BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Kuraklık kehaneti doğru çıktı

İki yıl önce konuştuğunda herkes tuhaf karşılamıştı. Öğretim üyesi Nalbantçılar'ın tahmini tuttu şimdi gururli mu gururlu.

Abone ol

Selçuk Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tahir Nalbantçılar'ın, Konya'nın ve Türkiye'nin kuraklıktan kavrulduğu 2007 yılında yaptığı, ''2 yıl sonra kuraklık bitip yağışlı periyoda girileceği'' tahmini tuttu.

Konya'daki uzun dönem yağış rejimiyle ilgili bir tez hazırlayan Yrd. Doç. Dr. Nalbantçılar, Konya'nın ve Türkiye'nin en kurak geçen yıllarından birini yaşadığı 2007 yılında, Anadolu Ajansı (AA) muhabirine, kuraklıkta tek etkenin küresel ısınma olmadığını açıklamıştı.

Kuraklıkla ilgili yapılan tahminlerin çoğunun ''küresel ısınmaya'' dayandırıldığı dönemde Nalbantçılar, Konya Ovası'nda yaşanan kuraklığı bütünüyle dünya genelinde atmosferdeki 0.6 derecelik ısınmaya bağlamanın yanlış olduğunu vurgulayarak, ''Konya'daki kuraklığın en büyük nedeni, 20 yıl yağışlı 20 yıl yağışsız geçen periyot. Şu an kurak periyodun 18. yılındayız'' demişti.

Konya Meteoroloji Bölge Müdürlüğü verilerine göre, 2007 yılında 1 Ocaktan 1 Mayısa kadar olan dönemde Konya kent merkezine 72 kilogram yağış düştü. Bu rakam 2008 yılındaki 4 aylık dilimde 102 kilogram olarak gerçekleşirken, bu yıl aynı dönemde geçen yıla göre yağış miktarı yüzde 71 oranında artarak 175 kilograma ulaştı.

Konya kent merkezinde Nisan ayı boyunca metre kareye toplam 56.5 kilogram yağış düştü. Geçen yılın Nisan ayında düşen toplam yağış miktarı ise metre kareye 19 kilogramda kalmıştı. Böylece Konya'da bu yıl Nisan ayı yağışları geçen yıla göre yaklaşık yüzde 194 oranında arttı.

Yrd. Doç. Dr. Tahir Nalbantçılar, Konya'ya düşen bu yılki bol yağışın, Konya ve çevresinde yaklaşık 20 yıl sürdüğünü tahmin ettiği kurak periyodun sonra erdiğinin açık bir kanıtı olduğunu söyledi.

Geçen yılların aksine bu yıl Konya ve çevresindeki hububat yetiştiricilerinin yağışlardan son derece memnun olduğunu belirten Nalbantçılar, baraj ve göllerdeki doluluk oranlarının da geçen yıllara göre önemli oranlarda artış gösterdiğini vurguladı.

Yrd. Doç. Dr. Nalbantçılar, 2 yıl önce kuraklığın hat safhada yaşandığı dönemde AA'ya yaptığı, ''Kuraklığın 2 yıl sonra biteceği'' yönündeki tahminin o dönemde bazı çevrelerce eleştirildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

''Hem 2 yıl önceki bilimsel verilerin analiz edilmesiyle ulaştığım tahminlerin doğru çıkmasına, hem de yağışların başlamasına sevindim. 2007 yılı yaz aylarında yaptığım açıklamada, küresel ısınmanın dünyanın karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlikelerden biri olduğunu, ancak karşılaşılan her türlü iklimsel farklılığın küresel ısınmayla açıklanamayacağını söylemiştim. 2 yıl önceki bu tahminimi, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün yağış kayıtları tutmaya başladığı tarihten 2007'ye kadar yapmıştım. Söz konusu teze konu olan araştırmamda, 1949-1969 yılları arasındaki dönemin kurak, 1969-1989 arasındaki 20 yıllık periyodun yağışlı geçtiğini, 1989 yılında kurak periyodun başladığı ve devam etmekte olduğu sonucuna vardım. Bu verilere göre geçtiğimiz 2 yılda yaşanan ciddi kuraklığın görüldüğü dönemi de içine alan 20 yıllık periyodun 2009 yılında biteceği tahmininde bulunmuştum. Bu yıl yağışlar önemli oranda arttı ve söz konusu tahmin doğru çıktı.''

BU DURUM, TÜRKİYE GENELİ İÇİN DE GEÇERLİ OLABİLİR

Bu 20 yıllık birbirini takip eden ''yağışlı ve kurak'' periyotların dünya üzerindeki jeolojik olayların belli aralıklarla döngüsünden kaynaklandığını bildiren Nalbantçılar, Konya için 2009 yılında başladığını varsaydıkları yağışlı periyodun, Türkiye için de geçerli olabileceğini söyledi.

Nalbantçılar, ancak söz konusu tahminin tümüyle Konya'nın yağış verileri baz alınarak gerçekleştirildiğinden, Türkiye için bilimsel bir genelleme yapılmasının doğru olmayacağını sözlerine ekledi.

2007'DE NE DEMİŞTİ?

Nalbantçılar, 8 Ağustos 2007'de yaptığı açıklamada, şunları kaydetmişti:

''Küresel ısınma dünyanın karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlikelerden biri, ancak karşılaşılan her türlü iklimsel farklılık küresel ısınmayla açıklanamaz. Türkiye'de kuraklığın en yüksek düzeyde hissedildiği Konya Havzası'nda görülen olumsuz etkiler büyük oranda, bölgeye has mevsimsel döngüye bağlı olarak gelişiyor.

Bölgede yaşanan kuraklığı bütünüyle dünya genelinde atmosferdeki 0.6 derecelik ısınmaya bağlamak yanlış. Küresel ısınmanın yağış rejimi üzerindeki ilk somut etkileri, ancak 20-30 yıl geçtikten sonra anlaşılabilir. Kuraklık bugün gerçek anlamda hat safhaya ulaşmış durumda. Ancak, Konya'daki kuraklığın en büyük nedeni, 20 yıl yağışlı 20 yıl yağışsız geçen periyot.

Şu an kurak periyodun 18. yılındayız. İşlerin yolunda gitmesiyle yağışlı periyoda girilmesi durumunda belki yeraltı sularının eski seviyelerine gelmesi 20-30 yılı bulabilir. Ancak nehir, göl gibi yüzey suları normal seviyelerine 5-10 yıl içinde geri dönebilir.''