Şahin, ligde şaibe, hakem tayinleri, federasyon seçimleri ve mafyalaşma konularını Altan Tanrıkulu'na anlattı.
Abone olYöneticilerin bilet verdikleri bir grup artık profesyonel taraftar olmuş. Kendi yarattıkları Frankeştayn'lardan kurtulmaya uğraşıyorlar"
Küfür, anons, şaibe, hakem tayinleri, federasyon seçimleri, mafyalaşma, "Büyükler kollanıyor" iddiaları derken ülke olarak futbolun esiri olduk.. Ülke konuştukça da bazı taşlar yerinden oynamaya başladı. Bu arada tribünlerde yaşanan olaylar, bıçaklar, taşlar, sopalar, meşaleler de insanları maça gitmekten soğutan unsurlar olarak öne çıkıyordu. Böyle bir ortamda atladık uçağa gittik Ankara'ya..
Başbakan Yardımcısı ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin'e yönelttik sorularımızı.. Sadece sorularımızı yöneltmekle kalmadık, çok da keyifli bir sohbet yaptık 1.5 saat boyunca.. Sohbet sırasında gördük ki Sayın Bakan hem otoriter hem de babacan bir yapıya sahip. Karşısındakine güven veren, pozitif enerji saçan bir yüz ifadesine sahip. Şahin sporun lideri.. Liderler biraz tek adamlık özelliklerini öne çıkartırlar. "Sözde demokrattırlar" ama davranışlarıyla kendi tercihlerinin, ilk tercih olmasını istediklerini hissettirirler. Bakan Şahin'in yakışıklı ve akıllı basın danışmanı Murat Kul'un da bakan gibi Galatasaraylı olduğunu öğrenince "Galiba biraz fanatiklik var" dedik içten içe..
Ama bakanın odasına doğru yönelip sekreteri Aygün Hanım'ın yanına geldiğimizde tezimiz çürüyüverdi. Fanatik Fenerbahçeli Aygün Hanım büyük bir Fenerbahçe flamasını bakanın odasının girişine yapıştırıvermiş. Bakan Bey'in bu demokrat yapısını görünce rahatladık ve "Tehlikeli Soruları" bir çırpıda soruverdik..
Lucescu ve bir federasyon üyesinin açıklamaları gündeme oturdu. Futbol dünyasında garip bir takım şeyler mi oluyor? Sokaktaki insanın deyimiyle "şaibe" var mı?
Bahsettiğiniz konuşmalar ve medyadaki iddialar bütün sporseverler gibi beni de rahatsız etti. Ama benim normal bir sporseverden daha farklı sorumluluklarım var. Kamuoyunun zihnini meşgul eden her şeyi aydınlatmak zorundayım. GSGM Müdürü Mehmet Atalay'a talimat verdim. Bu konuşulanlar ve yazılanlarla ilgili her türlü soruşturma yapılacak. Ne demek istediler, delilleri var mı, hepsi araştırılacak, bana dosya olarak gelecek. Gelişmeleri takip ediyorum.
Spordaki şiddeti önleme konusunda bir yasa hazırladınız. Bu yasa sorunları çözecek sihirli formüllere sahip mi?
Aslında bu yasanın ligin ikinci yarısına yetişmesini planlamıştım. Adalet Alt Komisyon'nda görüşüldü. Orada kamunun değişik kesimlerinden önemli isimler de farklı fikirler beyan ettiler. Örneğin Şenes Erzik kendi tecrübeleriyle tavsiyeler verdi. Cezaların daha caydırıcı hale getirilmesi konusunda fikir birliğine varıldı. 15 gün içinde Adalet Komisyonu'ndan geçeceğini sanıyorum. Tabii biz kanunu çıkartırız ama uygulama çok önemli. AB çerçevesinde de birçok yasa çıkarttık ama uygulamada eksiklikler var. Sporda da böyle bir durumla karşılaşmak istemeyiz. Geçen ay Burhan Felek Salonu'nda G.Saray- Beşiktaş voleybol maçı izledim. Orada 500-600 genç vardı. Maçla hiç ilgileri yoktu ve sürekli birbirlerine küfür ediyorlardı. Bunlar toplum için ciddi problem.
Taraftarın bir kısmı hooligan yani?
Aslında bir anlamda deşarj yöntemi gibi gösteriliyor. Ama gerçek başka. İki hafta önce 3 kulüp başkanı bu konuda şikayette bulundular.ArdındanFederasyon'dan önemli biriyle yaptığım görüşmede de aynı şeyleri duydu. Taraftar liderliğinin bir sökter olduğu açık. Taraftarlar profesyonelleşmiş. Bunlar maçlara bedava bilet alıyorlar, satıyorlar, şaıaşalı bir yaşam sürüyorlar. Maçlara da olay çıkarmak için gidiyorlar. Çünkü bu şekilde bir güç olduklarını gösteriyorlar. "Eğer bilet vermezseniz bunları yaparız" diye tehdit gösterisinde bulunuyorlar. Bunların takımlarını sevdiğini falan söylemek yanlış.
Mevcut yöneticiler herhalde bu biletleri verenler?
Yönetimler bunlara olanak tanımamalı. Herkes elini taşın altına sokmalı. İnsanlar artık stada gitmekten soğudu. Herkes evinden maç seyreder hale geldi. Yöneteciler kendi frankeştayn'larını yaratmışlar, şimdi ıl kurtuluruz" diye çare arıyorlar..
Yeni yasada bunlara nasıl yaptırımlar uygulanacak?
