı’nı korudum insanlardan” dersiniz, ama bunun 5 kuruşluk saygınlığı olmaz. Ağrı’da da belediyeyi alırız, her yerde herşeyi alırız. Sizinle kontratımız mı var ebediyyen kalacaksınız? Diyor ki “B planı devreye girer.” Neymiş ya, senin B planın?! Olsa olsa yumuşak-G planın olur, o da birşeye benzemez. Barış olacaksa Öcalan özgür olmayacak mı? İnsanların bunu istemeye hakları var. GOP’da insanların üstüne yürüdüler, yaraladılar.
Peki öyleyse süreci kim porovoke ediyor?
AKP Tayyip Erdoğan’a bir çare bulsun, eğer partiyse. Vekillerimizin adadan müjdeli haberlerle gelmesinden 48 saat geçmeden züccaciyeci dükkanında bir başbakan görüyoruz