Olay çıkartan kulüplere çok ağır cezalar geliyor. Para cezaları konusundaki uygulamaları tıpkı trafik cezaları gibi caydırıcı hale getireceğiz. Ayrıca yöneticilere, bir daha yöneticilik yapamama gibi cezalar da hükümler arasında olacak. Taraftarı tahrik edici açıklama yapanlar hakkında da ağır cezalar uygulanacak.
Ya medya? Televizyondaki konuşmaların ya da gazetelerdeki bazı yazıların toplumu tahrik ettiği iddiaları var?
Bunları da artık çok yakından takip ediyoruz. Toplumu tahrik ettiğini düşündüğümüz her kişi ve kuruluş hakkında aynı kanunları uygularız. Bir başka yasayla da sporun yapısını değiştirmeyi düşünüyoruz sanırım.. Evet.. Her alanda olduğu gibi sporda da yeniden yapılanmaya gidiyoruz. Sponsorluk yasasıyla spora yatırım yapanlara vergi indirimi sağlayacağız. Sponsorluk giderleri vergiden düşülecek. Ayrıca belirli federasyonları özerk yapıya kavuşturucağız. Bu yönde 8-9 federasyondan ciddi istek var.
Özerk yapıya sahip Futbol Federasyonu'yla ilgili iddialar var. Özerkliğe karşı çıkanlar da oluyor..
Şahsen Futbol Federasyonu'nun mali ve idari anlamda özerk olmasının Tüürk futbolunun gelişmesinde olumlu rol oynadığı kanısındayım. Ancak demokrasilerdeki temel unsur tek seslilik değil, çok sesliliktir. Futbol Federasyonu Genel Kurulu'nda 109 kişi oy veriyor. Diğer federasyonlarda ise bu sayı 700-800 civarında. Futbol Federasyonu Genel Kurulu'nun bu kriterlere yaklaşması için Mehmet Atalay ve Haluk Ulusoy'dan talepte bulundum.
Bu sayının değişmemesi için bir istek gelirse..
Aklın yolu birdir.. Kimsenin bir itirazı olacağını sanmıyorum. Eğer özerkliği doğru uygulamazsanız sistem hatası oluşabilir. Türkiye'nin tamamını ilgilendiren bir spor dalında özerklik, bir veya birkaç kişinin yönetimi demek olmamalıdır. Örneğin futbol oynamış, Türkiye'yi çok iyi temsil etmiş birçok sporcumuz var. Ama genel kurulda onları temsilen sadece Turgay Şeren bulunuyor. Bu sayı daha çoğalmalı. Özerklik futbola önemli katkılar sağlamıştır ama unutulmamalı ki herşeyin istismarı mümkündür.
Bu konuda size ulaşan ciddi bir delil veya şikayet var mı?
Delil veya kanıt boyutunda bir belge gelmedi. Herhangi bir federasyonla ilgili bir belge veya kanıt gelirse gerekin yapmaktan asla çekinmem. Zaten bazı federasyonların başkanlarını bu yüzden görev aldım.
Sokaktaki vatandaş sürekli mafya, şaibe, hakem konuşuyor. Bu sizi rahatsız etmiyor mu?
Falan hakem falan maça kasıtlı mı verildi diye iddialar oluyor. Bazı milletvekili arkadaşlarım, hatta bazıları benim partimden, bu konuda TBMM Başkanı'na soru önergesi veriyor. Ben de 15 gün içinde inceleyip yanıtlıyorum. Bundan sıkıntı duymuyorum. Çünkü onlar vatandaşları temsil ediyor. Herşeyin konuşulmasında fayda görüyorum. Ancak bazı dedikodulara dayanarak hareket etmek olmaz. Mutlaka delil lazım. Dedikodularla insanların üzerine gölge düşürmek de doğru değil.
Başta futbol ve güreş olmak üzere birçok dalga 2003 iyi geçmedi. Bu yıl olimpiyatlar var. Türk sporu ayağa kalkacak mı?
2003'te bazı spor dallarında umulanın altında kaldık. Olimpiyatlar için gereken önlemleri aldık. Güreşte 2 yabancı antrenör getirdik. Olumlu sinyaller alıyoruz. Atana'da kesinlikle başarılı olacağız. Olimpiyatlar'a 13 veya 14 branşta katılacağız. 100'e yakın sporcumuz olacak.
Bazı sporcular, "Süreyya Ayhan'a tanınan olanaklar bize tanınmıyor" diye sitem ediyor.
Tüm federasyon başkanlarına şu mesajı verdik: Başarı için ne gerekiyorsa söyleyin. Eğer Atletizm Federasyonu Başkanı daha ataksa, daha işbiticiyse, diğerleri biraz daha ağırdan alıyorsa, ondan kaynaklanan bir sorun vardır. Biz olimpiyatlarda madalya kazanacak sporcularımıza verilen ödülleri de ciddi anlamda artırıyoruz. Altın kazanan bir sporcumuz iyi bir yerde kendisine bir daire alabilecek, altında da arabası olacak..
Formula 1'le ilgili gelişmeler nedir?
2005 yılında Türkiye'de Formula 1 yarışları yapılacak. Prestijimiz açısından son derece önemli bir proje.. Orada bir yol sorunu var. Yaklaşık 5 kilometrelik yapımı için 16 trilyona ihtiyaç var. Sayın Başbakan Türkiye'ye döner dönmez bu konuda kendi siyle konuşacağım.
Kaynak: Sabah